Büyük Ortadoğu Projesi’nde (BOP) Sona Doğru…
Hasan Nasrallah; Lübnan Hizbullah’ının bir numaralı ve bölgenin tartışmasız efsane ismi; 1982’ de kurulan örgütün, 1992’den itibaren genel sekreteri ve lideri. 64 yaşındaki Nasrallah, geçtiğimiz 27 Eylül günü, “Dahiye” bölgesindeki çok katlı sığınağında uğradığı hava saldırısında öldü ve ölümü örgüt tarafından da doğrulandı. İsrail Ordu Radyosu, İsrail Hava Kuvvetleri’ ne ait F-35 uçaklarının, Nasrallah’ın da içinde bulunduğu (Şii inançlı) Hizbullah’ın ana yeraltı karargâhını vurduğunu, her biri bir ton ağırlığında olan 85 adet sığınak delici bomba atıldığını ve yerin 14 kat altındaki Nasrallah’ın öldürüldüğünü açıkladı. Her ne kadar batı dünyası tarafından terörist olarak kabul edilse de sadece Lübnan’la kalmayıp bölgenin en etkili siyasi figürlerinden birisi olduğu kabul gören bir kişilikti Nasrallah. Liderliğini yaptığı Hizbullah’ı, bölgede bir direniş örgütü olmanın ötesine geçirdiğini, bir siyasi parti, sosyal hizmetler sağlayan bir kurum gibi görülmesini başardığını söylemek çok mümkün! Siyasi bir figür müdür, yoksa terörist midir? Bu sorunun cevabını uzmanlara bırakalım. Bildiğimiz o ki; İsrail’in işgal ettiği yerleri terk ettiği görülmüş bir şey değilken, 2000 senesinde işgal ettiği Güney Lübnan’dan çekilmesinin ana nedeninin Nasrallah olduğunun altını çizmek durumundayız. Soğuk savaş yıllarındaki “Yeşil Kuşak” projesi, Aralık 2010’da nasıl ki “Arap Baharı” adı altında yeniden gösterime konuldu, Ortadoğu’da (BOP) tamamlanana kadar bölgesel savaşın acılarını (en fazla çocuklar) yaşamaya devam edeceğimiz o kadar belli ki!
Uzmanlara göre önümüzdeki 100 yılda dünyada çok önemli fiziki ve teknolojik değişiklikler olacak; fosil yakıtlı araçlar belki de tamamen ortadan kalkacak, elektrikli ve otonom (sürücüsüz) araçlar tamamen insan yaşamına girmiş olacak. Enerji devriminden tutun, nanoteknolojiye, biyoteknoloji ve genetik mühendisliğine çok şeyler değişmiş olacak. Yine uzmanlar, mevcut motorlu taşıt sayısının bugünün belki de yarısından daha az olabileceğini söylüyorlar. Robotlar ve yapay zekâ birçok iş kolunu ortadan kaldırırken, yaşlanan nüfus ve doğum oranlarının düşmesi demografik yapının önemli ölçüde değişmesine neden olacak! Uzay çalışmaları bu hızla devam edecek gibi görünürken, Ay ve Mars’ta yerleşim gerçekleşmiş olabilecek. Fiziki ofislerin ve okulların yerini, sanal ortamların alması çok uzak bir ihtimal değil. Örnekleri ve ihtimalleri çoğaltmak fazlasıyla mümkün, ancak mümkün görünmeyen bir ihtimal varsa, o da şu ki; bizim bu dünyada olmayacağımız 100 yıl sonrasında, “Ortadoğu’nun acılarının” bitmeyeceği gerçeğidir!..
Biraz Futbol!
Geçtiğimiz hafta içi, takımlarımızın Avrupa serüveni vardı. 3’te 2 gibi hiç de fena olmayan bir başlangıç yaptık aslında. Galatasaray ve Fenerbahçe “ayaklarına kadar gelen” kısmeti tepmezlerken, Beşiktaş (umulmadık şekilde) ağır bir yenilgiyle döndü Amsterdam’dan. Hep söyleyegeldiğimiz bir hususu tekrar etmek gerekirse; Yurt içinde yenmiş, yenilmiş vs. çok önemli değil, her takım yaralarını bir şekilde sarabilir! Ancak, Edirne’nin ötesinde durum farklı! Zira Avrupa arenasında alınan her galibiyet, her puan, ülke puanına katkı olarak yansıyor. A Milli Takımı’mızın uluslararası platformda, kulüp takımlarımızın dünyanın en prestijli turnuvası olan Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olabilmeleri için UEFA Avrupa Ligi ve UEFA Konfederasyon Kupası maçlarının çok önem taşıdığı gerçeğinin altını, müteaddit defalar çizdiğimizi bir kez daha belirtmiş olalım. Hafta sonu maçlarına gelecek olursak; ülkemizde ve Avrupa’da birçok ilk yaşandığını söyleyebiliriz. Türkiye Süper Ligi’nde, Galatasaray ilk defa puan kaybı yaşarken, Trabzonspor yine ilk defa 3 puanla tanışmış oldu. Sivasspor, sahasında kadro olarak güçlü bir takım olan Başakşehir takımına sahasında mağlup olurken, gelecek için ışıksız bir görüntü sergiledi. Acil önlemler alınmazsa, hiç hoş olmayan durumlarla karşılaşılabilir! Avrupa’da, yine ilklerin haftasıydı. La Liga’da Barcelona, çok ışıltılı başladığı sezonda Osasuna deplasmanında mağlubiyeti tadarken, Bayern Münih Bundesliga’nın geçen sezon “namağlup” şampiyonu Bayer Leverkusen karşısında ilk defa puan kaybına uğramış oldu. Premier Lig’de, şampiyon Manchester City “kan kaybına” devam ederken, Brighton forması giyen Ferdi Kadıoğlu, (lig kupası maçı da olsa) “ayağının tozu” ile golle tanıştı. Portekiz’de, Kerem Aktürkoğlu Benfica takımında yıllardır oynuyormuşçasına fırtına gibi bir giriş yaparken, takım arkadaşı diğer futbolcumuz Orkun Kökçü’nün de hakkını teslim etmiş olalım. Arda Güler’den de bahsedecek olursak; o artık Real Madrid makinasının dişlilerinden birisi kuşkusuz. Daha çok süre almaya, ilk 11 de daha fazla çıkmaya başladı ki, gelecekte “Santiago Bernabeu” çimlerine, bir Türk çocuğunun takım kaptanı olarak ayak basması asla sürpriz olmayacaktır…
Dipnot; Bursaspor- Muşspor 3. Lig (eskinin amatör kümesi) maçını 43 bin 160 biletli seyircinin izlediği açıklandı. Bu rakamla, Bursaspor takımı kendine ait bir rekora imza atarken, düşünülmesi gereken esas konu; seyircinin bir maça neden gitmediğinin, ya da gittiğinin analitik nedenlerinin ortaya konulmasıdır. Seyirci neden gidiyor- gitmiyor konusuna daha sonra değinmek üzere…
Sivas Trafiğinden Bir Kesit!..
Aşağıdaki resim, Sivas Bağdat Caddesi, Diş Hastanesi kısmına ait. Gün geçmiyor ki, burada (çoğunluğu) yayaya çarpmalı trafik kazası olmasın! Halil Rıfat Paşa kavşağı ile Eğri Köprü Kavşağı arasındaki yaklaşık 1,5 km mesafede olan yola ivedilikle “el atılmaz” ise bu kazaların artarak devam edeceği aşikardır! Bahsi geçen bu 1,5 km mesafede ne bir kasis ne de başka bir lamba sistemi olmadığı için, araçların hız sınırını çok aştığının bizatihi gözlemcisi olarak, başta Belediye Başkanı Sn. Âdem Uzun’a açık çağrı yapmayı bir görev addediyorum…
DİPNOT: 58 H 0008 plakalı araç kullanıcısı kardeşim; yayalara gösterdiğin saygı ve müsamahadan tut, sinyal kullanımına kadar. İnen-binen yolculara davranış biçiminden, sakinliğine kadar. Yaptığın bu meşakkatli işin karşılığında buradan sana övgü kelimeleri yollamayı bir borç bildim. Eline, emeğine sağlık…