John Forbes NASH
John Forbes Nash, 13 Haziran 1928’de, Amerika’nın  Batı Virginia eyaletinde dünyaya geldi. Oğlu ile aynı adı taşıyan baba John Nash, Teksas A&M Üniversitesi mezunu bir elektrik mühendisi, annesi Margaret Virginia Martin ise, Batı Virginia Üniversitesi mezunu bir Latince ve İngilizce öğretmeniydi. 16 Kasım 1930’da kız kardeşi Martha doğdu. İlkokuldan önce ana okuluna kaydolan Nash, henüz çocukken Compton’s Picture Encyclopedia adlı resimli ansiklopediyi okuyor ve birçok şey öğreniyordu. Time Dergisi de ilgisini çekiyordu. Mutlu bir çocukluk geçirdi.
12 yaşında iken evde kendi kendine deneyler yapmaya başladı. O zamanlarda da insanlarla çalışmayı değil, kendi kendine olmayı sevdiği belliydi. Kız kardeşi normal bir çocuktu ancak Nash diğer çocuklardan çok farklıydı, onların oyunları, şakaları Nash’e garip geliyordu, kısa sürede kendini herkesden soyutlamıştı.
Annesi ve babası, Nash’in kitap merakını gördükleri için ona bir yetişkin gibi davranmaya, eğitimini teşvik etmeye başladılar.
Nash’in matematik sevdasını ortaya çıkaran eser, lise yıllarında okuduğu, E.T. Bell’in “Men of Mathematics ” adlı kitabı oldu. Lisede okuduğu sırada " Bluefield College" adlı üniversiteden de dersler almaya başladı. Liseyi bitirdikten sonra Westinghouse bursu ile "Carnegie Institute of Technology" adlı üniversiteye kaydoldu, bölümü ise kimya mühendisliğiydi. Ancak, Nash bu bölümden ayrılarak kimya bölümüne, daha sonra da matematiğe geçti. 1948 yılında hem lisans, hem de master derecesini aldı.
Nash mezun olduktan sonra, bir donanma projesi üzerinde çalışmaya başladı. Bir süre sonra “Denkleştirme Kuramı” üzerine çalışmak amacıyla Princeton Üniversitesi’ne gitti. Hem Princeton ’ dan, hem de, Harvard Üniversitesi’nden teklif gelmişti ancak Nash, ailesinin yaşadığı yer olan Bluefield’a yakınlığı ve akademisyenlerinin kendisine gösterdiği ilgi nedeniyle, Princeton ’a gitmeyi tercih etti. 1950 yılında doktorasını buradan aldı.
Doktora tezi, daha sonra “Nash Dengesi” adını alan, “Oyun Teorisi” nin en önemli parçalarından olan bir çalışmaydı. Ayrıca cebir geometrisi  alanında da önemli çalışmalar yaptı. 1951’de, kısaca "MİT" olarak anılan, "Massachusetts Institute of Technology"de öğretmenlik yapmaya başladı.
Bu sıralarda aynı okulda fizik   öğrencisi olan El Salvador’lu "Alicia Lopez Harrison de Lardé " ile tanıştı ve  1957 yılının Şubat ayında onunla hayatını birleştirdi. 1959’da öğretmenlik görevinden istifa etti.
Nash, 1958 yılında şizofreni belirtileri göstermeye başladı.  zaman zaman kendisinin bir Japon samuray olduğuna, zaman zaman Antartika'nın imparatoru olduğuna, bazen de uzaylılardan sadece kendisinin anlayabileceği metinler geldiğine inandı. Hatta bir keresinde yeni mezunlardan bir öğrencisine Galaksiler arası ehliyet vererek, gelip kendi devletinde yaşamasını teklif etti. Ayrıca, Princeton’da geçirdiği 1945 ile 1949 yılları arasındaki   4 yıl  boyunca, kayıtlara göre  yalnız yaşadığı görünüyor olmasına rağmen,  kendisi  bir oda arkadaşının olduğunu düşünüyordu.
1959 yılında eşi Alicia,  Nash’i şizofreni tedavisi için akıl hastanesine yatırdı. Bu olaydan hemen sonra, oğulları John Charles Martin dünyaya geldi ancak, 1 yıl kadar ismi konulmadı. Çünkü Alicia, eşinin de bu konuda bir fikir vermesini istemişti. Oğul John Martin de,  babası gibi bir matematikçi oldu ve sonraları ona da şizofreni teşhisi kondu.
Burada Nash'ın evlilik hayatı ile ilgili kısa bir parantez açmak gerekirse; Alicia Lopez- John Nash çifti 1963 yılında boşandı ve 1970 yılında tekrar biraraya geldi. Bu tarihten itibaren darılıp barışan çift, kendileri hakkında “aynı çatı altındaki iki yabancı” benzetmesini yapmıştı. Nash 1994 yılı Nobel Ödülü’nü kazandıktan sonra, çift aralarını yeniden düzelttiler ve 1 Haziran 2001 yılında tekrar evlendiler. Bu kez beraberlikleri, Nash'ın hayata veda ettiği 2015 yılına kadar sürdü.
Şimdi kaldığımız yerden devam edelim. Nash’a, yatırıldığı hastanede, "kendine güvensizlik, depresyon ve paranoyak şizofreni" teşhisleri  kondu. Paris ve Cenevre’de bir süre yaşadıktan sonra, 1960’ta Princeton’a geri döndü, 1970 yılına kadar birçok kez hastaneye yattı. Bu yıllarda ilaç tedavisini kesmeye karar verdi.Daha sonra  yavaş yavaş iyileşmeye başladı. Bu süreçte eşi de ona büyük destek oldu.
Nash, 1978 yılında çalışmalarının karşılığını almaya başladı. Bu yıl “John Von Neumann Teori Ödülü”nü, 1994 yılında "ekonomi" dalında "Nobel Ödülü"nü, 1999 yılında “Leroy P. Steele Ödülü”nü aldı.
John Nash, Adam Shimit’e ait olan, "bir grubun en yüksek performansı için: üyelerinin her birinin kendi başarıları için ellerinden gelenin en iyisini yapmaları gerekir" biçimindeki teoriyi,
"…, üyelerinin her birinin kendi başarıları için ve ayrıca da grubun toplam başarısı için ellerinden gelenin en iyisini yapmaları gerekir" biçiminde ifade etmek suretiyle, hayatı boyunca üzerinde çalışacağı, "Oyun Teorisi" nin sahibi oldu. ve diferansiyel geometri üzerine çalıştı.
Nash'ın daha geniş kitleler tarafından tanınması, “Akıl Oyunları” adlı filmde Russell Crowe tarafından canlandırılması ile gerçekleşti. 2001 yapımı “A Beautiful Mind” (Akıl Oyunları) adlı film, John Nash’in hayatından esinlenilerek yapıldı ve film tam 4 Akademi Ödülü kazandı. Senaryo, aynı adlı biyografi üzerine yazılmıştı. Ancak bu biyografi ve Nash’in gerçek hayatı arasında örtüşmezlikler vardı.
Amerikalı matematikçi Nash, 1945 ve 1996 yılları arasında 23 bilimsel çalışma yayınladı, ayrıca “ Essays on Game Theory ” (1996) ve “The Essential John Nash” isimli kitapları yazdı. Aynı zamanda “ Hex ” ve “So Long Sucker ” adlı 2 popüler oyunun kurgulayıcıları arasında yer almıştır.
Hayatının geri kalan kısmında, hastalığı ile yılmadan mücadele eden , hastalığının ona fırsat verdiği kısmı iyileşme dönemlerinde, matematik üzerine çalışmalar yapmayı inatla sürdürmüştür.
John forves nash , 21 Ağustos 2009 tarihinde kalp krizi geçirdi ve hastahaneye yatırıldıktan 4 gün sonra kendine gelebildi. doktorlar sağlığının tehdit altında olduğunu kendisine hatırlatarak taburcu ettiler. ilaç tedavisine devam etti.
23 Mayıs 2015 tarihinde, John forves nash eşi Alicia ile birlikte yaptığı yolculuk sırasında geçirdiği trafik kazası sonucu, 86 yaşında hayata veda ederek aramızdan ayrıldı.
Bu çok kıymetli bilim insanını şükranla anıyor, yılmayan hayat ve bilim mücadelesini yüreğimizle alkışlıyoruz.