Bir haftadan beri telefonlarımız susmuyor. Engelliler tepkili ama haklı tepkimi tartışılır? Kime kulak verirseniz o haklı. Birtek gerçek var; engelliler mağdur.

Bir kanun yayımlandı engellilerin araç alımlarıyla ilgili. Bu kanun maddesini ne zamandan beri bekliyorduk. Tasarruf tedbirleri derken çıktı çıkacak diye kulağımız Resmî Gazete ve Meclis’teydi. Engelli sivil toplum örgütleri eylem yaptı, gündem oluşturmaya çalıştı ama sonuç vermedi.

27 Aralık 2024 tarihinde yayımlanan 4760 sayılı özel tüketim vergisi kanununda yapılan değişiklikle ÖTV muafiyetinden yararlanabilecek araçlar için  %40 yerli katkı oranı şartı eklenmiş ve ÖTVmuafiyetli araçların 5 yıl kullanım süresi on yıla çıkarılmıştır. Bu düzenleme ÖTVKanunu’nda değişiklik yaptığı için, yalnızca yeni alınacak araçları değil, kanunun yayın tarihinden önce alınmış ÖTVmuafiyetli araçlarıda kapsamaktadır.

Bir engelli ÖTV muafiyetli araç alacak, o aracı beş yıl sonra isterse satabilecek ama on yıl yeni bir ÖTV muafiyetli araç alamayacaktır.

Bir arabanın garanti süresi üç yıldır ama bir engelli arabasını on yıl satamayacak, engelli arkadaşlarımız arabalarında bir problem olduğunda sürekli sanayinin yolunu tutacak, buda büyük bir mağduriyet oluşturacak.

Engellilere yönelik kanun maddesinde belirtilen %40 yerli şartı yürüme engellileri düşündürüyor. Üretilen yerli arabalarımızın bagaj kasaları küçük, hiçbir ortopedik engelli arkadaşımız tekerlekli sandalyelerini bu araçların bagaj kısmına yerleştiremeyecek.

Velhasıl, engelliler kara kara düşünüyor.

Peki engelli olmayan ve bu kanunu çıkaran kişiler açısından bakacak olursak onlarda haklı.

Geçmişten bugüne kadar büyük suistimaller var. Bana soracaksınız “Peki başkanım; bu suistimaller önlenemezmiydi? Neden engellilere güçlük çıkarılıyor.” Önce kendi vicdanımızı dinleyeceğiz, bizler kimseye gerek kalmadan kendimizi denetleyeceğiz. Hasta ve engelli ayrımını yeniden yapacağız. Engellileri kullananlara yönelik yaptırımlar uygulayacağız.

İnşallah bu mağduriyet ortadan kalkar, ortayol bulunur. Yoksa çok tartışmaya kapı aralayacak. Yazımız harici söyleyecek sözümüz çok. Bir videoda izlemiştim, abinin birtanesine sevgililer günü hakkında ne düşündüğü soruluyor, abimiz; “ne deyip demeyeceğimi, desemde kime deyip demeyeceğimi bilemiyorum kardeşim” cümlesini sarfediyordu.