Beyaz Baston  Görme Engelliler Haftası; dünya toplumlarında engelli farkındalığı oluşturmaya yönelik, 7 –  14 Ocak  tarihlerinde çeşitli etkinliklerin gerçekleştirildiği bir haftadır.

Beyaz baston, özellikle 1931 yılından sonra görme engelliler için simge haline gelmiş olan ve temelde görme engelli bireylerin bağımsız hareket yetilerini kullanmalarına olanak sağlayan bir araçtır.
 bu anlamlı hafta da görme engelliler için erişilebilirlik uygulamalarının lütuf değil, hak olduğu bilincine sahip, olunmasını diliyoruz. Bu gibi belirli gün ve haftalarda daha fazla farkındalık etkinliklerinin yapılmasını temenni ediyoruz.

ELLERDEN DÜŞMEDIN BEYAZ BASTONUM

Seninle birlikte yollar yürüdük.
Engelleri aşmak için düşündük.
Yıpranınca tekerini düşürdük.
 Yılmadın hiç bir gün beyaz bastonum.

 Kimi merakla sorup ilgilendi.
 Bazıları anlamayıp direndi.
 Tarihte birtakım isimler dendi.
 Her zaman özelsin beyaz bastonum.

Kaldırımlara araba çektiler.
 Canımızdan bezdik artık yettiler.
 Üzerine basıverip geçtiler.

 Sızlanmadın bir an beyaz bastonum.

 Dünyada adına günler yaptılar.
 Farkındalık için ziller taktılar.
 Adına şiirler bile yazdılar.
 Dillerden düşmedin beyaz bastonum.

Bir de üç hikayecikle yazınızı süsleyelim. Farkındalık için gelsin.

20 yaşında genç delikanlı otobüsün camından bakarken birden bağırdı.
-Baba; arabalar, arabaları görüyor musun, bizle geliyorlar.

Babası gülümsedi ve mutlulukla saçını okşadı.
Genç bir süre daha dışarıyı izledi ve sonra birden bağırdı.

-Bulutlar baba, bulutlar harika
Baba gülümseyerek oğlunu izledi.
-Baba ağaçlar dedi aniden delikanlı. Onlar hep geride kalıyor dedi.

Arkada oturan yaşlı adam, bu bağrışmalardan rahatsız olmuş olacak ki;Babanın omzuna dokundu.
Beyefendi oğlunuzu iyi bir doktora götürmelisin. Problemi var herhalde.
Baba geriye dönerek "o zaten iyi bir doktordan geliyor. Oğlum doğuştan kördü ve ameliyat sonrası gözleri açıldı" dedi...

Herkesin bir hikayesi var. Ne çabuk yargılıyoruz insanları ve ne çabuk tanılar konuyoruz değil mi? O kadar hızlı kararlar veriyoruz ki insanların yaşadığı hikayeler bizim için pek önemli olmuyor.

Bir gün bir zat Hasan Basri hazretlerine gelerek yalvarır: “Aman efendim! Ne olur? Allah için bize bir yardımda bulununuz…” Hazret-i imam da; “Nedir derdin? Ne hususta yardım edelim? Önce derdini ve ihtiyacını isteğini söyle ki sana yardım edebilelim” der. Adam; “Efendim! Benim çok akıllı bir kızım var, onu çok severim, şimdi bu akıllı kızıma bir şeyler oldu. Gece gündüz durmadan ağlıyor… Kur’an-ı Kerim okuyor ağlıyor, namaz kılıyor ağlıyor, hadis-i şerif okuyor ağlıyor ve bugünlerde gözleri görmez oldu. Korkuyorum ki hepten kör olacak… Sizden istirham ediyorum gelseniz de bir baksanız. Bir nasihat etseniz biraz öğüt verseniz şu kızıma” diye rica eder. Hasan Basri Hazretleri; kabul eder, adamın evine kadar giderler. Eve vardıklarında Hasan Basri hazretleri; “Yavrum neden ağlıyorsun? Gözlerin ağlamaktan temelli kör olabilir! Sebebini bize söylersen sana yardımcı olabiliriz. Senden rica etsem sebebini söyler misin?” der. Kız şu cevabı verir: “Efendim benim hiçbir hastalığım yoktur, sıhhatim gayet yerindedir. Gözlerimin ağlayarak bu hâle gelmesinin iki sebebi vardır. Bu gözlerimiz ahiret âleminde Allahü Tealayı ya görecek ya da görmeyecektir. Eğer Cenab-ı Hakkı görme nimetine ererlerse böyle binlerce göz O’nu görmek için feda olsun; eğer görmezse o zaman Allahü teala kendi zatını görmeye layık kılmadığı bu gözleri kör etsin! Allahü tealayı görmeyecek gözü ben ne yapayım” der ve biraz sonra da “Allah” diyerek can verir. Hasan Basri Hazretleri bu hadiseden çok duygulanır, gözlerinden yaşlar akar ve şöyle der: “Nasihat etmeye geldik nasihatimizi aldık,Hekim olmaya geldik hekimimizi bulduk…

Engellilerle ilgili, bazen olur olmaz konuşuyoruz, bazen bilerek, bazen bilmeden hükümler vermeye kalkıyoruz. Çok ve boş konuşup gönüller incitebiliyoruz. Bu hikayemiz de susmakla ilgili.

Adamın biri Ebu Yusuf Hazretlerinin dersine geliyor ve sürekli susuyordu.
Ebu Yusuf Hazretleri "Konuşmayacak mısın?" diye sorunca "Oruçlu ne zaman iftar eder?" diye sordu. Ebu Yusuf, "Güneş batınca," dedi. Adam; "Ya güneş batmazsa!" deyince Ebu Yusuf Hazretleri güldü ve şöyle dedi "Sen, susmakla doğru yaptın. Ben, seni konuşturmakla hata yaptım."  İbnü`l-Cevzi

Biz de çok konuştuk galiba. Bu gibi günler, haftalar, engellerim kalkmasına kapı aralasın inşallah.