“Lozan’da Heyeti Murahhasa (yetkili) Reisi, Hariciye Vekili İsmet Paşa Hazretlerine;
“Millet ve hükümetin zatıâlilerinize tevcih etmiş olduğu yeni vazifeyi muvaffakiyetle itmam (tamamlamış) buyurdunuz. Memlekete bir silisile (dizi) faydalı hizmetlerden ibaret olan ömrünüzü bu defa da tarihi bir muvaffakiyetle tetviç (taçlandırdınız) ettiniz. Uzun mücadelelerden sonra vatanımızın barış ve istiklâle kavuştuğu bu günde, parlak hizmetiniz dolayısıyla zatıâlinizi, muhterem arkadaşlarımız Rıza Nur ve Hasan Beyleri ve mesainizde size yardım eden bütün heyeti murahhasa azasını müteşekkirane tebrik ederim.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkumandan
Gazi Mustafa Kemal
Yukardaki satırlar, Şevket Süreyya Aydemir’in belgesel niteliğindeki “Tek Adam” eserinden alıntıdır. Dünyanın en haklı, en onurlu, en meşakkatli Kurtuluş Savaşı’nı askeri alanda kazandıktan sonra, siyasal olarak perçinleyen “Lozan Barış Konferansı” sonrasında Büyük Atatürk’ün İsmet Paşa’ya gönderdiği telgrafın “orijinal” haliyle yazılmış şekli. Lozan’ın en kısa, en yalın, en anlaşılır hali bu telgrafla teyit edilmiş durumdadır, gerisi “lafı güzaftır”. 101. yılını kutladığımız Lozan Barış Konferansı heyetini, başta İsmet Paşa olmak üzere saygıyla anıyoruz. Ruhları şâd olsun…
Köpekler; Sadık Dostlarımız
“Köpekler, binlerce yıldır insanların yanında olan sadık dostlarımızdır. Evcil hayvan olarak beslenen köpekler, aynı zamanda birçok farklı alanda da insanlara yardımcı olurlar. Koruma, avcılık, arama-kurtarma, rehberlik ve terapi gibi çeşitli görevlerde kullanılarak hayatımızı kolaylaştırırlar.
Köpeklerin Tarihçesi: Köpeklerin evcilleştirilmesi, yaklaşık 15.000 yıl öncesine dayanır. İlk başlarda avcılık ve koruma amacıyla evcilleştirilen köpekler, zamanla insanların en yakın arkadaşlarından biri haline gelmiştir. Farklı ırkların ortaya çıkmasıyla birlikte, köpekler çeşitli görevler için özel olarak yetiştirilmiş ve eğitilmiştir.
Köpeklerin Fiziksel Özellikleri: Köpekler, çeşitli ırklarına göre farklı boyutlarda ve şekillerde olabilirler. Küçük bir Chihuahua’dan devasa bir Danua’ya kadar, köpekler büyük bir çeşitlilik gösterirler. Genellikle keskin dişleri ve güçlü çene yapıları ile tanınırlar. Köpeklerin koku alma yetenekleri çok gelişmiştir, bu nedenle polis ve arama-kurtarma ekiplerinde sıklıkla kullanılırlar.
Davranış ve İletişim: Köpekler sosyal hayvanlardır ve sürü davranışları sergilerler. İnsanlarla ve diğer hayvanlarla güçlü bağlar kurabilirler. Havlama, hırlama, kuyruğunu sallama gibi çeşitli yollarla iletişim kurarlar. Eğitimle birlikte, köpekler birçok komutu öğrenebilir ve sahibinin isteklerine göre hareket edebilir.
Bakım ve Sağlık: Köpeklerin sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilmeleri için düzenli bakım ve veteriner kontrolleri gereklidir. Dengeli bir beslenme programı, düzenli egzersiz ve uygun aşılamalar, köpeklerin sağlıklı kalmasında büyük önem taşır. Ayrıca, köpeklerin tüy bakımı, diş temizliği ve tırnak kesimi gibi rutin bakım ihtiyaçları da ihmal edilmemelidir.
Köpeklerin İnsanlar Üzerindeki Etkisi: Köpekler, sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da insanlara büyük fayda sağlarlar. Stres azaltıcı etkileri, yalnızlık hissini azaltmaları ve sosyal etkileşimleri teşvik etmeleri, köpeklerin insanlar için ne kadar değerli olduğunu gösterir. Köpek sahibi olmak, sorumluluk duygusunu geliştirir ve yaşam kalitesini artırır.” #ChatGPT
Mayo Clinic’e göre, köpek sahibi olmanın fiziksel ve mental sağlığa katkıda bulunduğu, bunun sonucunda da kalp krizi ve beyinsel hastalıkları azalttığı tespit edilmiş. Ayrıca, Köpeklerle büyüyen çocukların bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğu ve büyüdüklerinde solunum yolu hastalıklarına karşı daha dirençli oldukları da Finlandiya’da yapılan bir araştırmayla kanıtlanmış. Alerji ve astım gibi hastalıklar da bu kişilerde daha az görülüyormuş. Köpekler çocuklara sayılamayacak kadar fayda sağlıyor, onların kritik sosyal becerilerine katkıda bulunuyor, onlara sorumluluk almayı ve paylaşımı öğretiyor, otokontrol mekanizmalarını besliyor, özgüvenlerini artırıyor.
Kısacası, köpekler sadece evcil hayvanlar değil, aynı zamanda sadık dostlarımız, koruyucularımız ve yol arkadaşlarımızdır. Onların sevgisi ve bağlılığı, hayatımızı daha anlamlı ve mutlu kılar… En insani, en vicdani, hukukun en temel ilkeleri doğrultusunda hareket ederek, başıboş köpekler konusu halledilebilir. Umudumuz ve beklentimiz bu doğrultudadır…
DİPNOT: Doğru yazımı “ŞİFAİYE SOKAĞI” olması gerekirken, “ŞİFAİYE SOKAK” seklinde yazılmış bir tabela! Sivas’ta bunun gibi bozuk Türkçe ve imla hataları ile dolu yüzlerce cadde ve sokak tabelası görebilirsiniz. Dilimize ve kültürümüze sahip çıkma adına yetkilileri uyarmak bizden, düzeltip düzeltmeme kararı onlardan!..
NOT 1: Dr. Sadık Ahmet; Batı Trakya Türklerinin, siyasal ve sosyal alanda “itilip kakılmasına” başkaldırmış bir lider, yiğit bir vatan evladı. Ölümünün üzerindeki sis perdesi henüz aralanmış bile değil. 24 Temmuz, 29. vefat yıldönümü idi, saygıyla, şükranla, özlemle anıyoruz. Ruhu şâd olsun…
NOT 2: Oğuz Aral’ın; milli boksör olduğunu ve hemşehrimiz sevgili Hüseyin (Yıldırım) abimizle takım arkadaşı olduğunu hatırlayan pek kimse kalmamış olsa da doğrusu budur. Dünyada 500 bin ve üzeri satan ender dergilerden “Gırgır’ın” kurucusu ve isim babasıdır. Mayk Hammer, Köstebek Hüsnü, Utanmaz Adam (Şeref Haktanır) hepsi birer mizah harikası olsa da kuşkusuz Avni’nin yeri bambaşkadır. 26 Temmuz 20. vefat yıldönümünde saygı ve özlemle anıyoruz. Ruhu şâd olsun…
FİLM: Haçiko: Bir Köpeğin Hikâyesi - Yönetmen: Seijiro Koyama. Başrollerde: Tatsuya Nakadai, Kaoru Yachigusa, Mako Ishino Yapım Yılı: 1987
Sahibi Profesör Hidesaburo Ueno’nun ölümünün ardından dokuz yıl boyunca işten dönmesini bekleyen “Hachiko” adlı köpeğin gerçek hikâyesini anlatan enfes bir film. Film aynı zamanda yayınlandığı yılın gişe rekoruna sahip olmasıyla da öne çıkıyor…
ROMAN: Hachiko: (Herkesin Gözyaşlarını Sele Dönüştürecek Bir Köpeğin Hikâyesi) – Leslea Newman
“Bundan 100 yıl kadar önce, bir köpekle bir profesör arasında, sonraları tüm dünyayı derinden etkileyecek bir dostluk başladı. Fakat bu dostlar, profesörün ölümüyle kısa bir süre sonra ayrılmak zorunda kaldı. Peki, bir köpeğe ölümün ne olduğunu anlatabilir misiniz? Elbette hayır. İşte Hachiko da bu yüzden, en yakın dostunu yaklaşık 10 yıl boyunca bekledi. Hem de her gün, aynı saatte ve aynı yerde…”
ŞİİR: Anneler- Ahmet Kutsi Tecer- Sivas Lisesi’nin efsane edebiyat öğretmeni, Âşık Veysel’i dünyaya tanıtan bir büyük adam. (23 Temmuz 57. vefat yıldönümü anısına)
Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna
Tenimde bir yara işler gibisin
Titrerim rüzgârlar keder vermesin.
Anneler beşikten der çocuğuna
Acını görmesin gözüm âlemde
Teselli demeksin bana son demde.
Bütün ümitleri yel alır gider
Tomurcuk açılır, sel alır gider
Anneler büyütür, el alır gider.
ATASÖZLERİMİZ: “Acıyan çok, ekmek veren yok.”
İnsan işsiz güçsüz kaldığında ona yol gösteren çok olur. Ancak destek veya iş veren kimse olmaz. Onların sorunlarını konuşmayla değil iş olanakları sunarak çözmeliyiz.
YANLIŞ: Müteakiben
DOĞRU: Müteakip
GÜNÜN SÖZÜ: “Bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.” Freud
OYUN: “İşte elimizde bu var. Kolonların çatlaklarından başını çıkaran delilik belirtileri imzalamam gereken belgeleri uzatıyor. Ben de imzalıyorum. Hepsi bu. Bu oyunun kurucusu benim. Hadi topu at. Tut topu tut. Kurallar asit, basit, kısa, kesik, önemsiz, ciddiyetsiz, kirli.” Didem Madak/Pulbiber Mahallesi (24 Temmuz 13. vefat yıldönümü anısına)
ARZUHAL: “Arzu edileni yaratan, arzunun kendisidir.” Simone De Beauvoir
NORMAL-ANORMAL: “Anormallikleri titizlikle betimlemenin önemi ne? Eğer bunu yapamıyorsan, kavramlar arasında yolunu bulamıyorsun demektir.” Ludwig Wittgenstein
İNSAN ÜZERİNE: “Neriman Teyze, köpekler bizi içimizde kemik var diye mi ısırıyor?” “Hayır… İçimizde kalp yok diye ısırıyor!”
R. Erdem- Güngörmüş/Korkuyorum Anne
ÜTOPYA: Elin ütopyasına kusur bulan kendi distopyasında kısılır kalır! Metis
RÜYA: “Rüyalarımızın yüzde seksenini renkli görüyoruz. Rüyaları esnasında uyandırılan kişilerden rüyalarındaki renkleri renk tablolarındaki renklerle karşılaştırmaları istendiğinde, seçtikleri genelde pastel tonlar oluyor. İlginçtir ki 20. yüzyılda ABD’de rüyalarımızı siyah-beyaz mı gördüğümüze dair tartışmaların alev aldığı dönem, siyah-beyaz film endüstrisinin de yükselişine denk geliyor. Bu noktadan yola çıkan bilim insanları, rüyalarımızdaki renk algısının kültürel etkilere de açık olduğunu varsayıyorlar.” D. H. Hockenbury/ Discovering Psychology
YALAN: “Gücendirmeyi göze alamayan kişi dürüst olamaz.” Thomas Paine
DELİ: “Her deli, başka herkesi deli sanır.” Eski Roma atasözü
HAYAT-MEMAT: “Çinlilerin dünya görüşüne göre, varoluş iki karşıt kutuptan oluşur: aydınlık ve karanlık, pozitif ve negatif ya da “yang” ve “yin”. Metafizik bağlamda bu kontrast, yaşam ve ölüm olarak belirir. Bu nedenledir ki eski Çin belgelerinde, insana vadedilen mutluluğun “yaşamın başına taç olacak bir ölüm” olduğu yazılıdır. İnsanı tehdit eden en büyük mutsuzluk ise, zamanından önce gelebilecek bir ölümdür. Tamamlanacağı yerde yaşamı parçalayan bir ölüm. Aydınlığa eşlik eden karanlık, yani ölümün karanlığı, yaşamın tam karşıtıdır. Ama varlığı yaşamın aydınlık yanını biçimlendirir. Bundan ötürüdür ki Çin’de eski zaman bilgeleri, bir insanın mutluluğundan, onun ölümünden önce söz etmezlermiş. Yaşamın anlamı biraz da yaşamın dışındaki karanlıktan kaynaklandığı için.” Engin Gençtan/Varoluş ve Psikiyatri
SADî-İ ŞİRAZİ’DEN: Ben herkese güzel görünürüm. Fakat içyüzümün kirliliğinden utanıp başımı yere eğiyorum. Halk, tavus kuşunu tüyleri güzeldir, süslüdür, renk renktir diye beğenir ama o ayağının çirkinliğinden dolayı utanır.
TEBESSÜM: Arkadaşıyla kavga eden kızımın çığlığını duydum; “Sensiz yaşayamayacağımı söylüyorsun, kimsin ki sen? Cep telefonumun şarjı mı?”