Rus yazar Tolstoy mutlu bir hayat için açık fikirli olun, empati yapın, fark yaratın, basit yaşam sanatında ustalaşın, ikilemlerinizin farkında olun, zanaat edinin ve sosyal çevreyi genişletin der.

İnsan Allah(cc)’ın yarattığı en değerli bir varlıktır. Değerini düşürmemelidir. Değerini daim korumalıdır. Kendisine değersizlik atfetmemelidir. “Ben kimim ki?”, “Ben buna layık değilim ki!”, “Bana nasip olmaz ki!” vb cümlelerinden kaçınmalıdır. İnsan mutlu olmanın, iyi olmanın, anlamlı bir hayata kavuşmanın ve başarmanın yollarını aramalı ve bu arayışlar için gayret etmelidir. Gayret olmadan sonuca gidilmez. Mürid dermiş ki; “Himmet şeyhim himmet!.” Mürşid’de dermiş ki “Gayret evlat gayret!”

Hiç kimse kimseye zaferi altın tepsi içerisinde sunmaz. Mutluluklar, başarılar, iyilikler kendiliğinden oluşmaz. İnsan sefaya talipse cefaya da talip olmalıdır. Cefa çekmeden sefa sürülmez. Gülü seven dikenine katlanmalıdır. Gül dikensiz olmaz.

Hayatımızda anlamlılık olsun istiyorsak anlam arayışımız ve çabamız olmalıdır. Kendimize yakıştırdığımız anlamlı bir hayatı başkalarına da çok görmemeliyiz.

İnsanların istekleri sınırsızdır. Sigara içen insanın bu isteğini makul bulabiliriz ama bu makul durum o sigara içen insana her yerde sigara içme özgürlüğü vermez.

Sesi güzel olan bir kimsenin her alanda istediği gibi türkü şarkı söyleme özgürlüğü olmadığı gibi, hız tutkunu bir sürücünün de sınırsız bir hız özgürlüğü söz konusu değildir. İnsanın istekleri sınırsızdır ama imkanları ise sınırlıdır. Bu sınırlı imkanlar çerçevesinde insan yine de iyi bir yaşama kavuşabilir mi?

“İyi bir hayat nasıl yaşanır?” sorusuna ise yazar Gülseren Budayıcıoğlu şu cevabı veriyor;

“Herkesin hayattan beklentileri farklıdır ancak içinde yaşadığımız hayatın zorlukları bazen bizlere kısıtlı bir süreyle hayatta olduğumuzu unutturuyor. Dertlerin, sorunların arasında kısılıp kalıyoruz. Unutmayalım ki dünyanın derdi, sorunu hiç bitmez ama bizim hayatımız bir gün biter.

Hangi koşullarda yaşıyor olursak olalım, aldığımız nefesi fark etmek, güneşi, ayı, çiçeği, böceği, kediyi köpeği, havada uçan kuşları, evde pişen yemeğin kokusunu, bir çocuğun gülüşünü görmek ve hayata gülümseyerek bakabilmek bedava!…”

İnsan, iyi bir hayatı, anlamlı bir yaşamı arzu ediyorsa eline geçen çeşitli fırsatları değerlendirmelidir. Güzel dostlar ve tecrübeli insanlar da bu fırsatlardandır. Onlarla olan çağdaşlığın, yoldaşlığın, sırdaşlığın kıymetini bilmelidir. Onlardan gelecek tavsiyelere kulak kabartmak, onları dikkate almak, onların örnekliğini hayatlarına taşımaktan çekinmemelidir. Ekranlarda değerli bilgilerinden istifade ettiğimiz Türk tarihçi Prof. Dr. İlber OLTAYLI’ da onlardan biridir. Daha anlamlı yaşamak için tavsiyelerde bulunan İlber Ortaylı hocamızın şu tavsiyeleri ile konuyu nihayate erdirelim;

“Cesur olun. Kendinizi rahat hissettiğiniz alanın dışında pencereler açın. Farklı dünyalarla ancak böyle tanışırsınız. Ben hep yerimde dursaydım, dünyamı değiştirecek insanları aramasaydım, bugün tanıdığınız ben olmazdım. Bir insanın bittiği an, miskinliğe esir olduğu andır. İnsan, konforundan vazgeçmeyi göze almalıdır. Kendi dünyasını yerinden kendisi oynatmalıdır!”

Kısacası;

İnsan yaşamını anlamlandırmaktan söz ediyorsa önce kendisini dizayn etmekten, kendisini yeniden yapılandırmaktan söz ediyordur. İnsanın kendine dair atacağı her bir olumlu adım yarınlara dair daha bir motiveli, güçlü ve güvenli çıkmasını sağlayacaktır.

Selam ve dua ile!