Alınteri ile helalinden ve meşru şekilde elde edilen her kazanç kutsaldır!..

      “En hayırlı ve tatlı kazanç, insanın el emeği, göz nuru, alın teri ile kazandığı rızıktır!” Bu söz peygamberimize ait.

       Maalesef yaşadığımız bu ülkede elini sıcak sudan soğuk suya vurmadan, bir kalem dahi oynatmadan hatta işe dahi gidip gelmeden aylarca/yıllarca maaş alan belli bir sayıda kimseler var. Bunların bir kısmı alt kademe bir kısmı yüksek bürokrat. Bir çok kamu kurumunda bu acı gerçekle karşılaşmak mümkün. Bu sorunun üstesinden nasıl gelinebilir. Buna etkili ve yetkili zevatın kafa yorması ve çözüm bulması gerekiyor tabiki...

      Kendisini medeni addeden bir birey nasıl olurda akşam yatağa yattığında muhasebe yapmaz.

       "Bugün Allah(cc) için ne yaptım?",

       "Bugün bir kimseye bir hayrım dokundu mu?",

        "Bugün  bir kimseye bir kötülüğüm oldu mu?",

        "Bugün çoluğuma çocuğuma helalinden ekmek getirebiliyor muyum?", 

         "Bugün yaptığım işte mutmain miyim, vicdanım rahat mı?" diye...

          Yinede tüm bu olumsuzluklara rağmen umutsuz değiliz. Hiç bir zaman umutsuz olmadık. Birilerinin olumsuzluk pompalamasına rağmen. Umutsuzluğun imansızlık olduğunu biliyoruz. Umudumuzu koruyacak, diri tutacak çok şey var önümüzde. Bizi yaratan ve yaşatan Allah'ımız var. İnanmış yüreğimiz var. Bize güzel örneklik teşkil eden peygamberimiz var. Bize vasat ümmet olmamızı isteyen Kur'anımız var. Şanlı ecdadımızın bize miras bıraktığı cennet vatanımız var. O cennet vatanda göklerde dalgalanan bayrağımız var. Yeni yeni yetişen şuurlu gençliğimiz var. Yarınlara ışık tutacak, insanlığa yön verecek yeni heyecanlarımız var. Zalimleri susturmak, mazlumları gözyaşlarını silmek ve onları güldürmek gibi bir sebebimiz var.

       Kısaca; Umutsuz değiliz!..

       Bu ülkede yaşanmaz diyenler o ülkeyi yaşanmaz kılanlardır. Böylesi insanlar bedbaht kimselerdir. Zavallı yaratıklardır. Bize vatanı için ülkesi için yaşadığı şehir için değer üretecek, heyecan duyacak, uykuları kaçacak, elini taşın altına koyacak bireyler lazım. Her kesimden. Siyasetçi, sanatçı, sporcu, akademisyen, eğitmen, ekonomist, tarihçi, tıpçı, aktivist, fenomen, esnaf, tüccar, işveren, işci, yöneten, yönetilen, medya sektöründen, tarım sektöründen, inşaat sektöründen, teknoloji alanında vs. farketmez. Yediden yetmişe her yaşta. Neslini, geleceğini, ülkesini, vatanını nefsinin, menfaatinin önünde tutan bireyler!..

       Aklı, ruhu ve tüm benliği vahiyle yoğrulan, Kur'an'ı hayat rehberi edinen, rahmeti gazabına galebe çalmış bir peygamberin ümmeti olmakla iftihar eden, müslümanlık dinine mensup olmaktan şeref duyan bir mü'min bireyin literatüründe umutsuzluk olamaz!..