“Altın Çocuk” onun lakabı, “Sihirbaz”“Atlara Fısıldayan Adam” diyenler de az değil. 2 Ekim Pazartesi 51. Doğum günüydü; öncelikle sağlıklı nice yıllar, esenlikler dileyelim kendisine. 100. şeref yılına girdiğimiz Cumhuriyet’in aslında ne olduğunu anlamak için, hemşerimiz olması itibarıyla ayrı bir gurur kaynağımız olan Halis Karataş’ın yaşam öyküsüne bakmak, onun nasıl bir destansı mücadele ile zirvelere konduğunu görmek ve bunu Cumhuriyet’le özdeşleştirmek yeterli! Sivas’ın Gürün ilçesinden çıkıyorsunuz çocuk yaşta, atlarla haşır-neşir mütevazı ailenizle düşüyorsunuz İstanbul yollarına! Cenap Şahabettin’in güzel sözler örneğinde olduğu gibi: “Yüksek tepelerin doruklarında hem yılana rastlanır hem de kuşa; birisi sürünerek, öteki uçarak gelmiştir oraya” misali, jokey yamağı, yani apranti olarak başladığınız meslek yaşamınız sizi 7 binin üzerinde birinciliğe, 6 kere Gazi Koşusu şampiyonluğuna (ki bunlardan 1996 yılındaki, Bold Pilot’la pist rekoru olan 2.26.22 gibi muhteşem bir derece ile) gibi kırılması güç rekorlara götürüyor. Türkiye’nin en seçkin ailelerinden Atman Ailesine damat oluyorsunuz. O Cumhuriyet olmasa buralara gelebilir miydi sevgili Halis’imiz? Blaze to Win’le kazandığı 2014 Gazi Koşusu’nun bitiriş çizgisinde alyansına kondurduğu öpücüğü, (yeni kaybettiği) rahmetli eşi Begüm’e gönderirken milyonları gözyaşlarına boğan o dramatik sahne ile jokeyliğinin de ötesine geçerken, filmlere, romanlara ilham kaynağı oluyordu adeta… Dileğimiz, iki canlının bir arada yaptığı yegâne spor dalında müstahkem mevkiye gelmiş bu büyük şampiyonun ismi (Sivas’ta uygun görülen bir yerde) ilelebet yaşatılır…

REFET BELE

 3 Ekim Salı vefat yıldönümüydü Refet (Bele) Paşa’nın. O ki Millî Mücadele’nin kahramanlarından bir büyük komutan; aynı İsmet, Ali Fuat, Fevzi, Kazım, Kemalettin Sami, Rauf, Yakup Şevki, Selahattin, Fahrettin, Kazım Özalp Paşalar gibi… Peyami Safa’nın ifadesi ile “Gazze’nin kahramanı, Anadolu’nun kıymetli rüknü (üyesi), fesat ocaklarının tenkili (cezasını veren), asilerin ve casusların köklerinden imhası” ile ülke tarihine adını altın harflerle yazdıran bir kahraman o! Birinci Dünya Savaşı’nın en zor cephelerinden İkinci Gazze Meydan Muharebesi’nde öyle bir kuşatmadan çıkarır ki orduyu, o günleri görenler, duyanlar, yaşayanlar Refet Paşa’nın askeri dehasını gelecek kuşakların daima hatırlayacağı bir destan şeklinde anlatırlar. Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasında, diğer Paşalar gibi kahramanlığı ve cesareti en ön saflarda olan Refet Paşa’nın iki büyük kabiliyetine vurgu yapar üstat Peyami Safa: “Ordu’da metaneti (serinkanlılığı) ve sürat-i kararıyla (çabuk karar vermesiyle) meşhurdur; ikinci olarak da tahmin ve öngörüleri çok yüksektir. Vahim akıbetleri çok evvelden anlar.” Askeri dehası dışında, bir fikir adamı olarak da ön plana çıkan müstesna bir şahsiyet Refet Bele’yi özlemle, hasretle, minnetle, rahmetle, anıyoruz. Ruhu şad, mekânı cennet olsun…

NOT: Sivasspor,  Pendik deplasmanında aldığı galibiyetle gelecek haftalara daha rahat, daha huzurlu ve özgüvenli girebilmenin kapısını sonuna kadar araladı. Beklenen, istenilen, arzulanan oyun ortaya konulamamış olsa bile, gerek yeni transferlerin performansı ile birlikte attıkları goller, gerekse tam rakibe yakalandım derken oyunu çevirebilme refleksi, takımın çok daha iyi yerlere geleceğini gösteren unsurlar olarak değerlendirilmeli ,”amasız, fakatsız, lakinsiz”  kutlanmalıdır…

FİLM: Bizim İçin Şampiyon- Ahmet Katıksız/ Başrollerde Ekin Koç, Farah Zeynep Abdullah, Fikret Kuşkan, Melis Sezen.

Tüm zamanların en iyi İngiliz atlarından birisi (belki de birincisi) 1996 Gazi Koşusu Şampiyonu “Bold Pilot” özelinde: Başarı, aşk, gurur, duygu, dram…

ROMAN: Midak Sokağı- Necip Mahfuz

Nobel ödülünü ilk defa (bu romanla) alan Mısırlı Müslüman yazarın şaheser başyapıtı. Sıradan gibi görünen bir Kahire Sokağı ve orada yaşanan ilginç ötesi olaylar. Yoksul Hamide’nin hırsları ve hayalleri üzerinden, bağımsızlığını (kısmen de olsa) kaybetmiş “müstemleke bir ülkenin” acıları…

ŞİİR: Dalgın Ölü/ Cahit Sıtkı Tarancı - 4 Ekim 1910 doğum günü anısına

“Dün güzel bir kadın geçti

Kabrimin yakınından

Doya doya seyrettim gün hazinesi bacaklarını

Gecemi altüst eder

Söylesem inanmazsınız

Kalkıp verecek oldum

Düşürünce mendilini

Öldüğümü unutmuşum”

YANLIŞ: Puan ya da puanlar!

DOĞRU: Puan zaten çoğul bir kelimedir.

GÜNÜN SÖZÜ: “Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz, birkaç kuruşu mürtekibin cây-i kürektir.” (Büyük çalarsanız baş üstünde taşınırsınız, ekmek parası için hırsızlık yaparsanız kürek mahkûmu olursunuz.) Ziya Paşa

ÜTOPYA: Barınma, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların parasız karşılandığı Terradulcium’da, Halk Konseyi radikal bir adım atarak paranın tamamen feshedildiğini, artık “değersiz bir kâğıt parçasına itibar edilmeyeceğini” açıkladı.

SADİ-İ ŞİRAZİ’DEN: Lokman Hekime etrafındakiler sormuş: “Edep ve ahlakı kimden öğrendin?”  Şu karşılığı vermiş: “Edepsizlerden, terbiyesizlerden… Çünkü onların bana hoş gelmeyen hareketlerini yapmaktan kaçınıyorum.”

TEBESSÜM: “Delilikten mustarip değilim, her anının tadını çıkarıyorum.” Edgar Allan Poe