"Derdi olan insan okur, derdi olmayan da okuyarak dert sahibi olur.

Asıl mesele bir derdimizin olmasıdır!" Rasim Özdenören

Okumak insana olgunluk, konuşmak canlılık, yazmaksa açıklık verir.

Düşünür Ovidius; “Yetişen zekâları kitaplarla beslemeyen milletin sonu acıdır!” diyor.

  O yüzden özellikle hem çocuklarımıza hem de içinde yaşadığımız toplumumuza kitap okuma sevgisi alışkanlığını kazandırmalıyız.

Alman bilimci Goethe; “İnsanın bir şey öğrenebilmesi için her şeyden önce o şeyi sevmesi gerekir!” demektedir. 

Yani okumak; hemen her konuda belleği güçlendirir, yeteneğe katkı sağlar, insanı doldurur ve konuşmaya hazırlar, yazmaksa olgunlaştırır. 

Düşünür Gelius; “Kitaplar sessiz öğretmenlerdir!” der.

  Bir ülkede ne kadar çok kitap okunursa o millet o kadar çok başarılı ve güçlü olur.

Hz. Ali(ra) buyurur ki; “Çocuklarınızın yarın söz sahibi olabilmesini istiyorsanız, daha bugünden onlara iyi kitaplar hediye edin!”

Böylesi bir vasiyetin yerine getirilmesi konusunda engelimiz olmamalıdır.  Önemli günlerde düğünlerde, bayramlarda, kadınlar gününde, kandillerde, öğretmenler gününde, anneler, babalar, sevgililer, doğum günlerinde ve kütüphane günlerinde kitaplarla hediyeleşmek ne güzel bir eylemdir.  

“Okumak en iyi öğretmendir!”  Puşkin 

“Kitaplık kurmak ibadethane kurmak kadar kutsaldır!” Victor Hugo 

“Okumak bir deva, anlamak şifadır!” (R.Necdet Evrimer)

“Okumayı sevmeyene dokuz hoca az!”  Atasözü 

“Okuyan insan fenalığa vakit bulamaz!”  Atasözü 

“Dünyayı yöneten; kalem, mürekkep ve kâğıttır!” Howell 

Rabbimizin Kur’an’daki ilk emri “Oku!” dur. Okumak soylu bir eylemdir. Okumayanların canlarına okunduğu bir dünyada okumaya mesafeli durmak mağlubiyeti peşinen kabul etmektir. 

Okumaya karşı mesafeli duranlar, yavaş yavaş öldüklerini ve hatta yaşayan ölüler olduklarını keşke bilselerdi. 

Okumaya tavırlı olanlar hayatın anlam ve amaçlarını ıska geçtiklerini, yaşadıkları hayatta ne güzelliklerden yoksun kaldıklarını ah bir anlayabilselerdi.

İnsanın bilmemesi değil öğrenmemesi ayıptır. Bilgiye ve öğrenmeye karşı tavır içerisinde olanlar ve bu hallerinden mutluymuş gibi duranlar cehaletlerini izhar ettiklerinin keşke farkında olsalardı. 

"Okumuşta ne olmuş ki?" diyenlerin hali pür melalleri uzaktanda yakındanda öyle çirkin duruyor ki. Bu tipler okumaya böyle mesafeli oldukları gibi, nefis muhasebesi yada empati yapabilmek konusunda da sınıfta kalıyorlar. Hatta cehaletleri ile kendilerini dev aynasında görüyorlar. Bu kimselerde bir hiç olduklarını keşke bilselerdi!..

Dünya var olduğu müddetçe okumak ile bağını güçlü tutanlar medeniyetin inşasında bir yapı taşı oluşturmaya devam edeceklerdir. Okumaya mesafeli duranlar ise bedevilikte kötü örneklik teşkil etmeye devam edeceklerdir.

Uzun lafın kısası;

  Hiç okuyanlarla okumayanlar bir olur mu?