İbrahim Elibal – Uzman Psikolojik Danışman

Türkiye'nin her köşesinde, sesli ve dokunsal harita eşliğinde unutulmaz anılar biriktiren 9 yaşında görme engelli bir çocuğum. Bu özel harita, hayatımda yeni bir kapı açtı ve harika bir keşif yolculuğuna çıkmamı sağladı. Sesli harita, kulağıma hoş bir melodiyle bilgiler aktarırken, dokunsal harita ise parmaklarımla Türkiye'nin coğrafi şekillerini hissetmeme imkanı veriyordu. Denizler, ovalar, dağlar ve şehirler, parmaklarımın altında canlanıyordu.

Öncelikle ilk yolculuğum Ayasofya Cami'sine oldu. Sesli harita, Ayasofya Cami’sinin tarihi hakkında bilgi verdi ve beni adeta içindeymiş gibi hissettirdi. Dokunsal harita, minarelerin yüksekliğini ve kubbenin şeklini avucumda hissettirerek tarihi duvarlar arasında adeta bir zaman yolculuğuna çıkmama olanak sağladı. Fatih Sultan Mehmet'in konuşmalarını dinlerken tarihi atmosferin büyüsüne kapıldım.

Sonra kendimi Konya’da buldum. Mevlana’nın hayatı, eserleri ve etrafındaki sembolik detaylar hakkında bilgi edinirken, parmaklarımın ucunda dönme hareketini simgeleyen motifler belirdi ve defçi ve neyzenlerin eşliğinde Mevlana ile sema ettiğimi hayal ettim. İç Anadolu bölgesindeki yolculuğuma Sivas Çifte Minareli Medrese ile devam ettim. Selçuklu dönemine ait bu güzel yapı, benim gibi tarih ve mimari meraklısını etkileyecek nitelikteydi. Sesli anlatımla medresenin tarihi ve önemi anlatılırken, dokunsal harita üzerinde de minarelerin yapısını ve avlu düzenlemesini hissettim. Bu şehirdeki tarihi atmosfer beni büyüledi.

Bu güzel yolculuğumda Ahlat'a eriştiğimde kendimi farklı bir ortamda buldum. Tarihi yapıları ve doğal güzelliklerinin yanı sıra kümbetler, türbeler, camiler gibi birçok tarihi yapının bulunduğu Ahlat, adeta bir açık hava müzesini anımsatıyor. Bu bölgedeki en önemli yapılardan biri, Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı Ören Yeri'dir. Bu mezarlık, son derece değerli bir Türk-İslam Mezarlığı örneği sunmaktadır. Mezar taşları, farklı toplumların inançları, sanat anlayışları ve kültürel yapıları hakkında bilgi vererek tarihi birer kaynağı andırıyor. Mezarlık içerisinde Şahideli sandukalı, Sandukalı ve Akıt gibi çeşitli mezar tipleri bulunmaktadır. Doğu yüzündeki mezar taşlarında medfunun kimlik bilgileri yer almakta olup bazı örneklerde ise mesleki bilgilere de rastlanmaktadır. Batı yüzünde ise sanatçının adı, Kuran ayetleri ve süslemeler bulunurken sanduka kısmında ise Hadis-i Şerifler bulunmaktadır. Bu alanı dolaşırken bir yandan sesli anlatımı dinliyor, bir yandan da dudaklarımdan dualar yükseliyordu.

Düden Şelalesi'nde dokunmatik harita sayesinde su sıçramalarını tenimde hissettim. Şelalenin özelliklerini dinlerken, harita üzerinde suyun serüvenini parmaklarımla takip ettim. Doğanın büyülü güzellikleri, içimi sıcak bir sevinçle doldururken, bir anda kendimi Pamukkale'nin beyaz travertenlerinin arasında buldum. Travertenlerin mucizevi oluşumunu dinledikçe ve harita üzerinde bu beyaz cennetin yüzeyine dokundukça adeta doğanın dansını izliyormuş gibi hissettim.

Sihirli maceramın bir sonraki durağı, Göbekli Tepe idi. Burayı keşfe çıkarken kalbim hızla atmaya başladı. Taş yapılarla buluşurken, tarih öncesi dünyanın sırlarını çözmek için kendimi bir dedektif gibi hissettim. Harita üzerindeki izleri takip ederken geçmişin kapılarını araladım. Zaman tünelinde yol alırken Göbekli Tepe'nin gizemli tarihini deneyimledim. Nihayet, sanki bir rüya gibi, Nemrut Dağı'nın dev heykelleriyle karşılaştım. Dokunmatik harita sayesinde bu devasa eserlerin heybetini ve tarihini keşfettim. Antik dünyanın gizemi beni büyülerken, figürlerin detaylarına dokunmanın verdiği hissi tarif etmek oldukça zor. Her bir heykelin anlattığı hikayeyi dinlerken, tıpkı bir zaman yolcusu gibi geçmişe doğru bir yolculuğa çıktım.

Son olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün anıt mezarı olan Anıtkabir'i ziyaret ettim. Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndaki üstün başarılarını, silah arkadaşlarını ve 7'den 70'e memleket için canlarını veren şehitlerimizi düşündüm. Sesli harita, Anıtkabir'in tarihi ve anlamı hakkında bilgi verirken, dokunsal harita üzerinde kabartmalar ve anıtın mimari yapısını hissettim.

Türkiye'nin sesli ve dokunsal haritası sayesinde gezerken yaşadığım coşku ve keşfetme heyecanı, engellerin hiçbir zaman bizi durduramayacağını ortaya koydu. Bu harika sesli ve dokunsal Türkiye haritası sayesinde her bir dokunuşumda, ülkemin zengin kültürel ve doğal mirasını keşfediyorum. Gelecekte daha birçok macerayı sabırsızlıkla bekliyorum.

Binlerce mirası üzerinde barındıran vatanımızın tarihini iyi bildiğimizde ve ona sahip çıktığımızda, geleceğimize daha güvenle bakabiliriz. Bu mücadele sürekli devam edecek, bu yüzden her zaman hazırlıklı, güçlü ve tedbirli olmalıyız. Cumhuriyetimizin 100. yılı, İstanbul'un Fethi'nin 600. yılı, Malazgirt Zaferi'nin 1.000. yılı gibi özel yıllar, geçmişimizin mirasını yaşatmak için önemlidir. Tarihimizi iyi öğrenir ve ona iyi sahip çıkarsak, geleceğimize daha umutlu bakabiliriz. Tüm adımlarımızı bu fikirle atmalıyız.