Çok parasının olmasını isteyen genç bir adam,tembelliğininde etkisiyle huy edindiği gibi  oturduğu yerden kalkmada,  bir gün mutlaka çok parası olacağına inanırmış.

Boş boş hayallerle, aklında olmadık şeyler kurarak geçirirmiş zamanını... Yaşlı babası ise dönüm dönüm arazilerini tembellikten orman haline getiren ve oturduğu yerden zengin olma hayaline dalıp giden oğlunu şaşkınlıkla izlemiş hasta yatağından...

 Bir gün genç adam evin önündeki derenin yanına herzamanki gibi sersiği minderin üzerine oturup kahvesini yudumlarken cam bir şişenin akıp gitmekte olduğun görmüş dereden.Merak edip şişeyi almış ve içinde eski bir kağıt olduğunu görüp, şişenin tıpasını açarak kağıdı alıp baktığında yaşadığı muhittin bir haritası olduğunu anlamış.Ve haritada işaretli bir bölge olduğunu... Hayalinde gördüğü esrarengiz bir olayın başına geldiğini düşünmüş o an... Dikkatlice bakınca işaretli olan yerin kendi tarlaları olduğunu anlamış...

Kimselere birşey demeden doğruca tarlasına gitmiş,eline balta, kazma ve kürek alarak.Önce günlerce tarlayı güzelce temizlemiş.Öyle bakımlı olmuşki tarla...Sonra ise haritada işaretli olan yerleri dikkatlice tek tek kazmış günlerce... Babası her akşam eve yorgun gelen oğluna şaşkınlıkla bakıyormuş.İşi tembelliğe vurup herşeyin sabırla olduğuna inanan oğluna hayretler ediyormuş...Genç adam tarlayı kazmış kazmasına.Ama ne altın ne de değerli hiçbirşey bulamamış.Yine geçmiş eskisi gibi derenin başına. Bir sünger serip yayılmış üzerine...

Kısa bir zaman sonra yine dereden bir şişenin akıp gitmekte olduğunu görmüş.Yine  merakla şişeyi almış, içinde bir kağıt olduğunu görmüş.Dikkatli baktığında bir harita olduğunu görmüş.Haritada yine kendi tarlası işaretliymiş.Ve haritanın arkasında ise, eski bir dilde yazıyla birşeyler yazmaktaymış.Muhitin en bilge kişine götürmüş hemen o kağıdı ve okumasını istemiş.Yaşlı bilge ise, - "Şimdi tertemiz o tarlaya bolca buğday serp.Büyülü kuşlar buğday karşılığı sana altın getirir.Gerçek hazine budur."Yazdığını söylemiş....

Delikanlı bunun bir işaret olduğunu düşünüp, çuval çuval buğday alıp götürmüş tarlasına. Ve her köşesine serpmiş. Birkaç gün beklemiş ama ne gelen bir kuş görmüş nede başka birşey.Yine geçmiş derenin kenarına ve uzanmış minderin üzerine...Ve hayretle bir şişenin daha aktığını görmüş derede.Yine merakına yenilip açıp bakmış... Yine bir harita, ve haritanın üzerinde kendi tarlasının işaretlendiğini görmüş... Ve altında eski yazıyla bir yazı... - "Bu eski yazıyla yazılmış haritalar bir işaret olmalı-" deyip hayallere daldıktan sonra yine yaşlı bilgenin yanına gitmiş...

Bilge kağıtta, - "Kuşlar gelmediyse, onca yedikleri  buğdaydan sonra içeçek su bulamadıklarından gelmemiştir...-"yazdığını söylemiş... Delikanlı bir heyecanla bütün tarlayı sulanmış günlerce. Tarlanın başında beklemiş. Gagasında altın olan kuş değil bir karga bile gelmemiş tarlasına... Yine geçmiş bizimki derenin başına... Günlerce tembel tembel yatmış dinlenmiş. Bir zaman sonra bir tüccar gelmiş yanına ve tarlasındaki yetişen buğdayları satın almak istediğini söylemiş.Delikanli heyecanla sıçramış yerinden ve adamın elini sıkıp anlaşmış buğdaylarını satmaya.Öyle çok parası olmuşki.Tam o anda dereden bir şişenin daha akıp gittiğini görmüş.Artık paraya ihtiyacı yokmuş ama yine merak edip bakmış.. Kağıtta şöyle yazıyormuş.-"Sadece tembellikle sabır ederek ayağına hiçbirşeyin gelmeyeceğini, hiçbirşeyi elde edemeyeceğini anladınmı?Ulaşmak istediğin şeylere sadece sabır ederek değil, ancak sabrın yanında asla vazgeçmeden çaba göstererek ulaşabilirsin... BABAN-"..