Son nefesimize kadar vazgeçmeyeceğimiz bir eylem vardır.

“İyilik!”

İyiler daima iyidir. İyilere ve iyiliklere bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

“İnanmak insana güven duymaktır. Bin defa aldatılacağımı bilsem yine de insana güvenmeye devam ederim. İyiler bu dünyanın gerçek soylularıdır!”der merhum Teoman DURALİ.

Acaba bir iyilik hamlesi geliştiren bir kimse dünyanın gerçek bir soylusu olduğunun farkında mıdır?

Kendisini seçkin/elitist diyerek sınıflandırarak her türlü dünyevi nimetin içerisinde yüzen ama elinden iyilik namına hiçbir şey gelmeyen bir kimsenin soylu soplu olmasının ne önemi vardır?

Bugün günümüzde kendisini soylu soplu addeden bu seçkin/elitist zümreye dahil olan insanlar iyiliğin insanlık sanatı olduğunun farkındalar mı acaba?

Ya da bu tip insanlar eski Mısır'dan günümüze ulaşan dört bin küsur yıllık şahane bir cümle olan; "İnsanın anıtı iyiliktir!" gerçeğinin ne kadar farkındalar?

İnsan Allah(cc)’ın yarattığı şaheser bir varlıktır. O varlığa yakışan şey ise güzel görünmektir. Güzel görünmenin yolu da insan olmaktan ve insanca değerler üretmekten geçer.

Keşke kendini ayrı bir yerde konuşlandıran bu seçkin/elitist zümre iyiliğin insanlık sanatı olduğunu, dünyanın da insan olma sanatının icra sahnesi olduğunu bir bilse, bir anlayabilse!

Vurdumduymazlık, açgözlülük yada yetinmemezlik toplumda belli kimselerin ve belki kesimlerin ruhuna işlemiş. Bir türlü doymak bilmiyorlar, bir türlü şükür nedir acizler, bir türlü yetinmiyorlar. Bu maraza yakalanmışların malesef sesi de gür çıkıyor. Bu durum karşısında çözüm ne olmalıdır?

Bu can alıcı sorunun cevabını;

"Gözünüzü toprak doyursun!" demekten başka duanın dışında henüz çözüm bulamadım.

İletişim/bilişim çağındayız. Uzay çağını yaşıyoruz. İnsana bu çağları yaşatan yine insan. İnsanlık çağında mıyız? İyiliklerin zirve yaptığı bir yüzyılı yaşıyoruz. Diyebilir miyiz? Bu durum tartışılır. Keşke insan ne kadar çok yenilik elde etti o kadar çok insanlığı artsa. O kadar iyiliklerde zirve yapsa.

Başkası ne yapar nasıl yapar bilmeyiz. Ama “Önce insanım ben!” diyen insana düşen kötülüklerin yeryüzünü kuşatıp vicdanları esir aldığı bir dünyada iyiliği hâkim kılmak, iyiliği gündem yapmak adına zihinlerde ve gönüllerde farkındalıklar oluşturmaktan başka çare yoktur.

Zira;

İyilik seferberliği başlatmak, iyilik bilinci ve gayretiyle hayatı ve yeryüzünü güzelleştirmek insan olanın eserleridir.

Selam ve dua ile!