SÜLEYMAN EFENDİNİN TALEBELERİNİN MUHYİDDİN-İ ARABÎ’YE BAKIŞLARI. (2)

Evet, Süleyman Efendinin talebelerinin tasavvuf anlayışını anlatırken Muhyiddin-i Arabi’ye ve Vahdet-i Vücut felsefesine bakışlarını anlatmada kalmıştım. Şimdi oradan devam edelim inşallah.
Vahdeti vücudun esası şudur: Halik-mahlûk, başka bir ifadeyle Allah-kul ilişkileri ve birbirine göre durumu meselesidir. İbn Teymiye şöyle devam etmektedir: Yaratıcı konusunda hepsinin de sapık olduğunu gördüm”.“İyi bilin ki bunların sözlerinin hakikati şudur. Kâinatın varlığı Allah’ın varlığının ta kendisidir. Halikın varlığı ile mahlûkun varlığı arasında fark yoktur.”

İBN TEYMİYE’NİN VAHDETİ VÜCUDA VE İBN ARABİYE BAKIŞI

İbn Teymiye’nin Füsusul Hikem’deki bidat içeren görüşleri çoktur. İbn Teymiye bu aşırı görüşlerini altı başlıkta toplar.
1- Vahdet’i Vücut
2- Hatemü’l Evliya
3- Ricalü’l Gayp
4- Firavun’un İmanı
5- Putlara İbadet
6- Gaybdan haber verme ve Hurufilik
Daha önceki sofilerde vahdeti vücudun izini görmek mümkündür. Mesela: Bayezid’i Bistami veya Hallacı Mansur da apaçık vahdeti vücut fikirleri mevcuttur. Ancak vahdeti vücudu sistemli bir şekilde ortaya koyan Sofi İbn Arabî’dir.

İbn-i Teymiyye tasavvufçuların bu anlayışlarını müşahede etmiş, çalışmaları sonunda Sofiye arasında dolaşan Hakikat, Şeriat ve ittihad fikirlerinin şer’i hükümlerin iptalinden başka bir şey olmadığı sonucuna varmıştı. Bu insanların halkı saptırıcı yaşayışlarına şahit olmuştu.

İbn-i Teymiyye, Sofiyenin hem inanç bozukluğuna ve hem de amel bozukluğuna karşı çıkmış, onlara Kur’an ve sünnetten getirdiği delillerle adeta savaş açmıştı. İbn-i Teymiyye’nin yaşadığı dönemde Sofiler büyük bir itibara sahiptiler. Mesela Mısır valileri şehirde dergâhlar kurup masraflarını karşılayacak tahsisatlar ayırmışlardı. Yine Şam’da Sofilerin ihtiyaçlarını karşılamak için özel mahalleler teşkil ediliyordu.

Teymiyye, Sofilerin Şam’da kerametvari işlerine ilişip hilelerini açığa çıkarınca ve bazı Sofilerin İslam âlemini kasıp-kavuran Moğollarla ilişkilerini tespit edince iki taraf arasındaki çarpışma iyice şiddetlendi. Zamanın Vali ve Sultanlarını arkalarına alan Sofiler bundan sonra Teymiyye’ye hayatı zindan ettiler. Teymiyye bundan sonraki hayatını kale zindanında geçirmek mecburiyetinde kaldı.

İshak Fassından örnekler: Kevni, (Kâinatı) sadece bir hayaldir. Hakikatte ise Hak’tır. İbn Arabinin bir cümlesi: “Ey eşyayı kendi nefsinde halk eden. Sen halk ettiğin şeyi camiisin.” (Kendinde toplamışsın.)

İbnü-l Arabî’nin sistemi: Vahdet-i Vücut’ta yaratma diye bir olay yoktur. Ona göre yaratıcının yaratılışta oynadığı rol, bil kuvve var olan şeyi, bil fiil mevcut hale getirmektir. Yoktan yaratma anlamındaki “Halk” ise ona göre mümkün ve makul değildir. Arabî, yoktan yaratmayı Allah’a yakıştırmazken, Arif’i yaratıcı olarak göstermektedir.

Arif’teki yaratma aracı “Himmet”tir. Himmet, mahiyetini kesin olarak bilmediğimiz bir kuvvettir. Arif, meydana getirmek istediği her hangi bir şeye himmetini yöneltir, o şey hemen meydana gelir veya var olmasını istediği her hangi bir şeye himmetini yönelttiğinde, bu varlık meydana gelir. (Bu sözler apaçık şirk sözleridir.)

Kısa İzah: Buraya kadar ve bundan sonrada İbn Arabî’nin söylediği veya onun kitabından yazılanların tamamı İslam dışı söylemlerdir. İslam akaidi ile bir alakası yoktur. Kur’an-ı kerimin anlattığı dinde Bir yaratan vardır, O’ da Allah’tır. Bir de yaratılan vardı, O’ da Mahlûkat veya kâinattır. Yaratan ile yaratılanı bir kabul eden inanç sistemi ile İslam’ın bir alakası olamaz.