Söِyle (onlara), Allah’ın bu cِmertliği ve rahmetiyle işte bِöylece sevinsinler: (sevinsinler ki,) bu onların toplayıp biriktirdiği her şeyden daha üstün, daha iyidir!

YUNUS SURESİ:

58-Söِyle (onlara), Allah’ın bu cِmertliği ve rahmetiyle işte bِöylece sevinsinler: (sevinsinler ki,) bu onların toplayıp biriktirdiği her şeyden daha üstün, daha iyidir!
 

Muhammed Esed Meali
Yûnus Suresi 58. Ayet Açıklaması


80 Bu ayet, 57. ayette, Kur’an’ın insana, bu dünyada güzel ve insan onuruna yakı؛an bir ya؛ama tarzı ve manevî huzura gِtüren bir yol ile ahiret saadetini teklif ettiğini bildiren ifadeyle bağlantılıdır. Rızk terimi, 2. sure, 4. notta da belirtildiği gibi, ister maddî anlamda olsun (ilk akla gelen anlamıyla “geçim vasıtaları”), ister zihnî anlamda (akıl, sezgi, bilgi, muhakeme gibi) ve isterse manevî ya da ruhanî planda olsun. 

(İman, cِmertlik, hilm, sabır gibi) insan için iyi, güzel ve yararlı olan her ؛eyi ifade edecek kadar geni؛ bir çağrı؛ım alanına sahiptir. Bu itibarla sِzcük, ahlaken kınanan, kaçınılan ve maddî ya da toplumsal planda muzır olan ؛eyleri ya da olguları değil, münhasıran olumlu ve yararlı ؛eyleri, vasıtaları i؛aret etmek için kullanılır.


59- (Allah adına helal-haram uydurarak değer yargılarını yozla؛tıranlara) de ki: “Allah'ın size bah؛ettiği fakat sizin bir kısmını helâl, bir kısmını haram saydığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki: “Bu hususta Allah mı size izin verdi, yoksa (yalan uydurarak) Allah'a iftira mı ediyorsunuz?”


Cemal Külünkoğlu Meali
Yûnus Suresi 59. Ayet Açıklaması

Bu ayet, Allah tarafından Kur’an’da yasak olarak ifade edilmemesine rağmen insanların birtakım mülahazalarla bazı nimetleri kendilerine yasaklanmasını ؛iddetle reddediyor. “De ki: “Bana vahyedilenlerde le؛, akan kan, iğrenç bir ؛ey olan domuz eti, üzerinde Allah'tan ba؛ka bir ismin anıldığı kurban dı؛ında yenmesi yasak olan hiçbir ؛ey gِrmüyorum.” (Bakara 2/145) İnsanın Allah’ın helal ve me؛ru kıldığı bir ؛eyi zımni ve izafi yakla؛ımlarla Kur’an’a atıfta bulunarak veya uydurma hadislerle Hz. Peygamber’in sünnetine isnat ederek ya da gelenekçi anlayı؛ın etkisinde kalarak kendisine yasaklaması ve haram kılması asla doğru olamaz. Allah adına yasak getirmek ؛irktir, Allah’ın koyduğu yasağı bozmak ise küfürdür.

61-Her ne işte bulunsan, o işle ilgili Kur’an’dan her ne [tilâvet] edersen (okuyup aktarsan) ve siz her ne i؛ yapıyorsanız o i؛e daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde ؛ahidiz. Yerde de gِkte de zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük (hiçbir şey) yoktur ki apaçık bir kitapta (ilahi kanunda) bulunmasın.


Mehmet Okuyan Meali
Yûnus Suresi 61. Ayet Açıklaması

Kur’an’da [tilâvet] ifadesi vahyin tebliğ edilmesi, vahyin herhangi bir konunun gündeme getirilmesi, izinin sürülmesi, takip edilmesi anlamlarına gelmektedir. [Tilâvet] kavramının anlamları arasında “gündeme getirmek”, “hayatın merkezine almak”, “gündem yapmak” da bulunmaktadır. Dolayısıyla ayette sِzü edilen [tilavet] ile kastedilen Hz. Muhammed’in vahyi muhataplarına tebliğ etmesi olarak anla؛ılmalıdır. Ayetin ilk cümlesinde “her ne i؛ yaparsan” ifadesinin kapsamında Kur’an [tilavet]i de yer almasına rağmen bunun ayrı olarak kullanılmasının sebebi ِneminden kaynaklanmaktadır. Kur’an’da her i؛le ilgili doğrudan veya dolaylı olarak, hüküm açısından veya mesaj açısından bir Kur’an gِndermesi vardır. Kur’an’dan o i؛le ilgili kısmın [tilavet] edilmesi, o konuda Kur’an’ın dediğinin yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Kur’an, hayatla ilgili esaslar içerdiği için onun [tilavet]i de ayetleri hayata aktarılmasıdır, hayata ta؛ınmasıdır.


62- Haberiniz olsun ki, Allah dostlarına korku yoktur ve onlar üzülecek de değillerdir.


Cemal Külünkoğlu Meali
Yûnus Suresi 62. Ayet Açıklaması

Yani sadece Allah’a güvenenler, O’nunla aralarına ba؛ka birilerini ya da bir ؛eyleri koymayanlar, O’nun yolunu takip edenler, O’nun desteğini arkasına alanlar, O’na kar؛ı sorumluluk bilinciyle ya؛ayanlar gelecekten dolayı endi؛e etmeyecekler, geçmi؛ten dolayı da keder duymayacak ve kaygılanmayacaklardır.

63- Onlar Allah'a iman eden ve O'na kar؛ı sorumluluk bilinciyle ya؛ayanlardır.


Cemal Külünkoğlu Meali
Yûnus Suresi 63. Ayet Açıklaması

Bir ِnceki ayette Allah’ın inananlara dostluğundan sِz edilmektedir. Bu ayette ise, Allah dostlarının, Allah’a iman edenler ve O’na kar؛ı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar olduğu anlatılmaktadır. Eğer inanan insan, Hayatını Allah’ın koyduğu kurallara gِre in؛a eder, O’na kar؛ı hep sorumlu ve duyarlı olursa dostluğu kurmu؛ demektir. Dostluk, iki birey arasında kopması mümkün olmayan bir bağın olu؛masıdır, fedakârlıktır, payla؛maktır, aynı safta olmaktır. Bu demektir ki; insan Allah’a dost olmak ve bu dostluğu kalıcı hale getirmek istiyorsa Allah’tan bağımsız bir hayat dü؛ünmemelidir, Onun istediği ؛ekilde hayatını tanzim etmelidir, O’nunla aynı frekansta bulu؛malıdır. 


66- Dikkat edin! Gِklerde ve yerde kim varsa (hepsi) yalnızca Allah’a aittir. Allah’ın pe؛i sıra ortaklara yalvaranlar neyin peşine düşüyorlar! Onlar, zandan başka bir şeye uymuyorlar ve onlar yalandan başka bir şey de sِylemiyorlar.


Mehmet Okuyan Meali
Yûnus Suresi 66. Ayet Açıklaması

Yüce Allah’ın dışında, O’nun pe؛i sıra mü؛riklerin tapındığı varlıkların kendilerinin müstakil varlıklar olmadıkları, dolayısıyla onlara ait ِzel herhangi bir mekân bulunmadığı, onlardan herhangi bir ؛ey beklememek gerektiği, ayrıca kendilerine kulluk etmeyenleri cezalandırabilecekleri bir ahiretlerinin olmadığı, onlara tapınmamaları durumunda yersiz korkulara kapılmalarının da gereksizliği üzerinde durulmaktadır. Tapındıkları varlıklar genelde melek veya cinler üzerinden ürettikleri varlıklar ve putlar olduğu için, Yüce Allah ayette [mâ] edatı değil de canlı ve ruhu olan varlıklar için kullanılan [men] edatını tercih etmi؛tir. Benzer mesajlar: En‘âm 6:116, 148; Yûnus 10:36; Câsiye 45:24; Necm 53:28.