“Güzel hayat isteyen, güzel insan biriktirsin!”

Bu söz ünlü Türk şair, yazar ve çevirmen Cemal Süreya’ya aittir. Bu sözü duyduktan sonra ilk aklıma gelen sorular şunlar oldu?

Güzel insan denilince aklımıza kimler gelmeli?

Etrafımızda güzel insan/lar diye nitelendirebileceğimiz kimseler var mıdır?

İlk sorudan başlayalım.

Güzel insan denilince insanların bedensel güzelliği, görsel güzelliği, maddi gücü, şanı şöhreti, zenginliği, makamı ve mevkii, güçlü ya da zayıf oluşu, yetenekli oluşu, kabiliyetleri, üstün zekası vs kimseler mi aklımıza gelmeli yoksa bencillikten uzak, kırıp dökmeyen, özür dilemesini bilen, asalet, adalet, erdem, iyilik, empati, değer üretme, ahlak, kişilik, karakter, güzel huy, nezaket, letafet, zarafet, fedakarlık, hizmetkarlık, nefsini yenebilme gayreti içerisinde olan, hoşgörülü ve güzel hasletleri ön planda tutan insanlar mı aklımıza gelmeli?

Şair diyor ya;

"Güzel insanlar biriktirin hayatınızda!

Bencil olmayan, kırmayan, özür dilemesini bilen.

Hoşgörülü insanlar alın hayatınıza. Sizi olduğunuz gibi kabul eden.

İyi dostlar biriktirin.

Aramızda kalsın demeye gerek olmasın. Ömre ömür katan insanları tutun yanınızda. Çünkü hayat vakit kaybedilmeyecek kadar kısa!.."

Peki etrafımızda güzel insanlar var mı? Varsa ne kadar var?

Bu güzellikleri sergileyen o kadar çok insan var ki etrafımızda. Yeter ki bu insanları görmek isteyelim, ön plana çıkaralım, onure edelim, olumlu diyaloğu sürdürelim ve bu insanları daha aktif daha etkin kılalım.

Şöyle bir etrafımıza dönüp bir bakalım.

Sağduyuyu ve mütevaziliği elden bırakmayan, kimseye tepeden bakmayan, uçlarda gezmeyen, ifrat ve tefride kaçmayan, dürüstlükten taviz vermeyen, kelimelerini özenle seçip kırmadan dökmeden muhatabına yönelen, kolaylaştıran zorlaştırmayan, sevdiren nefret ettirmeyen ve korkutmayan müjdeleyen nice güzel insanlar var.

Unutmayalım ki;

Kazanımlarını ahlak ile taçlandırmış, sözü ile özü bir olan, bulunduğu ortama, yaptığı işe artı değer katan, elde ettiği gücü elinde bulundurduğu halde gücün esiri olmamış, güç sarhoşluğu yaşamamış, insana insanca muamele eden, ne oldum delisi olmayan, nereden geldiğini unutmayan, dününün ve gününün muhasebesini yapan, hayra motor şerre fren olan, nefsini değil neslini ön planda tutan, keser gibi hep kendine değil testere gibi bir kendine bir karşıya yontan güzelliğine güzellik katmış insandır.

Rabbimiz buyurur ki;

“Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık!” (Tîn, 95/4)

En güzelin yarattığı da güzeldir. Güzel yaratılan insan da güzeli aramalı ve bulmalıdır. Allah(cc) güzeldir ve güzeli sever.

İnsanda güzeldir. Güzel olandan da güzellikler sadır olmalıdır. Allah(cc) güzel olarak yarattığı kulunun fıtratına akıl gibi, irade gibi güzel fonksiyonlar yüklemiş ve o yetmemiş vahiyle onu desteklemiş.

İnsana düşen de bu fonksiyonları harekete geçirmek ve aksiyoner kılmaktır. Bu aksiyonları iyiye, güzele, hayra ve güzelliğe çeviren ve bu şekilde icraatlar sergileyen insan güzelliğine güzellik katmış demektir.

Rast gelmek duası ve temennisi ile!