Empati bir kişinin kendini başka bir kişinin yerine koyması ve onun bakış açısıyla bakması, karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerini anlayabilmesi, hissetmesi ve bu davranışı ona iletmesi sürecidir.
Kişi kendisiyle empati kurulduğu zaman anlaşıldığını ve kendine önem verildiğini hisseder. Bu ise kişinin kendini iyi hissetmesine neden olur. Empatik yaklaşım kişiler arası iletişimi artırır, işbirliğini kuvvetlendirir, duygusal bağları derinleştirir ve toplumsal uyumu sağlar.
Empati ile benmerkezci yaklaşım birbiri ile bağdaşmaz. Benmerkezci yaklaşım sorunlu bir yaklaşımdır. Bireysel ve toplumsal sorunları çözmenin yolu benmerkezci yaklaşımdan uzaklaşmak ve empati kültürünü geliştirmekten geçer.
Empati, kişisel ilişkilerin sağlığını, anlayışı artırır ve insanların birbirlerini daha iyi desteklemelerine yardımcı olur, çatışma çözme ve işbirliği becerilerini geliştirir. “İnsan acı duyabiliyorsa canlıdır, başkasının acısını duyabiliyorsa insandır!” Tolstoy

O halde empati insanlıkla eş değer bir melekedir.
Empati yapmak, insan ilişkilerini çok daha yapıcı ve verimli kılar. Empati eksikliği ise insan ilişkilerinde olumsuz, yıpratıcı ve çetrefilli bir hal aldırır. Haz ve hız çağını yaşadığımız bu günlerde işlerin yolunda gitmesi için, her bir bireyin empati yapması elzemdir. Fakat empati duygusunun oluşumunu engelleyen en büyük faktör, yetersiz sosyalleşme ve sabırsızlıktır.
Empati, insanlar arasındaki iletişime ahenk katan, ekip çalışmasını verimli kılan, etkin bir iletişimin en önemli yapı taşlarından biridir.

Empatinin yoğun bir şekilde hissedildiği ekiplerde, daha az iletişim sorunu, daha fazla uyumlu çalışma ortamı mevcuttur.

Büyüklerimizin, “Allah(cc) iyilerle karşılaştırsın!” diye bir duası vardır. Öyle tahmin ediyorum ki bu iyi insanlar elbetteki empati kültürü gelişmiş olan insanlardır.

Geçmişte toplumda ‘akil’ insanlar vardı. Her ortamda bunlar öne çıkardı. Sözü sohbeti dinlenir ve fikirlerine değer verilirdi. Empati kültürünün gelişmişliği o ‘akil’ dediğimiz insanlarda ön plana çıkan özelliklerin başında gelirdi. O akil insanların çokluğu, empati kültürü gelişmiş insanların etkin rol alışı toplumsal badirelerin atlatılmasında önemli rol oynamaktaydı.

O insanların varlığı topluma neşe, huzur, barış, kardeşlik ve işbirliği olarak yansıyordu. Komşuluk bir başka oluyor, arkadaşlık daha bir anlam buluyor, ortaklıklar vs çok daha uzun soluklu oluyordu.

Şimdi gelinen noktada en ufak bir anlaşmazlıkta yumruklar konuşuyorsa, silahlar gösteriliyorsa, mahkeme kapıları aşındırılıyorsa, insanlar birbirine karşı daha hırpalayıcı bir tavır içerisine giriyorsa ne büyük bir garabet içerisinde olduğumuzu düşünebiliyor musunuz?

Özetle; Empati kültürü gelişmiş insanların sayısının artması demek toplumsal yaşamda kalitenin artması demektir.