Homeros:
milattan önce 9. veya 8. yüzyılda yaşamış olan İyonyalı ozan Homeros'unhayatına dair kesin ve ayrıntılı bilgiler mevcut değildir.
Rivayetlere konu olan Homeros, bazı ilim sahiplerince eski Yunan edebiyatının ilk şairi olarak kabul edilirken, bazı araştırmacılar da, onun Mısır'lı Amonetep'ten sonra ilk büyük ozan olduğunu ifade etmektedirler.
doğduğu yer olarak 7 ayrı kentten söz edilmekte ise de, onunla ilgili araştırma yapan tarih ve edebiyat otoritelerinin önemli bir kesimi, Smyrna'da (şimdiki adıyla İzmir) şehrinde doğduğu, milattan önce 850-li yıllarda, antik çağda, kuzeyde Phokaia (şimdiki Foça) ile güneyde Miletos arasında kalan sahil şeridinde bulunan ve o dönemde "İonya" olarak adlandırılan yerde yaşadığı hususunda ortak düşünceye sahiptirler.
Öte yandan, Homeros'un kör bir şair olduğu, onunla ilgili kabul edilen güçlü ve yaygın görüşlerdendir. Fakat, eserlerinde yer verdiği canlı, kusursuz ve güçlü tasvirlerden dolayı, gözlerini doğuştan mı, yoksa sonradan mı kaybettiği, yoksa, kör olduğu halde, kuvvetli bir tasvir kabiliyetine sahip olduğu için mi, bu mükemmel tasfirlerin yapıldığı hususunda tereddütler vardır.
eski yunan mitolojisi ve edebiyatı ile, Avrupa edebiyatının ilk kaynağı olarak kabul edilen, İlyada ve Odysseia destanlarını onun derlediği konusunda fikir birliğine ulaşılmıştır. Yunan duygu ve düşüncesinin ilk ürünleri olan İlyada ve Odysseia adlı destanların derleyicisi olan Homeros, Troya (şimdiki Truva) Savaşı'na ilişkin efsaneleri toplayanve 16 binden fazla mısradan oluşan İlyada adlı eserinde, eski Yunanlıların gelenek ve görenekleri, dini ve felsefi inançlarıyla Çanakkale'nin tarihi, coğrafyası hakkında önemli bilgiler bulunmaktadır.
Konusu, kuruluşu ve ifadelendirme metodu bakımından İlyada'dan farklı olan ve 12 binden çok mısrası bulunan Odysseia'da ise, Troya (Truva)'nın yıkılışından sonra, yurdu İthake'ye dönmek üzere yola çıkan Akha liderlerinden Odysseus'un 10 yıl süren yolculuğu sırasında başından geçen olaylar anlatılır.
Sözlü geleneğin birer ürünü olan İlyada ve Odysseia, Milattan önce dördüncü yüzyılda Atina'da yazıya aktarılmış bu Destanlardaki dini anlayış Atinalılar tarafından tamamen benimsenmiş ve İlyada ve Odysseia, Yunan eğitiminin temeli haline getirilmiştir.
İlyada ve Odysseia'daki inanç ve anlayışların Yunan toplumunda benimsenerek uygulamaya aktarılışı, milattan önce dördüncü yüzyılda, ünlü filozof Platon'un " Devlet"adlı kitabında eleştirilinceye kadar hiç sorgulanmamıştır.
Homeros, bu iki eserinde kendi hayatıyla ilgili bilgilere yer vermemiştir. Onun, bu iki dev eseri, Yunanlıların dört yüz yıl süre ile yazısız yaşanan döneminden kayıpsız olarak çıkmış, Milattan Önce dört yüzlerde, Fenike alfabesinin kullanılması ve kendi ellerindeki mevcut şekillerle oluşturdukları, günümüzde de, Latinceleştirilerek en çok kullanılan yazı biçimi haline gelen Yunanca ile, yazılmış ilk edebi eser olarak tanınmıştır. Her iki eser de, Yunan ve Avrupa edebiyatına kaynaklık eden ve günümüze kadar ulaşarak bütün dünyayı etkileyen evrensel bir nitelik taşımaktadırlar.
İlyada ve Odysseia'nın, bu topraklarda yaşayan bizler bakımından önem taşıyan bir yönü de, bunların Yunanca'da "Güneşin doğuşu" anlamına gelen (anatol) kelimesinden üremiş ve Türkçeleşmiş olan Anadolu'da meydana getirilmiş olmalarıdır. Ayrıca, Anadolu İonyasında Avrupa Edebiyatı'nın ilk eserlerinin yanı sıra, Avrupa biliminin ve felsefesinin de ilk temelleri atılmıştır. İonya, Avrupa düşüncesinin doğuşu ile bağlantılı rasyonalizm (akılcılık) prensibinin de coğrafi oluşum bölgesidir. Homeros tüm bu gelişmelerin babası'dır.
Kolophonlu (Selçuk yakınlarında) yaşamış olan filozof Xenophanes, Homeros'un ölümünden yaklaşık 200 yıl sonra cümlesine şöyle başlar:
"Başlangıçtan itibaren herkes Homeros'u öğrendiği için."
Gerçekten de Homeros'un eserleri Yunanlılar'ın alfabe kitabını oluşturmaktaydı. Dönemin okullarında çocuklar okuma yazma ve toplum değerlerini bu eserlerden öğreniyorlardı. Kültürlü Yunanlılar ve daha sonra da Romalılar, "İlyada" ve "Odysseia"dan uzun pasajları ezbere biliyorlardı. Homeros'tan alıntılar önemli toplantı ve eğlenceleri süslemekteydi. Ondan herhangi bir şekilde etkilenmeyen yunanlı ya da Romalı şair yok gibidir.
Bu etkilenme Roma İmparatorluğu'ndan sonra oluşan yeni Avrupa devletlerinde de devam etmiştir. Gerçi "İlyada" ve "Odysseia"nın Yunanca versiyonları Kral Büyük Karl'ın ardından, Milattan Sonra 800'lerde Avrupa entellektüellerinin Latince konuşmaya başlaması ile birlikte uzun bir süre güncelliğini yitirmiş, ancak Romalı Homerosçu, ünlü yazar Vergilius'un Latince'de yazılmış "Aeneis" adlı eserine, "İlyada" ve "Odysseia" de entegre edilerek, bu eserlerin unutulması önlenmiştir.
,. Günümüzde hâlâ yüzlerce lisede Homeros, öğretmenler tarafından orijinal Eski Yunanca metinlerden okutulmaktadır ve ayrıca Batı Dünyası'nda, üniversitelerde Yunan ve Latin Filolojisi bölümlerinde vazgeçilmez bir öğretim ve araştırma parçası olarak işlenmektedir.
İrlandalı ünlü yazar James Joyce'un "Ulysses" adlı eseri, ünlü İngiliz yazar Shakespeare' in "Troilus" ve "Cressida" adlı eserleri, Roma'lı şair Virgil'in "Aeneid" adlı eseri, Homeros'un destanlarından derin izler taşıyan eserlerdendir. Avrupa'da ve Amerika'daki şiirler, güzel sanatlar, tiyatrolar, müzeler, resim galerileri Homeros ve Antik Dönemdeki etkileri olmadan düşünülemez.
Bugün sahip olunan en üst seviyedeki imkanlara rağmen, günümüz görme engellilerinin, bırakın sözlü eser üretmeyi, yazmaya bile üşendikleri gerçeği karşısında, kendi kültürünün unsurlarını sözlü olarak oluşturduğu destanlar yoluyla, derin bir etkileyiş şeklinde, yaklaşık 28 yüzyıl sonrasına, yani günümüze kadar taşımayı başaran, dünyanın muhtemelen ilk kör şairi Homeros'un bu başarısı karşısında sanırım yalnızca şapka çıkartılır.
Ülkemizde de, modern Homeros ' lar çıkması dileğimizle, dünyanın muhtemelen ilk kör şairi olan Homeros 'u şükranla anıyor, başarılarını alkışlıyoruz.