Christopher REEVE, 25 Eylül 1952’de new york şehrinde dünyaya geldi.
8 yaşındayken okul oyunlarında rol üstlendi. ardından da    müziğe ilgi duyarak piyano dersleri almağa başladı.
9 yaşında, Princeton profesyonel tiyatrosuna,  ayrıca gilbert ve sullivan operasına devam etti. “büyürsen ne olacaksın” sorusuna “büyüdüğümde asla ben kimim veya ne yapıyorum diye sormayacağım” cevabını veren Reeve, Parinceton okulunda bir çok önemli faaliyette bulundu.
            Tiyatroyu çok sevmesine rağmen, okula olan sadakatini göstermek maksadıyla okulun birçok kulüp ve takımında görev aldı. 15 yaşında Williamstown tiyatro festivalinde yer aldıktan sonra Massahussett’te yaz stajını yaptı.
Liseyi bitirdikten sonra, Celerte Holm’un kılavuzu olarak ülkeyi dolaşıp hem kolej eğitimi aldı, hem de profesyonel aktörlüğe devam etti.
Cornell üniversitesinde müzik teorisi ve İngilizce edebiyat konusunda önemli kazanımlar elde etti. İngiltere ve Fransa’da tiyatro çalışmalarında bulundu.
            Cornell’de New York’un ünlü julliard gösteri sanatları okuluna kabul edildi. Buradaki eğitimi üvey babası için maddi bir mesele haline gelince hayat sevgisi adlı bir televizyon dizisinde rol almağa ve bu şekilde babasına yük olmadan eğitimini devam ettirmeğe karar verdi.
1967’de bir denizaltı konulu macera filminde oynadı.
Daha sonra New York’a giderek 1957’de çekilen superman filmi için sahnede görsel,  işitsel ve dikkatlilik testlerini başarıyla geçti.
1978 yılında bir amerikan film şirketi Superman rolü için müracaat eden 200 adaydan henüz bu sektörde hiç tanınmayan Christopher REEVE’i seçti. Böylece REEVE 3 defa superman filminde baş aktör olarak en yüksek ücret alan film artistleri arasına girdi.
Reeve, superman’i yüreği ve düşüncesiyle öyle benimsemiş ve bunu sahneye öyle aktarıyordu ki, artık superman inanılır ve sevilen bir kahraman haline gelmişti.
1995 Mayısında atıyla hep yapa geldiği ve çok sevdiği yürüyüş ve atlayışları esnasında, atının bir engele takılması ile birlikte Reeve attan düştü ve o anda elleri atın dizginleri arasında kaldı. Bu şekilde baş aşağı düştüğünde omurgasındaki en üst kemiği kırıldı. O anda boynundan aşağısı felce uğradı ve nefes alıp vermekte oldukça zorlandı. Hemen yapılan tıbbi müdahale belki de hayatta kalmasını sağladı.
Omurilik felçli Reeve’in hayatı bir anda değişti! bundan böyle artık hep sakat olarak yaşamak mecburiyetindeydi.
Kısa bir süre önce “bu bir kuş, bu bir göktaşı, hayır bir uçak, hayır superman!” sözleriyle seyirciye tanıtılan Reeve, başına gelen  bu spor kazası yüzünden tekerlekli sandalyeye mahkum olunca önce intihar etmek istedi. Sonra çocuklarını düşünüp vazgeçti. Boynundan aşağısı felç olan aktör vücudunun hiçbir yerini kıpırdatamıyor, kendi kendine nefes bile alamıyordu.
Devam ettiği 6 aylık rehabilitasyon tedavisinden ciddi bir sonuç alamayarak, evine dönen Reeve, yeni hayata eşi Dana sayesinde tutunmaya başladı.
Bu arada her türlü tedaviyi deneyip 5 yıllık bir sürenin ardından vücudu 2000 yılında işaret parmağını oynatmak şeklinde tedavilere çok az da olsa cevap verdi.
Engelli hale geldikten sonra, tüm faaliyetlerini engellilere yönelik çalışmalar üzerine yoğunlaştıran Christopher REEVE, katıldığı birçok platformda, yaptığı çok sayıda seminer konuşmalarında, insanları engellilik ve engellilere karşı daha duyarlı olmak noktasında ikaz edici konuşmalar yaptı.
Hayatı boyunca hep mutlu ve iyiğmser olan Reeve, bu hayat hikayesi ile, engelleri aşmaktaki kararlılık ve kendine güvenin ne demek olduğunu, adeta tüm insanlığa anlatmaktaydı.
Amerika'daki 2002 yılı başkanlık seçimleri sırasında, ortaya çıkan kök hücre tedavisine dair tartışmalar sebebiyle, Bush’a karşı Kerry ‘Yi desteklemişti.
            Ne ameliyatlar, ne de özel egzersiz yöntemleri Reeve’in yeniden sağlığına kavuşmasını sağlamaya yetmedi ve 9 Ekim 2004’te Superman filminin unutulmaz uçan adamı, Amerikalı aktör Reeve, geçirdiği bir kalp krizi sonrası komaya girdi ve yatırıldığı hastanede 10 ekim 2004 günü, 52 yaşında hayata veda ederek aramızdan ayrıldı.
O'nu Şşükranla anıyoruz.