Rabbimiz kendi dinine/davasına yardım eden kuluna yardım edeceğini onu yardımsız bırakmayacağını vaad ediyor Kur'an'da..

Kul olarak bizler nasıl bir yardım şekli geliştirmeliyiz ki dünya ahiret o ilahi yardımlara/lütuflara mazhar olabilelim?..

Düşünsenize yolda yürürken insanların ayağına takılan, onların yürümelerine engel olan bir taşı elinizle kaldırıyorsunuz. Bu hareketiniz hem halkı hemde halıkı memnun ediyor.

Ve yine yolda yürüyorsunuz karşınıza içi para pul dolu bir çanta çıkıyor. Alıp o çantayı sahibine ulaştırırsanız hem Allah(cc) hemde kulu memnun olacak. Sahibine ulaştırmaz da harcamayı, kullanmayı tercih ederseniz şeytanı sevindirmiş olacaksınız. Siz Allah’ı ve kulunu sevindirmeyi tercih ediyor ilgili makamlara çantayı teslim ediyorsunuz. Tabiki bu hareketiniz dünya ahiret Rabbimizin lütfuna mazhar olacak bir harekettir.

Yola çıkmışsın. Hak bildiğin yola. Hakikate talip olmak uğruna çıktığın bu yolculukta 'El alem ne der?' putunu kırarak 'Allah ne der?' düsturu ile kimin ne dediğine de ne demediğine de aldırmadan yürüyorsun. Amellerin en hayırlısının takva azığı/sorumluluk bilinci kuşanmak olduğunu biliyorsun. Ve çıktığın hak yola revan oluyorsun. Bu hareketinle elbetteki yaradanın dünya ahiret lütfuna mazhar oluyorsun.

Elinde bir emanet var ona gereği gibi sahip çıkıyorsun. Yada onu sahibine ulaştırmak konusunda çok titizsin. Elinde bir fidan var onu kıyametin kopacağını bilsen bile toprakla buluşturmak için gayret ediyorsun. Yanında bir yetim var onu koruyup kolluyor başını okşuyor ve kurda kuşa yem etmiyorsun. Bütün bunları sırf Allah için yapıyorsun. Kimi memnun ediyorsun? Tabiki Allah'ı..

Adem'in oğlu Habil gibisin. Yakup'un oğlu Yusuf gibisin. Abdullah'ın oğlu Muhammed(as) gibisin. Affedicisin. Savaş değil barıştan yanasın. Kavgayı körükleyen değil kardeşliği tesis edensin. İmha etmeyi değil ihya/inşa etmeyi, tarumar etmeyi değil imar etmeyi ilke edinmişsin. Bütün bunları kim için yapıyorsun. Allah için. Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için..

Sen Allah'ın adamı olursun da, Allah'ın davasını/dinini yüceltmek uğruna yola revan olursun da, ya adayan olursun Hanne gibi, ya adak olursun Meryem gibi, ya da adananlara bahçıvan olursun Zekeriyya gibi de Rabbinin hoşnutluğunu kazanmaz mısın?

Başta da belirttiğimiz gibi Allah(cc) kendi dinini/davasını dert edinen, kendi dinine/davasına yardım eden/edecek olan has kullarına yardım edeceğini, onları yardımsız bırakmayacağını söylüyor.

Allah(cc) vaadinden döner mi hiç?..

Peki Allah(cc) vaadinden dönmezde biz kulları Allah(cc)'a vaad ettiğimiz kulluk/fıtrat sözleşmesinin gereğinin yapmak konusunda nice bahaneleriniye üretip dururuz?

Duamız oki; Rabbimiz kendi dini/davası uğrunda hayal ettiklerimizi gerçeğe dönüştürecek ilim, irfan, irade, iz'an, ihlas, imkan ve irşad versin. Ve ayağımızı sabit kılsın bu uğurda. Amin!..