Arapça bir kelime olan vahiy, lügatte gizli konuşmak, işaret etmek, emretmek, ilham etmek, göstermek vb manalara gelmektedir.
Vahyin istilahi anlamı ise şudur;"Allah(cc)’ın kullarına bildirmek istediği hidayet ve buyruklarını, onların arasından seçtiği peygamberlerine, insanların alışık olmadığı gizli ve süratli bir yolla bildirmesi demektir!”
"Vahiy; Allah'ın iradesinin söz şeklindeki ifadesidir!" der Japon araştırmacı ve yazar Toshihiko Izutsu
Hayat kitabımız Kur’an’da ise şöyle buyrulur; “Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl!Elbette sen doğru yoldasın/hak yol üzerindesin!”Zuhruf Sur, 43/43
Peygamber vahye tabi oluşu ile ve hatta Kur’ani bir tabirle vahiyden bir milim dahi sapmayışı ile, vahyi kendisine gönderen Rabbine olan sadakati ve içtenliği ile dönemin vahşilerini vahyi, bedevilerini medeni, Karuni yaşam sergileyenleri Kur’ani bir yaşama sevkedecek kadar etkili olmuş ve iz bırakmıştır. Bedevileşmekten medenileşmeye geçmek, vahşilikten vahyiliğe dönüş kaliteyi yakalamaktır.
Peki; günümüzde kaliteli bir yaşam nasıl mümkündür?
Elbetteki aklı, fikri, düşüncesi, gidişatı, yolu yordamı vahiyle yoğrulmuş insanlarla zaman geçirmekle mümkündür!..
Vahiyle hayatı yoğrulmuş, hayatının her anında vahiy mihenk/ölçü oluşturan kimseler;
1- "Benim namazım ve ibadetlerim, hayatım ve ölümüm sadece alemlerin Rabbi olan Allah(cc) içindir!" diye and içerek hikayelerini yazarlar.
2- Sözün gücüne inanırlar, güçlünün sözcülüğüne soyunmazlar. Ve hatta sözlerin her türlüsünü dinler ve en güzeline tabi olurlar!..
3- Tüm insanlığı Allah’a çağırır, doğru ve adil olanı yapar, dürüst ve erdemli işler ortaya koyarlar. “Şüphesiz ben kayıtsız şartsız Allah’a teslim olan Müslümanlardanım!" derler.
4- Kaba ve nobran tavırlardan uzaktırlar. Affedicidirler. Bilir ki af yolunu seçmek insan fıtratının kabule en yatkın olduğu yolu tercih etmektir.
5- Bilginin en etkili ve verimli bir güç olduğunu bilirler. Bir savaş gerekiyorsa en başta cehalet ile savaşmak gerektiğini bilirler.Çünkü; cahillikte ısrar etmek haddini ya da kendini bilmezliktir, fıtrata savaş açmaktır, hatta fıtrata yabancılaşmaktır.
6- Bugünleri dünden, yarınları da bugünden çok daha verimli/bereketlidir. İş, oluş ve eylemlerini de ahlak ile taçlandırması gerektiğini bilirler. Ve hatta bir işten yoruldu mu başka hayırlı bir işe koyulmak gerektiğini de bilirler.
7- Şeytanın imanda sebat gösterenlerin ve Rablerine tevekkül edenlerin, güvenip dayananların üzerinde yaptırım gücü/nüfusu/hakimiyeti olmayacağını bilirler.
8- Allah’ın yeniden diriltme vaadinin hak/gerçek olduğuna inanır, şu dünya hayatının sahte cazibesinin kendilerini aldatıp Allah’a kulluktan alıkoymasına mani olurlar. Hele hele o aldatıcı şeytan ve dostlarının, Allah’ın ayetlerini çarpıtarak veya Rabb’imizin şefkat ve merhametine güvendirerek kendilerini Allah ile aldatmasına müsaade etmezler!..
9- İçerisinde her çağa özgü vahyi mesajlar barındıran Kur'an'ın mutlak doğruları içeren bir kitap olduğunun bilincindedirler. Ve hatta Allah’la yaptıkları fıtrat sözleşmesini yerine getirir ve o antlaşmayı bozmaktan kaçınırlar!..
Selam ve dua ile!