İnsanlık tarih boyunca biyolojik, sosyal, psikolojik ve ekonomik yaşamda önemli zararlara yol açan birçok afetle karşılaşmıştır. Ülkemizde bu afetlere maruz kalmış, geçmişten bugüne gelinceye kadar bizleri hüzne boğan üzücü kayıplar hayatımızda yer etmiştir.

Meydana gelen deprem, sel, heyelan ve yangın gibi afetlerde insanların nasıl ve ne kadar etkilendikleri bu etkilere ne tepkiler verdikleri bilim adamlarınca tartışılmıştır. En yoğun dezavantajlı kesimlerden birisinin engelliler olduğu gerçeği sürekli vurgulanmaya çalışılmıştır.

Fakat acil afet ve depremlerde uygulanacak engelli politikaları dünyada ve Ülkemizde geri planda tutulmuştur.

Bugüne kadar birçok sivil toplum örgütleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çalıştaylar düzenledi. Bizler de herkes için erişilebilir Yaşam Akademisi Derneği’nin çalıştayına ve bakanlıkların çalışmalarına katılma imkânı bulduk. Ayrıca Sivas ilimizde AFAD ile birlikte görme engellilere yönelik ilk yardım eğitimi ve depremde neler yapılması gerektiği konusunda bilinçlendirme çalışmalarında bulunduk. 6 Şubat tarihinde Hatay ve Maraş illerimizde meydana gelen bizi derinden yaralayan depremler engellilerin afetlerde yaşadığı problemleri yeniden gündeme getirdi. Birçok engelli arkadaşımızı bu depremde kaybettik. Ve enkaz altından yaralı kurtulanlarında engelli olarak hayatlarına devam ettiklerine şahit olduk. Üzüldük ve bol dua ettik. Yaraların sarılacağına, ülkemizin tekrar bu illerimizde maddi ve manevi atılımları gerçekleştireceği konusunda inancımızı diri tuttuk.

Yazımızda notlarım arasına aldığım, engelli derneklerinin depremlerde engelli politikalarına yönelik görüş ve önerilerine yer vermek istiyorum.

  1. Aile Bakanlığı, AFAD illerde ve Türkiye’de adrese dayalı engelli tespiti yapmalıdır. Bir yerden başka bir yere taşınan engelliler bilgi vermeli, devlet tarafından acil afetlerde müdahale imkânı kolaylaştırılmalıdır.
  2. AFAD bünyesinde engelli ambulansları ve bilinçli engelli AFAD görevlileri bulundurulmalıdır. Bu görevliler işaret dili bilmeli, engellilere nasıl davranılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olmalıdır.
  3. Engelli ailelere ve ağır engelli vatandaşlarımızın bakımını üslenen kişilere deprem ve ilk yardım eğitimi verilmelidir. Ayrıca yeterli bağımsız harekete sahip, yaşamını rahatlıkla idame eden engellilere uygulayabileceği basit ilk yardım eğitimleri ve depremden korunma farkındalıkları kazandırılmalıdır.
  4. Afet sonrası toplanma alanlarının engellilere uygun tasarlanması. Görme ve işitme engellilere bu alanların önceden tanıtılması.
  5. Binalardaki yangın merdivenlerinin ve sığınakların acil durumlarda sesli ikaz sistemi ile bulunulabilirliğinin kolaylaştırılması sağlanmalı, buna yönelik arge çalışmalarının yapılması üzerinde durulmalıdır.
  6. Bilhassa özel gereksinimli çocuklarımıza yönelik ve ağır engele sahip bireyler için her il ve ilçede özel donanımlara sahip engelli deprem çadırları merkezleri bulundurulmalı, ani gelişen olaylarda hazır hâle getirilmelidir.
  7. Engelli çalışmalarının daha sistemli olabilmesi için ayrı bir Engelli Bakanlığı’nın kurulması, birçok sivil toplum örgütlerinin düşüncesidir. İllerde valilik ve kaymakamlıklar bünyesinde engelli çalışmalarını yürütebilecek, projeler geliştirebilecek, engelli koordinasyon merkezleri oluşturulmalı ve bu merkezler güçlendirilmelidir.
  8. Engelli kişilere ve ailelere taşınma desteği sağlanmalıdır. Ağır engele sahip aileler yaşanacak herhangi bir afette taşınma sürecinde bakım ihtiyacı duyan yakınının idaresi ve taşınma sürecinde yaşayacağı problemler kaynaklı bir ikilem yaşayabilir. Bunun giderilmesi için, engelli ailelere taşınma yardım ekibi verilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
  9. Engelli deprem çantası. Bakıma ihtiyacı olan engelliler kendi ihtiyaçlarına yönelik bir afet çantası hazırlamalıdır. Örneğin bir görme engelli mutlaka çantasında yedek bir baston, kabartma yazı yazmak için tablet, kalem ve kâğıt, eğer ekran okuyuculu telefonunu yanına alabiliyorsa yedek pavırbank ihmal edilmemelidir mutlaka engellilerin kullanacağı ilaçlardan bu çantalarda bulundurulmalıdır.
  10. Her bina ve evin sağlam olup olmadığına dikkat ediyoruz. Eğer engelli bir yakınımız varsa bu kontroller daha dikkatli yapılmalıdır. Maddi imkânlarımız el veriyorsa ve bir köyümüz varsa, küçükte olsa yedek yerleşebileceğimiz bir mekân oluşturmamız engelliler için çok önem arz etmektedir.

Bu yazdıklarımıza mutlaka ilaveler olacağı gibi yanlış düşünceye sahip olduğumuzu söyleyenlerde çıkacaktır. Hatta panik hâlinde söyledikleriniz mümkün mü sorusu da akıllara gelecektir. Fakat biz planlarımızı oluşturacağız, tedbirimizi alacağız sonra Rabbimize tevekkül edeceğiz.

Devletimiz çok güçlüdür, sosyal devlet olmanın gereği her şeyi ve herkesimi düşünerek sağlam ve sağlıklı adımlar atılmasından geçer. İnşallah bir daha afetler yaşanmaz. İnsanlar üzülmez. Sevenler sevdiğinden ayrılmaz.

Rabbime emanet olunuz.