İsmail AKDENİZ

Ülkemizin  ilk görme engelli viyolonsel üstadı İsmail Akdeniz 1938 yılında Manisa’da doğdu. 4 yaşındayken geçirmiş olduğu çiçek hastalığı yüzünden gözlerini kaybetti.
 
Akdeniz, 1947 yılında, sağır-dilsizlerle körlerin birlikte eğitim aldığı İzmir’deki engelliler okuluna başladı. Sağlık Bakanlığı’na bağlı olan bu okulun, Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmesi ve 1950 yılında da, Ankara’da yalnızca görme engellilerin eğitimine tahsis edilen bir okulun açılması üzerine, o yıldan itibaren eğitimine bu okulda, Ankara Körler Okulu’nda   devam etti.
 
O dönemde, okullarda Türk müziğinin  okutulması  yasak olduğu için, İzmir’deki okulda batı müziği dalında eğitim almış olan Akdeniz, Ankara’ya geldikten sonra, uzun uğraşlar, gösterdiği  büyük gayretler ve verdiği mücadele sonucu Körler okulunda Türk müziğinin öğretilmesini sağlamıştır.   kendisi de bundan istifade etmiş ve mükemmel olarak icra ettiği, bir batı müziği enstrumanı olan  viyolonseli, Türk sanat müziğinde de kullanmayı başarmıştır.
 
1956 yılında Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) nin açmış olduğu imtihanı kazanan Akdeniz, bu tarihten itibaren TRT’ de viyolonsel sanatçısı olarak 44 yıl süre ile çalışmış ve emekli olduğu 2000 yılına kadar da bu görevini sürdürmüştür.
 
Azim dolu! yılmayan! bir karaktere  sahip  olan  Akdeniz, TRT’ deki görevine paralel olarak, sahne çalışmaları da yapmış, başta Zeki Müren, Safiye AYLA, Muazzez ABACI olmak üzere, Türk sanat musıkisinde  üne kavuşmuş  birçok sanatçıya viyolonseli ile  refakat etmiştir.
 
Sanatına verdiği değerin aynısını eğitimine de yansıtan Akdeniz, 1957 yılında başvurduğu imtihanı kazanarak girdiği Ankara Erkek Öğretmen Okulu’nda gören öğrencilerle kurduğu sıcak diyalog sayesinde derslerine, daha ziyade kitapları okul arkadaşlarına okutma yöntemini kullanmak suretiyle  çalışmış ve 1960 yılında bu okuldan mezun olmuştur.
 
Aynı  yıl iştirak ettiği bir başka sınav sonucunda, o zamanki ismi  Gazi Eğitim Enstitüsü olan, şimdiki Gazi Üniversitesi’nin Müzik Bölümünü kazanmış ve 1963 yılında bu okulu da bitirmesi üzerine, Ankara Körler Okulu’na müzik öğretmeni olarak tayin edilmiştir.
 
1963 yılında eşi  Raziye hanımla   evlenmişler, bu evliliklerinden, ikisi kız, ikisi de erkek olmak  üzere 4 evlada  sahip olmuşlardır.
 
Sözün burasında, günümüzde “sanatçı” olarak anılan ve öyle olduklarını iddia eden bazı kimselerin , milletimizin mukaddes bir müessese olarak gördüğü evlilik kavramını yıpratan, çok kısa süreli beraberlikleri aklımıza geliyor ve İsmail Akdeniz'in 44 yıldan beri sürdürdüğü mutlu bir evlilikten bu sanatçıların almaları gereken çok ders olduğunu belirtmek istiyoruz.
 
Akdeniz çiftinin, çocuklarının dördü de,babalarının musıkiyi icra etme gücündeki te’sirinden mi, yoksa ırsi midir  bilinmez, baba mesleğini icra etmektedirler. Çocuklarından birisi Kültür Bakanlığı Ankara Çok Sesli Müzik Korosu'nda, diğeri  yine Kültür Bakanlığı Türk Sanat Müziği Edirne Korosu'nda koroist olarak, üçüncüsü Eskişehir Anadolu Üniversitesi Müzik Bölümü'nün Batı Müziği dalında Keman Hocası,  dördüncüsü de Müzik Öğretmeni olarak  görev yapmaktadır.
 
İsmail AKDENİZ, işlerindeki  yoğunluk yüzünden  1966 yılı sonunda öğretmenlikten ayrılır. 1983 yılına kadar TRT’ de ve sahnelerde viyolonsel sanatçılığına devam eder. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulmuş olan müzik biriminde, 20 yıl kadar yaylı sazlar hocası olarak derslere girer. Ayrıca, 2001 yılından 2004 yılına kadar Konya Selçuk Üniversitesi Müzik bölümünde de hocalık yapar.
 
2004 yılında, emeklilere devlet kurumlarında çalışma yasağı getirilmesi üzerine, bu görevlerinden ayrılmak mecburiyetinde kalır ancak, geçtiğimiz yıllarda kaybetmiş olduğumuz yılmayan engelli sanatçımız, ömrünün son günlerine kadar müzik çalışmalarını, muhtelif üniversite korolarındaki faaliyetlerini sürdürmüştür.
 
Kendisini rahmet ve minnetle anıyor, yılmayan mücadelesini yürekten alkışlıyoruz.