1- Bir çiçekle bahar gelmeyecek ama her bahar bir çiçekle başlayacaktır!..
2- Kör ölür badem gözlü, kel ölür sırma saçlı olurmuş!..
3- İnsan kusurlu bir varlıktır. Kusur insan içindir. Kusursuz dost arayan dostsuz kalır!..
4- Körün gözü açıldığında kırdığı ilk şey bastonu olurmuş!..
5- İnsan, insana muhtaçtır. Ama insan insana!..
6- İçinde yaşadığımız dünya oyun ve oyalamacadan ibarettir. Oyun ve oyalamacanın bu büyülü hali ve başdöndürücülüğü bizi içimize bakmaktan, özümüze dönmekten ve kendimize gelmekten alıkoymamalıdır!..
7- Bir işten yorulduğunda başka bir hayırlı işe koyulmak gerekir. Boş duran insana şeytan daha kolay musallat olur. Zira; Ruhen, aklen ve zihnen tedaviye ihtiyacı olan bir kimsenin meşguliyet limanına sığınması elzemdir.
8- Umutsuzluk yoktur. Gün gelir; gül de açar, bülbül de öter. Umutsuzluk yok, dua var. Acele etmek yok, sabretmek var. İmkansız diye bir şey yok, çünkü Allah var.
9- Karanlığın en koyu olduğu an aydınlığa en yakın olduğu andır.
Her kışın bir baharı vardır. Karanlıkları aydınlığa çeviren, hüzünleri ferahlığa tahvil eden, bir yüce el, bir yüce kudret elbette vardır!..
10- Ötekileştiricilik, başkalaştırıcılık ve yabancılaştırıcılık marazi bir durumdur. Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…
11- Yakıtı insanlar ve taşlar olan öteki dünyanın ateşinden kendimizi ve bize yakın olan aile efradımızı korumamız gerekir. Zira; Her ev, ya cennetin dünyadaki şubesi ya da cehennemin dünyadaki şubesidir.
12- Halis inancımızın yalnız Allah’a yönelmesi gerekir. Saf, arı, duru, berrak ve katışıksız din sadece Allah’a aittir. Dindarlık ise, Yaratıcıya, kendimize, bütün insanlara ve bütün evrene karşı dürüst, âdil, ahlâklı ve samimi olmaktır. Dindarlığın en temel ilkesi içtenlik ve samimiyettir. Sanal, görsel ve gösterişçi dindarlık gerçek dindarlık değildir. Dindarlık, Yaratıcıya saygılı, mahlukata şefkatli ve merhametli olmaktır. Dindarlık, tevazudur, muhabbettir; kibir ve husumet değildir. Dindarlık, başkasını aşağı, hor, hakir görmek değildir. Zira; din insan içindir. Dindarlık dini darlaştırmak hiç değildir. Zira; dar bir zihniyet, dar bir bakış açısı, dar bir anlayış ve dar bir yaşayış. Dini “darlaştırmak”tan öteye gitmez.
13- Bazen yetinmek gerekir. Zira; Yetinmesini bilmeyen, yitirmenin acımasını yaşamak zorunda kalır!..
14- Din, sadece dünya yada sadece ahiret için değildir. Hem dünya hemde ahiret mutluluğuna yöneltir. Allah(cc) bizden dünya ve ahiret dengesini gözetmemizi ve "Ey Rabbimiz! Bize hem dünyada hem de âhirette iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!” diyerek dualar etmemizi ister. Zira bu konudaki ölçü yine hayat kitabımız Kur'an'da şöyle buyurur; "Öyleyse, Allah’ın sana verdiklerinden yararlanarak yalnızca ahiret yurdunda [iyi bir yer tutmanın] yolunu ara; bu arada, pek tabii, bu dünyadaki nasibini de unutma; ve Allah nasıl sana iyilikte bulunduysa, sen de [başkalarına] öyle iyilikte bulun; ve sakın yeryüzünde bozgunculuk, karışıklık çıkarmaya çalışma: çünkü, şüphesiz, Allah bozguncuları sevmez!” (Kasas Sur, 28/77)
Selam ve dua ile!