Stres, her insanın farklı dönemlerde ve farklı şekillerde deneyimlediği fizyopsikolojik bir tablodur. Odaklanma bozukluğu, uykusuzluk, endişe artışı, öfke problemleri gibi pek çok psikolojik soruna yol açabilen bu tablo uzun vadede kişinin fiziksel sağlığını da riske atar ve enfeksiyona, kas ağrısına, mide ve bağırsak sorunlarına neden olabilir.

Diyetler veya fiziksel egzersizlerle kilolarınızı bir türlü kontrol edemeyebilirsiniz. Ortaya çıkan stresli durumlar sıklıkla kortizon hormonu üretimini sağlar. Yağ ve karbonhidrat metabolizmasını stabilize eder ve kandaki gerekli şeker seviyelerini destekler. Bir insanda hormon fazla miktarı varsa, kişi daha fazla yemek yer ve vücut daha az kalori tüketir. Bu durum da sizin kilo almanızı sağlar veya iştah kaybına yol açar ve zayıflamanıza neden olur.

Stres hormonu kortizol ve adrenalin uzun vadede beynimizi, beyin hücrelerimizi ve hücreler arasındaki iletişimi bozar, Panik hakimiyeti ele geçirir. Soğukkanlı düşünemeyiz, küçücük stresler karşısında köpürür, bir türlü aradığımız dinginliğe kavuşamayız.

Stres hormonları kanımızda dolaşırken güzel ve doyurucu bir uyku uyumak neredeyse imkansızlaşır. Yorgunluktan sızıp kalsanız bile, gece boyunca uyanırsınız, sabahları da uykunuzu alamazsınız.

Bizden önceki jenerasyonlara göre çağımızda saç dökülmesi daha erken başlıyor, daha belirgin seyrediyor. Bunun en önemli nedenlerinden birisi maalesef günümüz de bitmeyen tükenmek bilmeyen stres.

Stres kalp üzerinde kötü bir etkiye sahiptir. Bilim adamları, kronik stresin kardiyovasküler hastalıkların en sık nedenlerinden biri olduğunu kanıtladı. Zor çalışma, çalışma isteğinin olmaması, yoksulluk içinde yaşamak ve ailedeki sorunlar durumu daha da kötüleştirebilir.