Eğer sen de hayalleri olan biriysen çalışmak, emek vermek sana yabancı olan kavramlardan değildir. Bu günlere gelebilmek için, şu an sahip olduğun şeylere sahip olabilmek için çok fazla emek verdin, çaba harcadın. Ama bazen insan çok yoruluyor. Sen de herkes gibi çok yoruluyorsun. İşte o anda vazgeçmek istiyorsun pes etmek. Çabaların karışıklıksız olacak, başarısız olacaksın gibi.
Birçok insan yorulmak ile başarısızlık hissini birbirine çok karıştırıyor. İnsan zannediyor ki; mücadeleye başladığı zaman her şey güllük gülistanlık olacak, karşısına hiç engel çıkmayacak, hiç yorulmayacak. Eğer kişi yola çıktığı zaman bu yanlış anlayışa sahipse yorgunluk hissettiği ilk an, içinde bir şeyler çatırdamaya başlar. Ama pek çok insan bu mesajı algılayamıyor ve yorulduğu zaman “ben artık yapamıyorum” deyip oyundan çıkıyor. Hal böyle olunca da o kişi, o mücadele maratonundan diskalifiye olmuş oluyor. Hayatta başarı, bir noktada mücadeleyi bırakmama halinde ortaya çıkıyor.
İşte burada kendini tanıman çok önemli. İçindeki sesin senin dostun olmadığını, sana yalan söylediğini bilmen lazım.Ancak şunu açık ve net söyleyeyim; en iyi mücadeleler, başarıya ulaşabilen mücadeleler, uzun süren kendi hayallerini bir düşün. Ne için mücadele ediyorsun? Bir şekilde iyi görünmek için mi, başarılı olmak için mi ya da hayallerindeki üniversitede okumak için mi, daha iyi bir iş imkanı için mi? Senin amacın nedir? Mücadeleye başlarken seni motive eden hayalin neydi? Ve yeniden toparlan sen başarısız değil yorgunsun dinlenince kaldığın yerden devam edeceksin.