Bazen, evliliklerde, eşler arası ilişki sorunlarının çözümü için, büyüklerin aracılık etmesi isteniyor. Ailede hatırı sayılır bir büyükten ricada bulunuluyor ve şunların arasını yap deniyor.Hatır sahibi aile büyüğü de sorunların çözümü için genellikle şu şekillerde davranıyor;
Çifti karşısına alıyor ve anlatın bakalım sizin derdiniz ne? Diyor.
Biraz dinledikten sonra da genellikle şu içerikte konuşmalar yapıyor;
Bu işler böyle olmaz…    
Her şeyi çok büyütüyorsunuz,    
Bu sorunları yaşayan sadece siz değilsiniz,
Bizim de zamanında…………    
…………..…    
………….…gibi sorunlarımız oldu,    
Bakın gül gibi geçiniyoruz.    
Çocuğunuz/çocuklarınız var, ayıp ediyorsunuz ama,
Benim hatırımı sayıyorsanız bu sorunları geride bırakın.
Bakın,ayağınıza kadar geldim, hadi beni dinleyin…
Bir adım sen atacaksın bir adımda sen atacaksın orta yolu bulacaksınız,bu işler böyle olur.
Her şeyi bu kadar büyütürseniz, bu kadar dert ederseniz, bu evliliği yürütemezsiniz.
Evlilikte bir gözünüz kör, bir kulağınız sağır olacak. Öyle her şeyi görüp duymayacaksınız. Yoksa geçim olmaz.
Artık geçmişi de kapatın, bir sünger çekin olsun bitsin.
Hadi birbirinizden özür dileyin…
Şimdi bana söz verin; Bir daha böyle ufak tefek sorunları büyütmeyeceksiniz tamam mı? Hadi elimi öpün bakalım…
Eğer bir daha geçinemediğinizi duyarsam, gelmem bu son olur.
Birazcık hatırım varsa güzel güzel geçinirsiniz… vb...
Son derece iyi niyetle ve sorunları çözmek niyeti ile yapılan bu tür görüşmeler içinde şunları barındırıyor;
Nasihat etme,
Göz ardı etme,
Yok sayma,
Hasıraltı etme,
Uzlaştırmaya çalışma,
Utandırma,
Tehdit etme,
Azımsama ve küçümseme…
Tüm bu durumları içinde barındıran bu yaklaşım tarzı ilebir süreliğine çözüm olmuş gibi olsa da, uzun vadede daha şiddetli sorunların yaşanması kaçınılmaz oluyor…
Sorunlar ve iyi giden yönler gerçek hali ile ele alınmadığında,
Karşılıklı suçlamalar devam ettiğinde,
Sorun kaynakları keşfedilmediğinde,
Eşler sorunlara kendi katkılarını fark etmediğinde,
Yaşanan sorunlarla ilgili herkes kendi üzerine düşen sorumluluğu alınmadığında,
‘Hissedilen tüm duyguların, gösterilen tüm tepkilerin, yapılan tüm davranışların sorumlusu kişinin kendisidir’ farkındalığı oluşmadığında,
Fark edilen sorun kaynakları için karşılıklı bilinçli ve kendine özgü çabalar harcanıp anlayış ve davranış farklılıkları oluşturulmadığı sürece, gerçek çözümler olamıyor.
Hatırı sayılır aile büyüklerinin hatırı ile yürütülmeye çalışılan evlilik ilişkilerinde sıklıkla;
Sorunlar gerçek hali ile görülemeyebiliyor,
Üzeri kapatılabiliyor.
Sorunların boyutları alttan alta daha da derinleşiyor,
Evliliklerin içi boşalıyor ve sadece kâğıt üzerinde kalıyor.
Bu şekilde devam ediyor’muş’ gibi görünen ilişkiler de de;
Tahammülsüzlük,
Hoşgörüsüzlük,
Gerginlik,
Öfke nöbetleri,
Aldatma,
Şiddet (her türlüsü),
Anksiyete, depresyon vb. psikiyatrik sorunlar ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak evlilik;
Ya ‘mış’ gibi bir evlilik ilişkisi olarak devam ediyor ya da şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma ile sonuçlanıyor.
Dikkat etmek gerek!