Eşlerin anlaşabilmeleri ve uyumlu eş ilişkisi oluşturabilmeleri için aralarında insan insana ve olgun bir iletişimlerinin olması gerekir. Olgun iletişim için yetişkin olmak lazım. O zaman evlenmek için yetişkin ve olgun insan olmak gerekir.
Olgunlaşmamış ve yetişmemiş evli insanlarda aşağıda yazdığım durumlara rastlıyoruz;
Hissettiği duyguların sorumlusu olarak eşini görmek: “Sen bana bu şekilde hissettiriyorsun”, “Sen öyle davranmasaydın ben de bu şekilde hissetmezdim” denilen her durum,
Yaptığı davranışların sorumlusu olarak eşini görmek: “Senin yüzünden öyle davrandım”, “Sen o şekilde davrandığında ben de o şekilde karşılık verdim” denilen her durum,
Aldığı kararların sorumlusu olarak eşini görmek: “Eğer sen o şekilde konuşmasaydın ben de o kararı vermezdim”, “O kararı vermeye sen beni zorladın” denilen her durum,
Aklından geçenin bilinmesini beklemek: “Beni önemsiyorsan ben söylemeden anlayacaksın”, “Beni seviyorsan nelerden hoşlandığımı da bileceksin” denilen her durum,
Anlatmadan anlaşılmayı beklemek: “Suratıma baktığında ne düşünüyorum anlaman gerek”, “Dün gece olanlardan sonra beni ne kadar kırdığını bilmeliydin”, denilen her durum,
Hakkaniyetli davranılmasını beklemek: “Her ay kendine bir giysi alıyorsun, benim ihtiyacım var mı yok mu umurunda bile değil”, “Bütün gün hiç durmadan çalışıyorum, sen keyfin yeterse bir işin ucundan tutuyorsun” denilen her durum,
Bir olayı sürekli imiş gibi ifade etmek: “Sen zaten bana hiç değer vermiyorsun ki”, “Bir kere bile ne istediğim umurunda olmadı”, denilen her durum,
Eşini zorunlu kılmak: “Eşimsen, beni mutlu etmek zorundasın”, “Evliysek geçimimi sağlamak zorundasın”, denilen her durum,
Eşine çocuğu imiş gibi davranmak: “Evliysek, benden izin almadan hareket edemezsin”, “Eşimsen ben onu giyme diyorsam giymeyeceksin”, denilen her durum,
Eşine rencide edici sıfatlar takmak: “Amma sulu gözsün gücün anca ağlamaya yetiyor”, “Senin yediğinin yarısını Afrika’ya gönderseydik tüm açlar doyardı, şişko patates” denilen her durum,
Eşi ile ilgili bir durumu aşağılayıcı bir şekilde gündemde tutmak: “Sen akıl hastasısın zaten, evlenmeden önce deli doktoruna giden sensin, ben değilim”, “O dişler bende olsa değil kahkaha atmak, gülümsemezdim bile” denilen her durum,
Şiddetin kaynağı olarak eşini görme: “Kendine baksaydın, doğru dürüst bir eş olsaydın, aldatmazdım”, “Sen kaşınmasaydın, o dayağı yemezdin”, denilen her durum,
Yukarıdakiler sizin için de geçerliyse bazı söyleyeceklerim var:
Olgun ve yetişkin insan;
Kendi duygularından sorumluluk alır ve hissettiği tüm duyguların kendine özgü nedenleri olduğunu bilir ve sahip çıkar,
Kendi davranışlarından sorumluluk alır ve yaptığı tüm davranışların kendine özgü nedenleri olduğunu bilir ve sahip çıkar,
Aldığı kararlardan sorumluluk alır ve sonuçta olanların da sorumluluğunu almak zorunda olduğunu bilir,
Kendini, isteklerini ve içinde olan biteni gönül rahatlığı ile anlatabilir,
Hissettiklerini ve söylemek istediklerini, fark edilmeyi beklemeden, doğrudan ifade edebilir,
Hak verilmesini beklemek yerine kendi hakkını kendisi alabilir,
Kendi gereksinimlerini bir başkasından beklemeden öncelikle kendisi karşılamak için çaba içinde olur,
Karşısındakinin incinmesine aracılık etmez, kendi davranışlarını eşinin üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak organize eder,
Olgun bir yetişkin empati yapabilir. Bilir ki her kes kendi davranışlarından sorumludur ve fakat o davranışlar hem kendini hem de diğerlerini etkiler…
Olgun ve yetişkinseniz evlenin…
Yoksa gerçekten olmuyor, olduramıyorsunuz…
Evlenmemek ya da evli kalmamak da bir seçenek!...
HERKES EVLİ OLMAK ZORUNDA DEĞİL
Sema BİÇER
Yorumlar