Duygusal ilişkilerde alma verme dengesi çok önemli.
Yani bir adım gelene 10 adım gidilmeyecek.
Bir adım gelene bir adım gidilecek, nokta.
Bir adım gelene 10 adım gidildiğinde, 10 adım gidilene gelecek mesafe kalmamış oluyor ve ilişkinin dengesi bozuluyor. Sonra bir sorgulama başlıyor, NİYE…
Tam da aşağıdaki şiirimde olduğu gibi;
NİYE
Yağmur yağıyorum sana
Bereketin bol olsun diye,
Çoğalsın suların, aksın ırmaklarına,
Sen almıyorsun…
Deniz coşuyorum damarlarına
Yaşadığını kalbinde hisset diye,
Bir tutam dokunsan nefesinle dudaklarıma,
Sen gidiyorsun…
Kar düşüyorum avuçlarına
Sıcağımı buz gibi doldur yüreğine diye,
Üşüyen ellerini sür yanaklarıma,
Sen kaçıyorsun…
Rüzgâr esiyorum saçlarına
Savrulsun kederlerin bir daha gelmesinler diye,
Esintinden biraz üfle bana,
Sen tutuyorsun…
Niye?
Güneş doğuyorum kalbine
Aydınlansın için de gözlerin gibi diye,
Sıcağından koy biraz yüreğime,
Sen donuyorsun…
Yıldız iniyorum gözlerine
Parlasın dünyan pırıl pırıl olsun diye,
Işığından saç, gün gibi doğ içime,
Sen kararıyorsun…
Beste doluyorum güftelerine
Şarkılar en güzeliyle seni anlatsın diye,
Bir şarkı tut çalsın ikimize,
Sen bozuyorsun…
Çiçek açıyorum ömrüne
Gönlün, ömrün mis gibi koksun diye,
Bir yaşam çığlığı oluyorum nefesine,
Sen ölüyorsun…
Niye?
Duygusal ilişkilerde önemsemek, düşünmek, duyarlı olmak, merhamet etmek, kendini onun mutluluğuna adamak, değer vermek çok güzeldir ve gereklidir. Olgun seven insan zaten tüm bunları yapar.
Dikkat edilmesi gereken nokta;
Tüm bunları o ilişkinin içinde kendini yok etmeden yapmaktır. BEN leri koruyarak BİZ olabilmek gerekir. İlişki içinde kendini benliksizleştirmenin, önce o kişiyi sonra da o ilişkiyi yok etmesi kaçınılmaz sondur…
Kendinizi yaşatın ki ilişkiniz yaşasın…