“Allah’a davet eden, dürüst ve erdemli davranan ve ‘Elbette ben kayıtsız şartsız Allah’a teslim olanlardanım!’ diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?” Fussilet Sur, 41/33

İnsanı her tür önyargıdan uzaklaştıran, olması gerektiği yere konumlandıran, ona mevkilerin en alasını sunan bu ayeti okuyupta müslümanlığından onur duymaması mümkün mü bir insanın. Peki bu çerçevede “Ben Müslümanım!” diyen bir kimse ne yapmalıdır?

1- Ahiretimi nasıl kazanırım sorusuna cevaplar aramalıdır. Her an aynaya bakmalı ve empati yapmalıdır. Kendinden yükseklerle değil kendinden altta olanlarla kıyaslama yapmalıdır. Sürekli iyiyi, güzeli, doğruyu, faydalıyı kovalamalı, Hak ve hakikate talip olmalıdır.
2- Ayakkabılarının eskidiğinden şikayetci olmak yerine ayakları olmayan ve bu şekilde hayatını idame ettirmek isteyen bir kimsenin yaşam şeklini düşünerek şükretmesini ve sabretmesini bilmelidir!..
3- Bir ademi öldürmeyi tüm alemi öldürmek, bir ademi diriltmeyi tüm alemi diriltmek olarak bilmelidir!..

4- Bir insanın hidayetine vesile olmanın, yüz kızıl tüylü deveden veyahut üzerinden güneşin doğup battığı bütün toprakların fethinden daha hayırlı olduğu bilincine varmalıdır!..

5- Adem'in oğlu Habil gibi davranıp barıştan yana tavır sergilemeli, öldürmeyi değil yaşatmayı yeğlemelidir!..

6- Hep keser gibi olmamalı, hep kendine yontmamalı, bencilleşmemeli, hep testere gibi olmalı, adil olmalı, bir sana bir bana anlayışını prensip edinmelidir!..

7- Peygamberimiz (sav)'in şu sözünü hayatının düsturu edinmelidir; "Mü'min kardeşinizin nefsini kendi nefsinize tercih edemediğiniz müddetçe hakiki manada iman etmiş olamazsınız!.."

8- Kur'an'la bağını sıkı tutmalı, anlamı ile buluşmalı ve şu ilahi hatırlatmayı asla göz ardı etmemelidir. "[Bütün insanlığı] hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır; ve onlarla en güzel, en inandırıcı, en etkili yöntemlerle tartış!.." (Nahl Sur, 16/125)
9- İyiliklerle yüreklere yürümesini bilmeli ve hayat kitabımız Kur'an'daki şu ilahi hatırlatmayı göz ardı etmemelidir. "Çünkü Allah sorumluluk bilincine sahip olanlar, iyilik ve erdemi hayat tarzı hâline getirenlerle beraberdir!" (Nahl Sur, 16/128)

10- Kur'an'ın konuşan vaiz ölümün ise susan vaiz olduğunu bilmelidir. Kur'an'ın konuşan vaiz olduğunu bilen her Müslüman ölümle ilgili şu ilahi hatırlatmayı kulak ardı etmez. "Çünkü [akıllarını kullansalardı bilirlerdi ki] bu dünya hayatı geçici bir zevk ve eğlenceden başka bir şey değildir; oysa sonraki hayat, tek [gerçek] hayattır: keşke bunu bilselerdi!" (Ankebut Sur, 29/64)

11- Allah'ın Resulün de kendisi için çok güzel örneklikler mevcut olduğunu bilmelidir. Zira Rabbimizin alemlere rahmeti gereği bize göndermiş olduğu Hz. Muhammed (sav), Yeryüzünün öğretmeni gökyüzünün öğrencisidir. Hz. Aişe'nin tabiri ile yürüyen bir Kur'an'dır.

Kısaca; Müslümanlığı ile övünç ve kıvanç duyan her kimse İslâm’la insan arasına gerilen her tür somut ve soyut engelleri kaldırmak için mücadele etmelidir.

Son söz olarak “Ben Müslümanım!" diyen her kişi bedevilikten medeniliğe yükselişin seyrini görmek istiyorsa hayat kitabımız Kur'an'ı tozlu raflardan indirmeli, süslü kılıflardan çıkarmalı, anlamı ile buluşmalı ve hayatını Kur'an'ın ahlakı ile ahlaklandırmalıdır.

Zira, Müslümana yakışan en güzel süs izzet, şeref ve itibardır!..