YUNUS SURESİ-
1-Elif, Lam, Ra. İşte bunlar o hikmetli kitabın ayetleridir.
Kadri Çelik Meali
Yûnus Suresi 1. Ayet Açıklaması
(Mekke’de nazil olmuştur ve 109 ayettir. 98. ayette Hz. Yunus’un kavminden bahsedildiği için sureye bu ad verilmiştir. Mekke halkı, kendi içlerinden bir adamın peygamber olabileceğine inanamıyorlar ve de “Allah, Ebû Talip’in yetimi Muhammed’den başka bir peygamber bulamadı mı?” diyorlardı. Hiç olmazsa hatırı sayılır, zengin ve makam sahibi birisinin peygamber olmasını daha uygun görüyorlardı. İşte bunun üzerine bu sure inmiştir.)
2-Kendilerinden biri olan ve onların arasından seçtiğimiz Peygambere; “Bütün insanlığı uyar, inananlara her bakımdan ihlaslı, samimi ve dürüst olmakla, Rableri katında diğer herkesten ileri geçtiklerini müjdele” diye vahyetmemiz, insanların tuhafına mı gitti ki, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler bakın, bu peygamber “Düpedüz bir büyücüdür” derler.
Abdullah Parlayan Meali
Yûnus Suresi 2. Ayet Açıklaması
Sure; insanları peygambere çağrıyla başlar. Çağrıya uymayanlara ihtar vardır. Bu mesajla, ev-reni yaratan ve onu yöneten Allah’ın ibadete layık gerçek Rab olduğu, dünya hayatından sonra ahirette de bir hayatın olacağını ve adil bir karşılığın bulunacağını bildirir. Sure müşriklerin Kur’an ve peygamber karşısındaki tutumlarını ele alır ve onların zanlarını çürüterek Kur’an ve peygamberin hak olduğunu ispatlar. Bu ispatını yaparken onlara meydan okur ve onların bu meydan okuma karşısındaki aidiyetlerini sergiler. Ayrıca Nuh, Hud ve Yunus (as) ın devrinde yaşanmış؛ ibret verici olaylar anlatılarak insanların hakka itibar etmemeleri durumunda bu kavimlerin karşılaştığı sonuçlarla karşılaşma durumunda oldukları belirtilir.
3-Şüphesiz sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı evrede yaratan, sonra da yarattığı her şeyin kanununu koyan, onlar üzerinde egemenlik kuran ve yarattıklarını başıboş bırakmayıp yِöneten Allah'tır. O'nun izni olmadan hiçbir şefaatçi devreye giremez. İşte sizin Rabbiniz olan Allah budur. Öyleyse yalnızca O'na kulluk edin. Hala düşünüp Öğüt almayacak mısınız?
Cemal Külünkoğlu Meali
Yûnus Suresi 3. Ayet Açıklaması
Bkz.2/123, 255, 6/51, 70, 20/109, 34/23 ve dipnotu, 53/26
E؛lik etmek, yardımcı olmak ve arka çıkmak gibi anlamlara gelen “Şefaat” dini ıstılahta; “bir kimsenin suçunun, günahının bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için Allah’la kul arasında yapılan aracılık” demektir. Şefaat konusunda Kur’an’da onlarca âyet bulunmasına rağmen Müslümanlar arasında asırlardan beri tartışma konusu olmuştur. Oysa Kur’an iyi anlaşıldığı taktirde görülecektir ki; Allah’ın bağışlamasının dışında kişinin şefaatçisi kendi amelleridir. “Hiç kimsenin başkasına bir yararının olmayacağı, hiç kimseden fidye kabul edilmeyeceği, hiç kimseye şefaatin yarar sağlamayacağı ve onların hiçbir yerden yardım görmeyeceği günden sakının!” (Bakara 2/123)
“Kendileri için Allah’tan başka ne bir dost ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rablerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah’a kar؛ı gelmekten sakınsınlar diye, bu (Kur’an ile) uyar!” (En’am 6/51) Aynı muhtevaya sahip daha pek çok ayet bulunmaktadır. Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah’ın izniyle, (O’nun) dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar” (Necm 53/26). “Rahman’ın huzurunda, sِöz almış olanlar dışında hiç kimseye şefaat edemeyecek.” (Meryem 19/87) Bu ayetlerden de anlıyoruz ki şefaat; Allah’ın cennet ehline yapacağı yardımın melekler vasıtasıyla gerçekleştirilmesidir. Bu konuda Sebe suresi 34/23. Ayetin açıklama kısmına da bakabilirsiniz.
4-Hepiniz topluca O’na döneceksiniz: bu Allah’ın, gerçekleşmesi kaçınılmaz olan sِzüdür, çünkü O [insanı] bir kere yarattıktan sonra buna sonuna kadar devam ediyor ⁸ ki, imana eri؛ip iyi ve yararlı i؛ler, eylemler ortaya koyanları adaletle ödüllendirsin. Hakkı inkara yeltenenleri ise, hakkı inat ve ısrarla reddetmelerinden ِtürü yakıcı bir umutsuzluk içkisi ⁹ ve can yakıcı bir azap beklemektedir.
Muhammed Esed Meali
Yûnus Suresi 4. Ayet Açıklaması
Yani, onu yeni bir yaratıcı eylem ve iradeyle yeniden diriltecektir. Burada, yu‘îduhû (onu yeniden ortaya çıkarır/yeniden yaratır) fiilinin insanın bireysel dirilişine ilişkin olduğu sonraki ayetten de açıkça anlaşılmaktadır. Halk ismi ilk planda “yaratma” eylemini (başlangıçta var olmayan şeyi var etmek eylemini), sonra yaratmanın sonuç ya da hedefini, yani “yaratılmış varlık” (ya da “varlıklar”) ve nihaî olarak da, kelimenin “insan” türünü işaret eden çağrışımı içinde “insanlığı ifade eder.
“Yakıcı umutsuzluk” olarak hamim sözcüğüne ilişkin çevirimiz için
5-Güne؛i bir ı؛ık kaynağı [ziyâ’], ayı da aydınlık [nûr] yapan yılların/ayların sayısını ve hesabı bilmeniz için⁴ ona menziller/duraklar⁵ takdir eden O’dur. Allah, bütün bunları ancak hak olarak yaratmıştır. O, ayetlerini bilen bir topluluk [kavm] için ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır.
İsmail Yakıt
Yûnus Suresi 5. Ayet Açıklaması
4 Ayette geçen “es-sinîn” kelimesi “sinn” kökünden gelme bir kelimedir. Sene/yıl olarak bildiğimiz ve dilimizde de kullandığımız bu kelime, ayetin başında zikredilen güne؛ ve aya izafeten burada hem ay hem de yıl anlamında kullanıldığını söyleyebiliriz. Ancak kendisine menziller/duraklar takdir edilen aydır ki, onunla biz hesabımızı, zamanı ve vakitleri biliriz. Bu açıdan bakıldığında ayette geçen “es-sinîn”den “aylar”a vurgu yapıldığı açıktır.
6-Şüphe yok ki gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde ve göklerde ve yerde Allah'ın yarattığı şeylerde, (Rablerinin azabından) sakınanlar için nice ayetler vardır.
Orhan Kuntman Meali
Yûnus Suresi 6. Ayet Açıklaması
(Ki onlar bu ayetlerden dünya hayatının da bir sonu olduğu ve kıyamette Rablerinin huzuruna varacakları sonucuna varırlar ve dünya hayatlarını iman ve salih amellerle bezeyerek Rablerinin rızasını elde etmeye çalışırlar.)