TEVBE SURESİ-
31- Onlar Allah'ı bırakıp, kulları durumundaki bilginlerini ve rahiplerini Meryem oğlu Mesih'i helâller ve haramlar ortaya koyan itaati zaruri otoriteler kabul ederek ilâh haline getirdiler. Halbuki onlara, candan müslüman olarak bağlanacakları, yalnız bir tek ilâha saygıyla kulluk ve ibadet etmeleri emrolunmuştu. Hak ilâh yalnızca O'dur. Allah, müşriklerin, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında kendisine ortak koştukları şeyden münezzehtir.
Ahmet Tekin Meali
Tevbe Suresi 31. Ayet Açıklaması
Adî b. Hatim r.a’den; Boynumda altından bir haç takmış olarak Resulullah’ın yanına geldim. Resulullah; “- Ey Adî, şu boynundaki putu at.” buyurdu. Bunu derken de; “- Onlar Allah’ı bırakıp kulları durumundaki bilginleri ve rahipleri, Meryem oğlu Mesih’i, helâller ve haramlar ortaya koyan itaati zaruri otoriteler kabul ederek ilâh haline getirdiler.” ayetini okuduğunu işittim. Buyurdular ki, “gerçi onlar bunlara tapmazlardı, ancak rab edindikleri haham ve rahipler kendilerine bir şeyi helal diye emrettikleri vakit onlar bunu helâl sayarak yaparlardı. Bir şeyi haram diye yasakladıkları vakit de haram sayar, yapmazlardı. (Tirmizi, Tâc 4/255-256).
34- Ey inananlar! Doğrusu (Yahudi) hahamların ve (Hıristiyan) rahiplerin pek çoğu insanların mallarını haksızlıkla yerler ve (onları) Allah yolundan alıkoyarlar. (Bir de) altını ve gümüşü biriktirip, Allah yolunda harcamayanlar var ya, işte onları pek acıklı bir azapla müjdele!
Cemal Külünkoğlu Meali
Tevbe Suresi 34. Ayet Açıklaması
Bu din istismarının devam edebilmesi ve sömürü sektörünün ayakta kalabilmesi için dinin kaynağına doğrudan ulaşmak isteyenleri yanlış dini telkinlerle, aslı astarı olmayan fetvalarla Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Aynı durum İslâm dünyası için de geçerlidir. Nikâh ve sünnet merasimleri, cenaze ve kabir başı organizasyonları, mevlit okumalar ve hatim indirmeler, ıskat-ı salât ve telkin aldatmacaları, muska yazmak, vs. gibi hiçbir dini dayanağı olmayan ritüeller icat edip fiyat borsaları oluşturulmaktadır. Bunları ve benzerlerini hahamlar ve rahipler yaptığı zaman yanlış oluyor da Müslüman sözde din adamları yaptığı zaman neden doğru oluyor? Din sömürüsü yaparak insanları gerçek dininden uzaklaştıran hahamlar ve rahipler azabı hak ederken, aynı işi yapan İslâm’ın sözde temsilcileri neden cenneti hak ediyor?
35-O gün cehennem ateşinde (bu biriktirilen şeylerin) üzeri kızdırılacaktır ve bu (birikim)lerle onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacaktır. (Kendilerine şöyle denecektir): “İşte bu, kendiniz için biriktirdiğiniz (servet)tir. Artık yığmış olduğunuz şeylerin (azabını) tadın!”
Mehmet Okuyan Meali
Tevbe Suresi 35. Ayet Açıklaması
Bu ayetlerde mal ve servet ahlakı öğretilmekte, biriktirilip sonunda Allah yolunda infak edilmeyen malların kişilerin azabına dönüşeceği haber verilmektedir. Bu ayet Âl-i İmrân 3:180 ile birlikte okunmalıdır.
81-Geride kalanlar Allah'ın Peygamberine muhalefet ederek oturup kalmalarına sevindiler, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad etmekten hoşlanmadılar ve: "Sıcakta savaşa çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennemin ateşi daha sıcaktır." Keşke anlayabilselerdi.
Ahmet Varol Meali
Tevbe Suresi 81. Ayet Açıklaması
81.İbnu Cerir`in Abdullah bin Abbas (r.a.)`tan riayet ettiğine göre Resulullah (a.s.) Müslümanlardan kendisiyle birlikte Tebük savaşına çıkmalarını istediğinde mevsim yaz ve hava sıcaktı. Bir adam: "Ey Resulullah (a.s.)! Sıcak çok şiddetli. Bu sıcakta sefere çıkamayız. Sende bu sıcakta sefere çıkma!" dediler. Bunun üzerine Yüce Allah bu ayeti kerimeyi indirdi
Yine İbn Cerir`in Muhammed bin Ka`b el-Kurezi`den rivayet ettiğine göre Resulullah (a.s.) sıcak havada Tebük seferine çıkınca Seleme oğullarından bir adam: "Bu sıcakta sefere çıkmayın" dedi. Bunun üzerine bu ayeti kerime indirildi. Bey Hâkî’nin Delâil`inde naklettiği bir rivayette de münafıklardan bir adamın: "Sıcakta sefere çıkmayın" demesi üzerine bu ayeti kerime indirilmiştir.
84-Onlardan ölen birinin üzerine asla namaz kılma ve kabrinin başında da bulunma. Onlar Allah'ı ve Peygamberini inkâr ettiler ve fasık kimseler olarak öldüler.
Ahmet Varol Meali
Tevbe Suresi 84. Ayet Açıklaması
84.Buhari ve Müslim`in Abdullah bin Ömer (r.a.)`den rivayet ettiklerine göre Abdullah bin Ubeyy ölünce oğlu Resulullah (a.s.)`a gelerek ondan, babasının kefenlenmesi için gömleğini vermesini istedi. Resulullah (a.s.) da gömleğini verdi. Sonra ona cenaze namazı kıldırmasını istedi. Resulullah (a.s.) namazını kıldırmak üzere kalktı. Hz. Ömer (r.a.) kalkıp Resulullah (a.s.)`ın elbisesinden tutarak: "Ey Resulullah (a.s.)! Allah seni münafıklar için namaz kılmaktan nehyettiği halde sen onun için namaz kılacak mısın?" dedi. Resulullah (a.s.) da: "Allah beni muhayyer bıraktı ve: "Onlar için ister mağfiret dile ister dileme. Sen onlar için yetmiş kere mağfiret dilesen de Allah onları bağışlamayacaktır" diye buyurdu. Ben yetmişten fazla mağfiret dileyeceğim" diye buyurdu. Hz. Ömer (r.a.): "O münafıktır" dedi. Resulullah (a.s.) yine de onun için cenaze namazı kıldırdı. Bunun üzerine Yüce Allah bu ayeti kerimesini indirdi. Resulullah (a.s.) da bundan sonra münâfıklar için cenaze namazı kıldırmayı bıraktı. Bu rivayet Hz. Ömer (r.a.), Enes bin Malik (r.a.), Cabir bin Abdullah (r.a.) ve daha başka sahabilerden de nakledilmiştir.
107- (Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescit kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka bir şey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
Diyanet Vakfı Meali
Tevbe Suresi 107. Ayet Açıklaması
Medine’de İslâm’dan önce Ebu Âmir isminde birisi Hristiyan papazı olmuş ve Resulullah’ın peygamberliğine haset ederek Uhud ve Huneyn’de ona karşı savaşmıştı. Bu adam müşriklerin mağlubiyeti üzerine ümit keserek Şam’a kaçtı. Oradan münafıklara, «Elinizden geldiği kadar silahlanın, hazırlanın ve benim için bir mabet yapın. Ben Rum Kayseri’ne gidiyorum, oradan büyük bir ordu ile gelip Muhammed ve arkadaşlarını sürüp çıkaracağım» diye haber gönderdi. Münafıklar da Küba Mescidinin cemaatini bölmek, müminler arasına nifak sokmak ve adı geçen papaza bir mabet hazırlamak maksadıyla bir mescit yaptılar. Resulullah Tebük seferinden dönünce, yaptıkları mescitte namaz kılması için onu dâvet ettiler. Resulullah dâveti kabul edip gitmeye hazırlanırken bu âyet indi.