Rabbimiz hayat kitabımız Kur’an’ın Bakara Suresi’nin 177. Ayetinde“Gerçek erdemlilik, yüzünüzü doğuya veya batıya çevirmeniz ile ilgili değildir!..” der ve gerçek erdem sahiplerini sıralar. Ayetin lafzında ‘Birr!’ geçer. Birr demek takva-iyilik-erdem demektir. ‘Gerçek iyilik’; insanların yüzlerini Doğu’ya (Beyt-i Makdis’e) ya da Batı’ya (Kâbe tarafına veya herhangi bir yöne) çevirmesi değildir. Başka bir deyimle, ‘İyilik’ demek olan ‘Birr’in gayesi; pratik hayatta uygulanması ve makes bulması (yansıması) gereken davranışlardan soyutlanmış, birtakım iyilik sağlamaz ve hayır üretmez kuru ibadet görüntüleri değildir. Tersine ‘İyilik’ gerek birey gerekse de toplum vicdanında etkisini gösteren bir vakıa olup, bireysel ve sosyal hayatta da karşılığını bulan somut davranışlardır. Kısaca; ‘Özneye faydalı olma’ durumudur. Yüzleri Doğu’ya ya da Batı’ya çevirmekse bu büyük gerçeği göz ardı ettiremez. Peki, erdemli toplumlarda yaşayan bireylerin en belirgin/bariz özellikleri nelerdir?

1- Aldatmaz/aldanmaz. Aldatıcılara prim vermez.

2- Empati kültürü gelişmiştir. Empati yapmaktan çekinmez. Sürekli nefis muhasebesi yapar. Otokontrol sistemi hep çalışır.

3- Kendi nefsinin geleceğini/çıkarlarını değil neslinin geleceğini/çıkarlarını önceler.

4- Nefret ettirici değil sevdiricidir, zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcıdır, korkutucu değil müjdeleyicidir.

5- İfrat ve tefritten kaçınır. Her türlü aşırılıklardan uzak durur. Vasat ümmet olmanın gereği sevgide ve yergide ölçülü/itidalli davranır.

6- "El alem ne der!" putunu kırar/tuzla buz eder. "Allah ne der?" düsturu ile hareket eder.

7- Hiç kimseye "Lâ yüs'ellik!" yani günahsızlık/kusursuzluk vasfı yüklemez. Uluhiyet ve rububiyet vasfının sadece Allah(cc)'a ait olduğunu bilir.

8- Hakikat tekelciliği yapmaz. Hakikate sahiplik iddiasında bulunmaz. Hakikate talip olur.

9- Üstünlüğün takvada olduğunu bilir. Renk, soy, ırk, meslek, meşrep, mektep ve mezhep gibi sebeplerden ötürü ayrımcılık yapmaz!..

10- Bilgiye sahip olmanın güce sahip olduğunu bilir. Bilgiyi üreten, bilgiye sahip olan, bilgiyi geliştiren, bilgiyi hayatın içine sokan toplumların hep iki adım önde gittiğini bilir.

11- Sözü ve özü birdir. Söylem ve eylemlerinde birliktelik olur, tezatlık olmaz. Söylem ve eylem ahlakı hakimdir. Zira düşünceyi ve eylemi devamlı başkasından bekleyenler yeni bir medeniyetin oluşumunda yer alamazlar.

12- Değer üretmek odaklı bir yaşam sergiler. Zira, tüketim üzerine kurulan, düşünmeyen, bilim ve değer üretmeyen, zulmü ve cehaleti meziyet bilen bir toplumu hiçbir ‘kurtarıcı’ kurtaramaz.

13- "Zulme rıza zulümdür!" diyerek zulmetmez, zulme başkaldırır. Zalimlere meyletmez. Mazlumlara kol kanat gerer.

14- Aklını, ruhunu ve tüm benliğini vahiyle formatlar. Bütün bunlara vahiyle abdest aldırır. Hiç kimsenin, hiçbir yapının, hiçbir grubun, hiçbir camianın, hiçbir oluşumun gönüllü kapıkulu olmaz. Sorgulayıcıdır. Gassalın elinde meyyit misali körü körüne teslimiyetcilikten uzaktır.