12. İmam-ı Rabbani, velileri sarhoş ve ayık veliler diye ikiye ayırması iddiası (S.95)

Ruhtan gelen feyzler, bu bağlılıklar vâsıtası ile nefse gelir. Sonra nefesten organlara ve kuvvetlere yayılır. Bunlar nefse hulâsa olarak mevcuttur. Bu anlaşılınca, Evliyanın iki kısmının başka oldukları anlaşılmış olur. Birincileri, sekr (Sarhoş) sâhibleridir, yanî şuursuzdurlar. İkincileri sahv sâhibleridir. Yanî şüûrludurlar. Birincileri dahâ şerefli, ikincileri ise, dahâ üstündür. Birincilerin hâli Evliyalığa uygundur. İkincilerin hâli Peygamberliğe uygundur.

13. Bir şairin kâfir sözünü kendisine isim yapmasına kızan İmam-ı Rabbani aynı sözleri söyleyen şeyleri koruması tenakuzu (S.98)

14. Bütün mutasavvıflar küfür sözlerini Müslümanlara bu sarhoşluk halinde söylenen bir sözdür diyerek yutturabilmeyi başarabilmişlerdir. (S.118)

ALLAHü teâlâ, sonsuz ihsânı ile büyük rehber, hakikatlerin, marifetlerin kaynağı, islâm dîninin hamisi, hocam, önderim, kurtuluş yoluna kavuşdurucu, Muhammed Bâkî kuddise sirruh hazretlerine kavuşturdu. Bu fakîre tarîkat-i aliyye-i Nakşibendiyyeyi talim buyurdu. Hiçbir şeye yaramayan bu miskini, mübarek kalplerinin ışıkları altında bulundurmakla şereflendirdi. Bu üstün yolda ilerlemeğe alıştırınca, az zemânda, vahdet-i vücûd bilgileri önüme çıktı. Bu makâmın çeşidli ilmleri, marifetleri kapladı. Bu mertebenin inceliklerinden, göstermedikleri hemen bir şey kalmadı. Muhyiddîn-i Arabinin kuddise sirruh bildirdiği ince bilgiler, olduğu gibi meydana çıktı. (Füsus) kitabında yazdığı ve urûcun, bu yolun sonu olduğunu sanıp, bundan ötesi ademdir, yoklukdur dediği, tecellî-i zâtî ile de, şereflendirdiler.

Kendisine Evliyânın sonuncusu diyerek yalnız Evliyânın sonuncusuna mahsûs olduğunu yazdığı, bu tecellinin çeşidli bilgilerini, marifetlerini uzun uzadıya, bu fakîre bildirdiler. Bu marifetlere, o kadar daldım, o kadar kapıldım ki, vahdet-i vücûd hâli, her şeyi unutturdu. Bu bilgilerin serhoşu oldum. O anlarda, hocamın yüksek huzûruna arz ettiğim mektuplarımda, bu sarhoşluğumun derecesini gösteren çılgınca yazılarım vardır.

Kısa izah: Nakşibendi tarikatına mensup olupta Vahdet-i Vücudu ve Rabıtayı kabul etmeyen yoktur. Çünkü bu üçünün de geldiği yer Hind Mistisizmidir.