ENAM-

11-
Cemal Külünkoğlu Meali
De ki: “Yeryüzünde dolaşın ve hakikati yalanlayanların sonlarının ne olduğuna bir bakın!”

Y0RUM: Cemal Külünkoğlu Meali En’âm Suresi 11. Ayet Açıklaması
Araplar, ticaret alanları bulma, yeni geçim kaynakları elde etme, avlanma ve hayvan sürüsü gütme gibi farklı amaçlarla sefere çıkarlardı. Buna karşılık, ayetteki ilahi direktif gereği, bilgi toplama ve pedagojik amaçlı gezi onlar için yepyeni bir şeydi. Tarihin olaylarını yorumlamaya yönelik sistematik bir çalışma o zamanın insanının düşünce düzeyi için yeni ve farklı bir yöntemdi. Devletleri, milletleri, toplumları, kültürleri, bölgesel hadiseleri, coğrafi inkişafları, toplumsal olayları zaman ve yer göstererek anlatan ve bunların daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını araştıran, milletlerin kurduğu medeniyetleri, ülkelerin iç ve dış sorunlarını inceleyen güvenilir çalışmalar yoktu. O zamana kadar tarih diye ortaya konulan çalışmaların en ileri düzeydeki örnekleri birtakım basit gözlemlerden ya da geçmişteki olayların birbirinden kopuk hikâyelerinden ibaretti. Bu ve buna benzer ayetlerde geçmişteki olaylara ait bilgilerin keşfi, toplanması, bir araya getirilmesi ve insanlık tarihinin belirli sistematik yasalara göre yorumlanması, mazideki olaylara ilişkin tüm bilgilerin, olayların vuku bulduğu dönemin koşulları göz önüne alınarak nesnel bir şekilde sunulması isteniyor.


14-
Mehmet Okuyan Meali
De ki: “Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiği hâlde yedirilmeyen (buna ihtiyacı olmayan) Allah’tan başkasını mı dost edinecekmişim!” De ki: “Bana müslüman olanların ilki (öncüsü) olmam emredildi.” ve “Sakın müşriklerden olma!” (dendi).

Mehmet Okuyan Meali En’âm Suresi 14. Ayet Açıklaması
Benzer mesajlar: Yûsuf 12:101; İbrâhîm 14:10; Fâtır 35:1; Zümer 39:46; Şûrâ 42:11.,Benzer mesaj: Mü’minûn 23:88.,İnkârcıların çoğu aynı zamanda müşrik oldukları ve başka varlıkları Yüce Allah’a denk saydıkları için En‘âm 6:12-14. ayetlerde esaslı bir tanıtıma yer verilmekte ve doğru bir ilah anlayışına gelmeleri istenmektedir. Bu amaçla, Hz. Muhammed üzerinden Yüce Allah’ın “gökleri ve yeryüzünü yoktan var ettiği”, “her canlıyı doyurmasına rağmen hiç kimse tarafından doyurulma ihtiyacında olmadığı” mesajları verilmektedir. Hz. Muhammed’in çok önemli bu iki sıfata sahip olan Yüce Allah’tan başka herhangi bir velî/dost edinmeyeceği, müşriklerin de aynı soruları kendilerine sorabilmeleri açısından soru cümlesi halinde kullanılmaktadır.

19- 
: Mustafa İslamoğlu Meali
Sor onlara “En büyük şahit kimdir?” Cevap ver: “Benimle sizin aranızda Allah şahittir ve bu Kur’an bana sizi ve onun ulaştığı kimseleri kendisiyle uyarayım diye vahyedildi. Size de (ulaştığına göre şimdi söyleyin bakalım): Allah’la birlikte başka ilâhlar olduğuna gerçekten şahitlik eder misiniz? De ki: “Ben buna şahitlik etmem.” Ve ekle: “Tek ilâh ancak O’dur; ve benim Allah dışında ilâhlık yakıştırdıklarınızla hiçbir bağım yoktur.”

Mustafa İslamoğlu Meali En’âm Suresi 19. Ayet Açıklaması
“..sizi ve onun ulaştığı kimseleri” ifadesi, “Kur’an mesajının kendisine ulaşmadığı kimseler bu mesajdan sorumlu tutulacaklar mıdır?” sorusunun cevabı niteliğindedir. Bu âyet dolaylı olarak bu soruya “hayır” der. Elbette onlar fıtrat, selim akıl, iradelerinin gereğinden hesap vereceklerdir. Belki Kur’an’ı ulaştırma sorumluluğu olup da ulaştırmayanlar sorumlu tutulacaklardır.

21-
Emrah Demiryent Meali
*Allah adına yalan uydurandan yahut O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Hiç şüphesiz ki, (küfür üzere ölen) zâlimler, (âhirette) kurtuluşa eremezler.

Emrah Demiryent Meali En’âm Suresi 21. Ayet Açıklaması
* “Allah adına yalan uydurandan yahut O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kim olabilir?”; Âyet-i kerîmedeki soru, esasında kâfirleri kınama ve azarlama ifadesi olmakla birlikte, Allah adına yalan uydurandan veya O’nun âyet-i kerîmelerini yalanlayandan daha zalim hiç kimse yoktur, manasındadır.


26- 
Cemal Külünkoğlu Meali
Onlar (hem insanları) Kur'an'dan alıkoyarlar ve hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvederler ve (üstelik) bunun da farkında olmazlar.

Cemal Külünkoğlu Meali En’âm Suresi 26. Ayet Açıklaması
Bu iki ayet, müşriklerin İslam’a karşı tutumlarını ve bu tutumlarının doğuracağı sonuçları ele almaktadır. Müşriklerin bir kısmı Kur’an’ı dinliyordu ancak dinlediklerinin doğru olup olmadığını merak ettikleri ve doğru bulurlarsa tasdik edecekleri için değil; itiraz etmek, karşı çıkmak ve alaya almak için dinliyorlardı. Sebep-sonuç ilişkisini bir yasa olarak koyan Allah olduğu için, “sapmayı dileyeni sapıklık içinde bırakan” yani kendileri sapıklıkta kalmayı istediği için kalplerine hakka karşı perde çeken ve kulaklarına ağırlık koyan Allah’tır. Fakat bu eyleme sebep olan insan olduğu için sorumluluk da ona aittir. Bkz. Bakara 2/7 ve İbrahim 14/4.

27- 
Mahmut Kısa Meali
Onların, zincirlerle bağlanmış bir hâlde ateşin karşısında dururlarken, “Ah, keşke dünyaya geri gönderilseydik de, Rabbimizin ayetlerini yalanlamayıp, inananlardan olsaydık!” dedikleri zamanki hâllerini bir görseydin!
Ama zannediyor musunuz ki, bu kâfirlerin o zamanki pişmanlıkları ve iman etme arzuları ciddî ve samimi bir imanın belirtisidir?

28-

Mehmet Çoban Meali
Akılları başlarına geldiği için mi böyle söylüyorlar? Hayır! Daha önce yalanladıkları gerçeklerle yüzleştiler. Onları tekrar dünyaya göndermiş olsaydık yine aynı şeyi yaparlar. Yine gerçeklerimizi inkâr ederler. Yine yasalarımıza karşı çıkar, insanların yasalarına uyarak bize meydan okurlar. Bu onların rahata kavuşunca çıkarlarına fırıldak olmalarından kaynaklanır. Şimdi ateşi görünce çıkarlarına geldiği için “Keşke dünyaya gönderilsek!” diyorlar. Değilse gerçekten iman ettikleri için değil.

29-
Mahmut Kısa Meali
“Şu dünyadaki hayatımızdan başka bir hayat yoktur ve bizler, asla yeniden diriltilecek değiliz!” demişlerdi.