437—“Levlake Levlak, ma halek-tül eflak. Sen olmasaydın-sen olmasaydın. Felekleri (Âlemleri) yaratmazdım.”

Segani “Uydurmadır” demiştir. Keşf-ül Hafa kitabının yazarı Acluni, bu cümleden sonra “Bende Acluni, derim ki: Ancak sahih olmamakla birlikte manası sahihtir” diyor.

Aliyyül Kari, Mevzuatında yine lafzının uydurma, fakat manası sahihtir demektedir ve Deylemi’nin İbn Abbas’tan merfu olarak rivayet ettiği şu hadisi delil göstermektedir. “Cebrail bana gelip dedi ki: Ey Muhammed Allah buyuruyor ki: Sen olmasaydın cenneti yaratmazdım. Sen olmasaydın cehennemi yaratmazdım.” Bu lafızlar, İbn Asakir’in rivayetinde ise, “Sen olmasaydın dünyayı yaratmazdım.” Deylemi Firdevs. İbn Asakirin rivayeti hakkında İbn-ül Cevzi ve Süyuti uydurma demişlerdir. (Cevzi Mevzuat, 1. 289; Süyuti, Leali 1. 249; Elbani, Silsilet-ül Ehadisüz zaife 1, 450)

Bu hadisin lafzının sahih olduğunu söyleyen bir hadis âlimi yoktur. Fakat bazıları manası doğrudur” diyorlar. Bu demek değildir ki “Lafzı Peygamberden gelmemiş ama manası Allah’tan gelmiştir. Hanı derler ya: Hadis Kudsi’nin Manası Allah’tan, sözü peygamberdendir.” Lafzı peygamberden değilse manasını Allah’tan vahiy olarak kim almış olabilir ki manası sahih olacak?

İşin aslı ise bu sözü hadis diye uyduranlar, tasavvufçular olmuştur. Maksatları ise, Peygamberi yüceltecekler ki, kendileri de varisi Nebi olarak yüce makamlara erişebilsinler. Bunun için daha başka kudsi hadis uydurma yolunu seçmişler ve bu sözün önüne başka bir söz daha uydurmuşlardır:

Hz. Âdem, Havva ile cennette yasaklanan meyveyi yeyince ceza olarak oradan çıkarılırlar. Cennetin kapısına çıkınca Hz. Âdem yukarıya bir bakar ve Arşı Ala’nın kapısının üzerinde “La ilahe illellah-Muhammed’en Resulüllah” yazılı olduğunu görür. Hz. Âdem elini açar ve ey Rabbim, beni Muhammed hürmetine” affeyle” diye dua eder. Allah’ü Teâla, “Ey Âdem, Muhammed’in benim için çok kıymetli olduğunu nereden anladın” der. Hz. Âdem ise, “Ya Rabbi! Arşın kapısının üzerinde kendi isminle beraber Muhammed’in ismini beraber yazdığını gördüm. Anladım ki, sen onu çok seviyorsun. Ben de onun hürmetine senden af diledim der. Yüce Allah’ta buyurur ki: “Seni onun hürmetine affediyorum. Muhammed’i yaratmasaydım, kâinatı yaratmazdım.”

Tabi bu sözü doğrulamak için başka sözler de uydurmak gerekmiş ve Allah’a, peygamberine söz uydurarak iftira edenler hemen o sözü de uydurmuşlar. Bir evvelki hadisi uyduranlar, birisi çıkarda Hz. Âdem’in zamanında Hz. Muhammedin ismi Arşı Ala da ne arıyordu” diye soran olursa, diye düşünmüşler ve şöyle bir söz uydurmuşlar: “Ben peygamber iken, Âdem su ile toprak arasında çamur haldeydi.” Yani bu söze göre peygamberimiz son Nebi olduğu gibi aynı zamanda ilk Nebi de oluyor. Ancak bu sözü uyduranların Kur’an’dan habersiz oldukları anlaşılıyor. Çünkü Kur’an’ı Kerimde Allah’ü Teâla şöyle buyurur:

“De ki: “Ben Allah’ın Elçilerinin ilki değilim ve onlar gibi bende bana ve size ne olacağını bilemem. (Ahkaf 9) Yine: “Muhammed sadece bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. (Al-i İmran 144)

Allah’ü Teâla, “Ya Muhammed! Senden önce peygamberler vardı, sen son Nebisin” buyuruyor. Hadis uydurmacıları ise, “İlk Nebi de Muhammed’dir” diyorlar.

Zaten, “Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım” sözünü uyduranlar, “Cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım” ayetinden haberdar olsalardı her halde o sözü uydurmazlardı.