1071’de Alparslan tarafından Türklere kapılarını açılan Anadolu topraklarında, 1075’te Süleyman Şah tarafından Türk devleti kurulmuştur. Bu toprakların korunması, şanlı bayrağımızın semalarımızda özgürce dalgalanması için tarihten bugüne kadar sayısız şehit verilmiştir. Sadece Çanakkale Savaşı’nda verilen şehit sayısı iki yüz elli üç bindir. Bu vatan topraklarının her karışı şehit kanlarıyla sulanmıştır.
Tarih boyunca Türkler birçok devlet kurmuştur. Bağımsızlığına düşkünlükleri ile tanınan Türkler aynı zamanda savaş sahnesinde gösterdikleri cesaretleri ve yetenekleri ile de tanınmıştır.
Biz yüce Türk milleti olarak; altı yüz yıl hükmetmiş Osmanlı torunları, dünyanın en güçlü imparatorluğunun evlatları ve kanla irfanla kurduğumuz Cumhuriyetin çocuklarıyız.
Vatanın dört bir yanını pay ederek işgal eden, her bir cepheden saldıran düşmanları pes etmeden, yılmadan, savaşarak yenen atalarımızın evlatlarıyız. Umutsuzluk nedir bilmeden, canla başla çalışan, canlarını hiç düşünmeden siper eden büyüklerimize büyük bir teşekkür borçluyuz.
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşamamız için, dayatılan her anlaşmayı reddeden ve gelecek nesillerinin al yıldızlı bayrak altında bağımsızca hareket edebilmesi için kanları ve canları pahasına şehit olmuş aziz büyüklerimizin peşinden gidiyor ve kurdukları devletin en önemli değerlerine sahip çıkarak ilerliyorum.
Vatan uğruna her şeyini ülkesine adayan atalarımızın bıraktığı değerlerden biri de topraklarımızdır. Herhangi bir şehrimizde diğer ırkların toprak alışına olumlu bakmıyor ve bunu doğru bulmuyorum. Aynı şekilde ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan hakaretleri de kınıyorum ve gereken yaptırımların yapılmasını istiyorum.
Nice büyüklerimizin canını feda ettiği topraklarımızı bölecek, ülkenin bağımsızlığına gölge düşürecek olan her türlü eylemin veya sözün karşısında olurum.
Ülkemizi sağlık, ekonomik, eğitim, siyaset, teknoloji ve birçok açıdan bölmek isteyen nice düşmanlarımızın olduğu aşikar. Lakin artık savaşlar sadece er meydanında olmuyor. Siber saldırılar, ekonomik baskılar, milli değerleri ve bilinci yok etme, siyasette stratejiler, masa başı oyunları ve daha nicesi… Geçmişte savaş meydanlarında, cephelerde başaramadıklarını şimdilerde türlü türlü yollar ile denemekteler. İşte bu yüzden Türk milletinin bilinçlenmesi, sükûnetini koruması ve milli değerlerine her şartta sahip çıkması gerekiyor.
Türklerin tarihine bakıldığında bağımsızlıklarını hep savaşlara borçlu olduğunu görürüz. Türkler savaştan kaçmaz ve korkmazlar. Bugün olsa herkes koşa koşa vatanını savunacaktır eminim ancak bu Türklerin gaddar ve savaş yanlısı olduğunu göstermez. Aksine savaşta dahi insanlık dersi verecek bir orduya bir askere sahibiz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında emeği geçen başta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, bu uğurda canını vermiş aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Bizlere emanet edilen cumhuriyete ve vatanımıza sonuna kadar sahip çıkacağımızı da herkesin bilmesini istiyorum. Cumhuriyetimiz 100 yaşında ve umarım daha nice yüz yaşları olur. Ve buradan özellikle şunu da belirtmek istiyorum ki; “Türkiye ezelde olduğu gibi, ebede kadarda sadece Türklerin olacaktır."