İslâm alemi için büyük bir önem taşıyan mübarek Ramazan ayındayız. Bu ayda niyet edip oruç tutanlar olduğu gibi, tutmak istemeyenlerde mevcut. Kimisi hastalıktan, kimisi başka sebepten veya kimisi tamamen tercih etmediğinden lakin bu konuda dinimize göre hoşgörülü davranmamız gerekiyor. Herkesin tercihine, inancına saygı duymamız gerekiyor. Herkes kendi inancıyla, kendi yaptıklarıyla yargılanacak dinimize göre, o halde neden bir başkasına gereksiz bir baskı kurarak toplumda sürtüşmeler yaşansın ki…
             Ramazan ayı için değinmek istediğim bir başka konu ise oruç tutmanın toplumumuzda sadece aç ve susuz kalmak olarak algılandığı sorunu. Oruç tutmak sadece yemek yememek, sıvı tüketmemek değildir. Oruç tuttuğun süre zarfı içerisinde sinirlerine hakim olmak, kalp kırmamak, hoşgörülü davranmak, kötü söz söylememek, günahlardan kaçınmak gibi çok önemli faktörleri de var. Ancak toplumumuzda iftar saatine kadar sigara içemeyip etrafındaki insanlara öfkesini kusanlar, aç kaldığı için sanki zorla oruç tutturuluyormuş gibi davrananlar, isyan edenler, kavga edip kötü söz kullanıp kalp kıranlar o kadar çok ki… Sonrada dönüp oruç tutmaktan dem vururlar. Ramazan ayında niyetli olmak her anlamda nefsimize hükmetmektir. Eğer bunu başaramayacaksınız etrafınızdaki insanları kırıp dökeceksiniz, hiç tutmayın daha iyi. Toplumumuzun nefis nedir, oruçlu olmak bu konularda bilinçlenmesi, ciddi bir eğitimden geçmesi gerekiyor.
             Bu mübarek ay için herkesin insanlığını tekrar hatırlaması, toplumumuza hoşgörünün tekrar gelmesi temennisinde bulunuyorum.