953 yıl önce, Anadolu’nun toprağı kanla sulandı, gökyüzü zafer naralarıyla inledi.

Malazgirt, sadece bir savaş değildi; o, bir milletin kaderini değiştiren, bir medeniyetin temelini atan bir dönüm noktasıydı. Bugün, bu zaferin üzerinden asırlar geçmesine rağmen yankıları hala kulaklarımızda.

Malazgirt, bize kim olduğumuzu hatırlatan bir ayna. Biz, bu toprakları kanımızla sulayan, ecdadımızın mirasını taşıyan bir milletiz. Malazgirt Zaferi, bize Türk yurdunun, bağımsızlığın, özgürlüğün ve birliğin ne kadar kıymetli olduğunu öğretti.

Bugün, Malazgirt'in ruhu, damarlarımızda akmaya devam ediyor. Biz, bu toprakların asli sahipleriyiz. Bu topraklar, atalarımızın kemikleriyle yoğrulmuş, terleriyle sulanmıştır. Biz, bu toprakları koruyacak, büyütecek ve gelecek nesillere daha güzel bir şekilde bırakacak olan bir nesiliz.

Unutmayalım ki, bu topraklar için 1071 yılından bu yana nice canlar verildi, nice hayaller yarım kaldı. Bu topraklar için savaşan atalarımızı, şehitlerimizi minnetle ve saygıyla anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum. Onların hakkını ödeyemeyiz lakin en azından onlara layık nesil olarak birliğimizi bozmadan, vatanımızı daha ileriye götürebilir daha güzel işler başarabiliriz.

Türk yurdu, Türk milletinin kalbinde ebediyen yanmaya devam edecek olan bir ateş. Bu ateş, hiç sönmesin, hiç solmasın. Çünkü bizler, Malazgirt’te atılan o kutlu adımların izinden giden bir milletiz; haçlı seferlerini durduran, nice savaşlar veren, dünya savaşına giren, kurtuluş mücadelesi veren bir milletiz. Bu topraklar için yıllardır her türlü savaşı veren, vatanı uğruna canını hiçe sayan bir milletiz.

Bu topraklar bizim, bu vatan bizim.