Henüz küçük bir çocukken Reis Bey filmiyle tanıdım kendisini. Film beni o kadar etkilemişti ki merhamet kavramı, zihnimde canlanmış, “Ağlayabilseydiniz anlayabilirdiniz.” sözü kulaklarımda sürekli yankılanmıştı. İşittiğimiz “Erkekler ağlamaz.” cümlesi kafamda altüst olmuştu. Necip Fazıl ismini de o zaman duymuştum. Sonra tiyatro sahnelerinde Bir Adam Yaratmak eserini izledik. Keşke o güzel insanla tanışabilseydim diyedüşündüğümde, Necip Fazılın şairler şehri Maraş ta 1905 yılında doğup1983 senesininMayıs ayında vefat ettiğini öğrendim. Görüşemiyordum madem, eserlerini  incelemeliydim. sevgisi bizi kitaplarına yönlendirdi. Yalnızlığımı Kaldırımlar şiiriyle paylaştım, Gençliğe Hitabe’yle “zifiri karanlıkta ak sütün içinde ki ak kılı fark edecek kadar gözü keskin, ve gerçek kahramanlık madeniyle sahtesini ayırt etmekle kuyumcu ustası bir gençlik” sözünün titizliğinde adım atmaya çalıştım. Doksanlı yıllarda biz görmeengelliler için kitaba ulaşmanın zor olduğu zamanlarda üstadın kendi sesinden okuduğu şiir kasetlerini temin ederek dinledim. Kitaplara erişim engelimiz ekran okuyuculu bilgisayarlar sayesinde ortadan kalkınca eserlerine karşı susuzluğumuzu dindirmeye gayret ettik. Ulu Hakan Abdülhamit, Çöle İnen Nur ve Vatan Dostu Vahidüddin kitabı ile tarihe bakışımız yenilendi. Kendi sözüyle yenilenmeye ihtiyacımız vardı, Anlayışımızı yenilemeliydik. Gençliğin ihtiyacı olan edebi muhafaza etmeyi, iman ve dava aşkını taze tutmamızın elzem olduğunu, mücadele azmimizin hemencecik yitirilmemesi gerektiğini anlamıştık.

Ölümü sevdiren adamdı bizim için, “Ölüm güzel şey budur perde ardından haber, hiç güzel olmasaydı ölürmüydü Peygamber.”“Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var, oh ne güzel bayramda tahta ata binmek var.” dizeleriyle Mevlâna Celâleddin Rumi Hazretleri gibi ölümü şeb-i arus olarak görmeyi bilmişti.

En sevdiğim cümlesi ise, “Aydınlık yolu herkes bulur, mesele karanlık yolda ışık aramak.” olmuştu.

Üstat,karanlık yolda deniz feneri gibi, etrafını aydınlatmayı başarmış, ışık arayanlar için fikirleriyle yol göstermeyi gaye edinen mütefekkirler arasında yer almıştır.

Rabbimize kavuşmasının 37 nci yılı nda Necip Fazılı dualarla anmanın ötesi nde, çilesini, fikirlerini idrak etmek, ve gelecek kuşaklara aktarmanın büyük önem taşıdığı inancındayım. Kendi deyimiyle “Abdülhamidi anlamak her şeyi anlamak olacaktır” sözüne karşı biz de diyoruz ki Necip Fazıl ı anlamak Türkiye ve geleceği anlamaktır.