Evlilik ilişkinizde eşinle mutlu olmak istiyor musun?

Yanıtın ‘evet’ se bu yazımı kendini değerlendirmen ve eksiğin olduğunu düşünüyorsan, tamamlamana katkı olsun diye yazdım:

Evlilikte mutluluk şans değildir. Dolayısıyla şansa bırakılmaz…

Mutluluk için ilişkinde ve ilişkinin her bir hücresinde sevgi, saygı ve güven olmalıdır. Bu üçlü, kendiliğinden oluşmaz. Oluşturmak ve devam ettirmek için emek ve çabaya ihtiyaç vardır. Bu çaba ve emek bir başladı mı hiç bitmeden ve ara vermeden devam etmelidir.

Seviyorum, sayıyorum, güveniyorum sözle olmaz. Bu durumu kendine, eşine ve ilişkinize özel yollarla, yaşaman, göstermen ve yaşatman gerekir.

Bugün, sevmeyi, saymayı ve güvenmeyi evliliğin temeline yerleştirmek için, önemli gördüğüm bir kavramı açıklaştırmak istiyorum. Emek ve çabanın içeriğinin olmazsa olmazı olarak gördüğüm ‘ben olmak ve benleri koruyarak biz olmak’ ne demek ondan söz edeceğim. Çünkü evlilik, diğeri için kendini yok etmek, yaşadığı hayatta kaybolmak değil, tam aksine, kendi olarak yaşamaya devam ederken, kendi bütünlüğünü diğerinin bütünlüğü ile birleştirebilmek demek. İnsan sevdiği, saydığı ve güvendiği bir kişi ile bütünleşebilir. Yani BİZ olabilir.

‘Ben’leri koruyarak ‘biz’ olmak.

Her bir birey önce kendisidir, kendisi olmalıdır. Kendisi olmak için kişinin kendini tanıması gerekir. Kendini tanıma bir yolculuktur ve yaşam boyu devam eder.

Kendini bilmeyenden, başkasını bilmesi beklenemez. Kendini bilen ve kendini olduğu gibi kabul eden kişi, diğerini bilebilir ve olduğu gibi kabul edebilir.

Kendini tanıma da bir üst seviyeye geçen kişi kendini ve karşısındakini bildiği gibi, kendi özelliklerinin diğerinin üzerindeki etkisini de bilir. Bu durumun en önemli avantajı, diğerine zarar veren davranışlarını, tercih ve seçimlerini değiştirme fırsatı vermesidir. Çünkü ben olmak demek aynı kalmak değil, kendini olumlu yönde geliştirmeye devam etmek demektir. Özellikle kendine ve diğerlerine zarar veren özellikleri fark ederek onlardan vazgeçmek ve yerine yenilerini koymak, biz olma yolundaki en önemli adımdır.

Eşinin, kendisine zarar verdiğini ifade ettiği davranışların konusunda, haklı olduğunu düşünüyorsan ve bu davranışlarını devam ettirme konusunda ısrar ediyorsan, üstüne üstlük bir de mutsuzsan bir daha düşün;

Haklı olmak mı mutlu olmak mı?

Evlilikte mutluluğun yolu, eşin mutluluğundan geçer bil...

Her insan farklı, kendine özgü ve eşsizdir. Eşin de farklı, kendine özgü ve eşsiz. Aynı senin de farklı, kendine özgü ve eşsiz olduğun gibi…

Senin de eşinin de, durumları, kişileri ve olayları birbirinizden farklı görmeniz çok doğaldır. Bu durumu engel ve kısıtlama olarak değil zenginlik olarak görsen çok iyi olur.

Kendinin ve eşinin, bireysel ve cinsiyete özgü farklılıklarını bilen, bunları kabul edip zenginlik olarak gören, diğerine zarar verdiği davranışlarını değiştirebilen kişilerin evlilikleri ‘ben’i koruyarak ‘biz’ olma özelliği kazanır.

‘Biz’ olmak;

Dayanışmadır,

İş birliğidir,

Güç birliğidir,

Aynı gemide olduğunu bilmektir,

Ortak hedefler oluşturmak ve o amaçlar için birlikte yürümektir,

Aynı yolun, coşkulu yolculuğudur,

‘Bu yolculuk bizim yolculuğumuz’ kararıyla yola çıkmaktır,

Önlerine gelen engelleri sırt sırta vererek ve birbirlerinin ellerini sımsıkı tutarak aşmak demektir,

Sorunları araya alarak değil, yan yana durup karşıya koyarak çözmek demektir,

Tartışabilmektir, konuşabilmektir,

Birbirinin niyet ve çabalarına güvenmektir,

Yaptıklarında ve yapmadıklarında, birbirini öncelemek demektir,

Yargılamadan, anlamak için dinlemektir,

Birlikte eğlenmek, birlikte gülebilmektir,

Biz olmak;

Hoş görmek, varlığına şükretmektir…

‘Biz’ olabilen eşlerin ilişkileri;

Coşkun bir nehir gibi akar, çiçek gibi açar, mis gibi kokar. Yaşamalara doyulmaz…