Sadece özel gün ve haftalarda değil her zaman empati ile yaklaşabilmek dileğiyle.
Görme engellilik, doğuştan veya sonradan oluşan görme kaybı veya görme yetisinin yetersizliği olarak tanımlanır ve görme engelli bireyler dünyada ve Türkiye’de nüfusun önemli bir çoğunluğunu oluşturur. Engellerin farkında olmak, engelleri aşmaya başlamanın ilk adımıdırdeğerli dostlar...
Dünyada şu anda 284 milyon insan görme engelli, 39 milyon insan ise total kör. Peki Türkiye'de kaç tane görme engelli vardır? 1.039.000 kişi görme engellidir. Bu nüfusun cinsiyete göre dağılımına bakıldığında erkeklerin 478.000’inin, kadınların ise 561.000’inin görme engelli olduğunu biliyoruz. Engelli bireylerimizinde toplumdaki sağlıklı insanlar gibi dışlanmadığı ve sosyal hayat içerisinde engelli insanların da rahat bir şekilde yaşamaları için ortamın hazırlanmasıyla problemlerin nispeten azalmış olacağı düşünülmektedir. Yaşanabilir bir çevrenin oluşturulmasında toplumda yaşamakta olan tüm bireylerin sorumluluğu vardır. Görme engelli bireyler yaşamlarını görebilen insanlar kadar kolay devam ettiremeyebilirler. Bunun temel sebebi temel ihtiyaçların karşılanmasındaki erişilebilirlik problemleridir. Bu erişilebilirlik sorunlarına örnek vermek gerekirse; Varsayalım ki bir restorana gidiyorsunuz. Gören bir birey için mönüyü açıp yemek seçeneklerini incelemek oldukça kolay olacaktır değil mi? Görme engelli birey için bu durum maalesef bu kadar kolay olmuyor. Eğer bir arkadaşıyla restorana gidiyorsa arkadaşından, yalnız gitmişse bir garsondan mönüdeki yemekleri ve yemeğin içeriğini ona okumak istemek zorunda kalıyor. Bu durum bile görme engelli birey için yeterince rahatsız edici bir durumken, üstüne garsonun aceleci bir şekilde mönüyü ona okuması ya da mönüyü okumaktan rahatsız olduğunu görmeyen bireye hissettirmesinin ne kadar kötü bir deneyim olabileceğini bir düşünün! Görme engelli birey, yaşamını kendi kendine devam ettirebildiğinde, sosyal aktivitelere görebilen bireyler gibi katılabildiğinde engelleri ortadan kalkar ve özgürleşirler. Eğer çevrenizde görme engelli bir birey varsa bu bireyle olabildiğince sosyal aktivitelere katılıp, sağlıklı iletişim kurarsanız farkında olmadan ona çok yardımcı olabilirsiniz. Muhakkak ki engelli kişi, diğer insanların sahip olduğu olumlu ve olumsuz özelliklerin hepsine sahiptir. Bu durumdaki kişilere acımak, çaresiz olarak görmek yerine, engelli insanların hayat kalitesini yükseltecek ve kolaylaştıracak faaliyetlerin kurumlar kadar toplum tarafından sürdürülmesi ve desteklenmesi gerekir. Her sağlam bireyin potansiyel bir engelli adayı olduğu unutulmamalıdır. Bu duygularla tüm engelli vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm üretmek, bu vatandaşlarımızın tüm hizmetlerden eşit bir biçimde yararlanmasını sağlamak, onlara sahip çıkarak onların sorunlarına ortak olmak, hepimizin insani ve vicdani görevi olduğunu hatırlatıyorum.”
Unutmayalım ki mutlu bir toplum mutlu bireylerle oluşur. İçimizdeki sevgisizlik ve kafamızın içindeki gerçek engelleri söküp atalım ve onlara acımayı ve küçümsemeyi terk edelim. Bu duygu ve düşüncelerle Tüm vatandaşlarımızın engelli kardeşlerimiz için gereken duyarlılığı sergileyeceği inancıyla tüm görme engelli kaderdaşlarımın 7-14 ocak ‘Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’nı kutluyor ve en kalbi duygularla selamlıyorum...