Duygusal olarak en yakın hissettiğin, yaşamının merkezine yerleştirdiğin, gönül tahtına oturttuğun ve hayatının vazgeçilmezi olan bir kişi var. Ne güzel.

            O, hayatının biriciği. Onunla her şeye varsın. Onsuz yapamazmışsın gibi geliyor ve her şey onunla bir başka güzel.

            Gelecek hayallerinin her bir detayı onunla dolu. Bugünün en anlamlı gerçeği, onun hayatındaki varlığı ve dünyanda kapladığı yer. Bunu iliklerine kadar hissediyorsun.

            Onun, senin dünyanda olmasını, hayatının şansı olarak değerlendiriyorsun. 

İlişkinin bu şekilde devam etmesi için her şeyini veriyorsun ve “Ona değer” diyorsun.

Bir insanın, bir diğeri ile ilgili olarak yukarıdaki gibi hissediyor olması müthiş…

Müthiş ama bir yandan da bir şeyler tam senin yaşadığın şekilde görünmüyor sanki,

Bir taraftan mutluluktan kanatlanmışsın gibi, bir taraftan da pek öyle değilmiş gibi. Bi kafan karışık sanki…

Her şey yolundaymış ama pek de yolunda değilmiş gibi…

Bir de “benim bu kadar fedakarlığıma elbet o da değişir” diye düşünüyorsun. Şu ana kadar olmamış ama gelecekte olur diye bekliyorsun. Bazen ümitsizliğe kapılıyorsun ama yeni bir çaba ile yeni bir umut içini dolduruyor ve “elbet değişir” diyorsun.

            Peki, bu ilişkiye yeniden ve geriden bir daha bak bakalım;

            Hissettiklerin karşılıklı mı, yoksa sadece senden ona doğru mu?

            Sen onunla ilgili bu kadar özel hissediyorken sen onun dünyasının neresindesin, gerçek yerin nerede?

            İlişkinizdeki denge nasıl, karşılıklı bir gayret içinde misiniz, yoksa sen sürekli çaba harcayan ve veren tarafta mısın?

Sen onu, gönül tahtının en özel yerinde tutmaya devam ederken ve bunun için elinden gelenin fazlasını yaparken o ne yapıyor, yoksa parmağını bile oynatmıyor mu?

Hayatının ilişkisi, seni zehirlemesine, aşağı çekmesine, kısıtlamasına, yormasına, bıktırmasına ve/veya kendin olarak yaşamaktan çıkmana izin verdiğin bir ilişki mi?

Onun dünyasındaki yerin konusunda gerçekçi misin, yoksa hayal dünyasında mı yaşıyorsun?

Aslında, için, onunla ilişkindeki gitmezliklerin farkında ama bir türlü kendine itiraf edemiyor gibi misin?

İyi değerlendir…

Bir insan, gerçekler, tüm ihtişamı ile ortadayken, kendini kandırmaya ne kadar devam edebilir ki?

Belki vazgeçme, vedalaşma ve yol verme zamanın gelmiştir. Ya da olduğu hali ile kabul edip, beklentilerden vaz geçerek olduğu şekli ile devam etmek gerekiyordur.

Ama,

Bunu fark etmek zor, itiraf etmek ayrı zor, ardından eyleme geçmek daha da zordur…

İstersen aşağıda yazdıklarıma bir göz at, belki işine yarayabilir;

Önce o ilişki içinde fedakârlık yaptığını, sürekli kendinden verdiğini, karşılığını alamadığını, zehirlendiğini, aşağı çekildiğini, yorulduğunu, bıktığını ve kendin olmaktan çıkmana neden olduğunu düşündüğün tüm durumları belirle ve yazarak listele,

Oluşturduğun listende, önemli önemsiz demeden, iri ufak ayırmadan tüm fark ettiklerin olsun,

Listeni gözden geçir. Tüm yazdıklarına şöyle bir, geriden bak,

Yaşadıklarınla, hayatındaki değerlerinin karşılaştırmasını yap. Değerlerinden hangilerini göz ardı etmişsin, hangilerini yok saymışsın, nelerin uğruna neleri feda etmişsin fark et,

Fark ettiklerinle hissettiğin duygularına odaklan. Duyguların sana ne söylüyor dinle ve anla,

Anladıklarının, içinde, nelerin oluşmasına yol açtı, fark et,

Fark ettiklerin, içinin cızzzz etmesine mi neden oldu. Olsun, izin ver,

O cızzzz la birlikte, için sana ne söylüyor, yeniden bak,  

İçinin sesini sonuna kadar aç ve sana söylediklerini tam da söylemek istediği gibi duy, eğme bükme, ne söylüyorsa o, kabul et,

Yaşadığın bu durumlara kendi katkılarının olduğu durumları ayrıştır. Bu durum seni biraz sıkıntıya sokabilir. O sıkıntıya gir. İnsan yaşadığı olumsuz durumlar için çoğunlukla hayatındaki diğer kişileri sorumlu tutma eğiliminde oluyor. Kendi katkılarını fark etmek acıtıcı gelebilir, gelsin,

Şimdi salim kafa ile ve acele etmeden, aşağıdaki seçenekler konusunda, iyice düşün…

İlişkini tüm gerçekliği ile ve bu halde devam ettirebilirsin, bedelleri var,

Bir denge oluşturmak için değişiklikler yapabilirsin, bedelleri var,

Vazgeçip gidebilir ya da gönderebilirsin, bedelleri var…

Ben onu değiştiririm ya da o zaten bir şekilde değişir diye düşündüğünde bunun gerçekçi olmadığını öğrendin artık. Şu ana kadar olmadı bundan sonra da olmaz…

Kararını ver,

Kararının sorumluluğunu al, eyleme geç ve bedellerini öde. Yoksa farkına vardıklarınla aynı şekilde devam edemeyeceksin…