“[İnsanları] Allah'a çağıran, doğru ve adil olanı yapan ve “Şüphesiz ben Allah'a teslim olan Müslümanlardanım!” diyenden daha güzel sözlü kim vardır?” Fussilet Sur, 41/33

            Böyle bir sözü söyleyebilmek ciddiyet ister. Böyle bir ciddiyete sahip olmak ise sorumluluk gerektirir. Bu sorumluluğu üstlenen kimselerden/kesimlerden güzel ve faydalı işler sadır olur. 

             "Ben Müslümanım!" diyen bir kul Allah(cc)'lı, anlamlı, amaçlı ve ahlaklı yaşar. Bu kul aklını, fikrini, ruhunu ve benliğini vahiyle formatlar.

            "Ben Müslümanım!" diyen bir kulun aidiyeti kişilere/kurumlara değil de, Hak ve hakikate olmalıdır. O kul 'hakikat benim!' diyerek hakikate sahiplik iddiasında bulunmaz hakikate talip olduğunu söyler ve hakkın hatırını her hatırın üstünde tutar!

            "Ben Müslümanım!" diyen bir kimse takva'yı sorumluluk bilinci olarak algılar. Hiç kimseye üstünlük taslamaz. Rotasını/yönünü doğuya yada batıya çevirmenin erdemlilik olmadığını esas erdemin takva'yı kuşanmak olduğunu bilir!.. Kitabı, hayatı, olayları, doğayı, insanı, bilimi, kainatı vb yaratan Rabbimizin adı ile okur!.

            "Ben Müslümanım!" diyen bir kimse kendisine bahşedilmiş olan akıl, ruh, kalb, irade, vicdan, fıtrat ve sağduyu gibi yetileri aktive etmesini, diri tutmasını bilir!..

            "Ben Müslümanım!" diyen bir kimse Rabbimizin alemlere rahmeti gereği göndermiş olduğu gökyüzünün öğrencisi, yeryüzünün öğretmeni Hz. Muhammed(sav)'in yolunu yol bilir!...

             "Ben Müslümanım!" diyen bir kimse sözlerin her türlüsünü dinler, en güzeline uyar. Sesin desibelini değil sözün gücünü yükseltir!..

            "Ben Müslümanım!" diyen bir kimse kitaptan değil, kitapsızlıktan korkar. Mürekkebin akmadığı yerde kan akacağını, kaos olacağını, kardeşlikleri baltalayan elin güçleneceğini bilir!..

             "Ben Müslümanım!" diyen herkesin cehaletle, fakirlikle, yanlış din algıları ile, dini aldatma aracı olarak görenlerle mücadele etmesi kaçınılmazdır!.

            "Ben Müslümanım!" diyen bir kimse severken de yererken de ölçüyü elden bırakmaz. Kişiler, kurumlar ve olaylar karşısında aşırı yüceltmeci yada aşırı indirgemeci tavırlar sergilemekten kaçınır!..

            "Ben Müslümanım!" diyen bir kimse 1- Ev ev merhamet şebekeleri kurmak için, 2- Aydınlığın anıtını dikmek için, 3- Adalet terazisinin şaşmaması için, 4- İyiliklerle yüreklere yürümek için mücadele eder.

            "Ben Müslümanım!" diyen bir kimse iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan, doğruyu yanlıştan, aydınlığı karanlıktan, hakkı bâtıldan ayırmaya yarayan ölçü/mihenk olan Kur'an'ın anlamı ile buluşur. Hayatını Kur'an’la süsler. Kur'an'la tanışık ve barışık bir hayat yaşayarak anlamlı bir hayata kapı aralar!..

            "Ben Müslümanım!" diyen kimseler eziklik psikolojisine girmezler, batı/lı üstün görmezler. Batı/l’dan nefret etmek yerine onlarla rekabet etmesini bilirler, onlardan daha çok insan haklarına saygılı, onlardan daha çok değer üreten, onlardan daha çok bilime fenne sanata estetiğe kafa yoran yeni buluşlar gerçekleştiren kimseler olmalılar.

            "Ben Müslümanım!" diyen bir kimse bir başkasının yanlışları, eksikleri ve hataları ile uğraşmak yerine kendi doğrularını çoğaltmayı, daha çok zulme mani olmayı, daha çok düşeni kaldırmayı, eksikliklerini gidermeyi, güzelliklerini paylaşmayı ilke edinir.

           

            Selam olsun böylesi yürek ve şahsiyet ortaya koyanlara!..