Kemal Tahir'in, Hür şehrin insanları adlı eserinde şu diyalog geçer;
"Sen açlığı bilir misin?
 -İyi bilirim! dedi.
 -Öyleyse merhamet etmesini de bilirsin..
Merhamet eksenli bir dinin müntesipleri olarak bize düşen merhamet eksenli bir dil kullanmak değil midir?
Zira ümmeti olmaktan şerefyap olduğumuz yüce Resul(sav); "Ben hem harp peygamberi hemde merhamet peygamberi olarak gönderildim. Ama rahmetim gazabıma galebe çalmıştır!" buyurarak merhamet dilinden asla vazgeçmemiştir!
Spor'da, siyasette, sendika da, sanatta, sinema da, sosyal alan dahil her yerde şiddet dili hakim. Ne ara bu şiddet sarmalına düştük anlamıyorum. Bu dilden beslenen belli bir kesim hep mevcut. Aklı selim insanlara yakışan ise bu şiddet sarmalından kurtaracak eylem ve söylem gerçekleştirmektir!..

 "Ve işte böylece sizi dengeli ve ölçülü bir toplum kıldık ki insanlar nezdinde Hakk'ın şahitleri (örnekleri) olasınız ve resul de sizin hakkınızda şahit/örnek olsun!.." Bakara Sur, 2/143

Rabbimiz bizden bunu istiyor. Zormu dur vasat ümmet olabilmek?
Vasat ümmet olmak, adaleti belirleyici bir güç kabul etmek değil midir?
Vasat ümmet olmak, tüm aşırılıklardan ve taşkınlıklardan uzak durmak, ifrat ve tefrite düşmemek değil midir?
Vasat ümmet olmak, aklın ve sağduyunun daima aktif olmasına, vahyin ortaya koyduğu kuralların pratik hayata geçirilmesi değil midir?
Vasat ümmet bilincine sahip bir kimse nasıl olurda zalimler ve kâfirler  dururken yanıbaşındaki  müslüman kardeşlerine kin, nefret ve öfkesini kusabilir?
Vasat ümmet olmak ayrıştırmak mıdır, ötekileştirmek midir, birbiri arasına duvarlar örmek midir?
Hani Allah(cc)
" Gerçek şu ki Allah [yalnızca] kendi dâvâsı uğrunda, sağlam ve yekpare bir bina gibi, kenetlenmiş saflar halinde savaşanları sever!"di. (Saff sur, 61/4)
Ne oldu bize?
Vasat ümmet olmanın sorumluluğu bize çok mu ağır geldi?
Çokmu zor birbirimizi sevmek, birbirimizle muhabbetleşmek?
Birbirimizle el tutuşmak dururken birbirimize yumruk sıkmak niye?
Niye bitiremez olduk  ihtilaflarımızı? Her gün kendi aramızda yeni cepheler açıyoruz. Niye farklılıklarımızı zenginliğe dönüştürme çabası içerisinde değiliz?
"Allah'a ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin (tefrikaya düşmeyin). Sonra içinize korku düşer ve (bütün heybetiniz ve) kuvvetiniz elden gider. (O hâlde birbirinize karşı) sabırlı olun. Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir!" Enfal Sur, 8/46
Vasat ümmet olmak bu uyarıya kulak kabartmayı tefrikadan uzak durmayı gerektiriyor mu?
"Muhammed Allah’ın Elçisi’dir; ve [sadakatle] o’nun yanında olanlar, bütün hakikat inkarcılarına karşı kararlı ve tavizsiz, ama birbirlerine karşı  merhamet doludurlar!.." Fetih Sur, 48/29
Ve bu ayette de buyrulduğu gibi vasat ümmet olmak birbirimize karşı merhametli olmayı, kardeşlik ilkelerini korumayı gerektiriyor mu?
Kolaydır İsrail'i lanetlemek. Kolay olanı tercih etmekte şimdiye dek bir yaramıza merhem olmadı. İsrail zulmünü bin kat artırdı. Zordur birbirimize merhamet beslemek.
"Merhamet! Hava gibi, su gibi muhtaç olduğumuz iksir... Baş aşağı bir cemiyeti, baş yukarı edecek bir kudret!" Ne güzel demiş üstad. Ne zaman ki birbirimiz arasındaki merhamet ağını öreriz işte o zaman bir kaşık suda boğulacaktır küffar!.

Selam ve dua ile!..