Geçtiğimiz gün bütün ülkemizi derinden sarsan bir depremle gece yarısı uyandık. Gece yarısı gerçekleşen depremin yaralarını saramadan öğle saatlerinde tekrar bir deprem yaşadık. Peş peşe gelen iki şiddetli deprem vatanımızın birçok şehrini yıktı, sayısız canlar yaktı.
Bugün ki köşe yazımda ne yazsam, hangi kelimeleri dile getirsem yine de depremde yaşanan acımızı tarif etmeye yetmeyecek. Kaybettiğimiz canlar, kurtarılan yaralılar, yıkılan binalar, yok olan mahalleler ve daha nicesi…
Aldığım her acı haberle yüreğim bir kez daha yandı. İnsanlarımızı böyle kaybetmek, böyle yüksek oranda can kaybı vermek içime çok dokundu. Ne üzüntüm, ne öfkem dinmiyor. Öfkem yıkılan binaların sorumlularına… İnsanların hayatı düşünülmeden, hiçe sayılarak sadece ceplerini doldurma peşinde olan inşaat firmalarına öfkem dinmiyor. Deprem çok şiddetliydi lakin bu kadar ağır kayıp vermeyebilirdik. Kaç çocuk annesiz babasız kaldı, kaç anne baba evladını yitirdi. Hiçbir inşaat firması bunun yerini dolduramaz. Yetkililerden tek isteğim, sorumlularına gereken cezanın verilmesi.
Öte yandan deprem esnasında yardıma ihtiyacı olan ve enkaz altındaki insanları kurtarmak amacıyla seferber olan devletin tüm birimlerine, gönüllü olarak yardıma giden binlerce vatandaşımıza canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
Ülke olarak zor zamandan geçiyoruz ve gün bir olma, birlik olma zamanıdır. Şimdi birçok şehrimizde depremden kurtulan insanlarımızın yaralarını bir nebze sarabilmek adına onlara yardım edelim. Battaniye, kıyafet, gıda yardımı, su, hijyenik ürünler gibi birçok temel ürünleri onlara temin edelim. Kızılay’a kan bağışında bulunalım. Bizlerde buradan elimizden geldiğince insanlarımıza sahip çıkalım.
Başımız sağolsun Türkiye’m…
BAŞIMIZ SAĞOLSUN
Melda GENEŞ
Yorumlar (1)