Her zamanki gibi bugün de yazıma bir açıklama ile başlamak istiyorum. İş bu yazı herhangi bir dini-siyasi-ırk kökenli bir temel kastedilerek kaleme alınmamıştır. Düşüncelerim ve köşe yazılarım daima tartışmaya açıktır.
Artık köşe yazımıza başlayabiliriz.
Avukatlık Kanunu
1136 sayılı 19.03.1969 kabul tarihli Avukatlık Kanunu şuan yürürlükte bulunmaktadır. Tabi kabul edildiği tarihten bu yana çeşitli değişikliklere uğramıştır. Yanlış bir zanna kapılmayın. Kanunun tamamını incelemeyeceğiz. Yaşadığımız dönemde fazlasıyla önem arz eden birkaç maddesini konuşacağız.
Avukatlık Kanunu Madde 1 (Tamamı): Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.
Kanunun 1. Maddesi avukatlık mesleğinin mahiyetini ve bulunduğu konuma dikkat çekmektedir. Savunma gibi kutsal bir görevi yürüttüğümüz için mesleğimiz hem kamu hizmetidir hem de serbest bir faaliyet içinde yürütülen bir meslektir. Mesleğimizi itibarsızlaştırmaya çalışsalar da kanunun ikinci fıkrası yargılama faaliyetinin üç temel taşından biri olduğumuzu ve her ne suretle olursa olsun bağımsız olduğumuzu açıkça vurgulamaktadır. Artık görmezden gelmeyi bırakın. Avukat olmadan savunma olmaz ve avukat olmadan herhangi bir yargılama faaliyeti yürütülemez. Avukat olmadan yapılan savunma boş bağrışmalar bütünü olur. Avukat olmadan yürütülen yargılama faaliyeti, tiyatrodan farksız olur.
Avukatlık Kanunu Madde 2(Bir kısmı): Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür.
Kanunun 2. Maddesi avukatlık mesleğinin amacını açıklarken, birçok kurum ve kurulaşa avukata yardımcı olma zorunluluğunu hatırlatıyor. İyi okumanızı rica ederim. ‘Yardımcı olabilirler yada olmalılar’ demiyor, ‘Yardımcı olmak zorundadır’ diyor. Ayrıca bilgi ve belgeleri avukatın incelemesine açma yükümlülüğünü de bu kurum ve kuruluşlara bildiriyor. Burayı da iyi okumanızı rica ederim. İnceletme noktasında ‘tercih hakkı’ sunmuyor, ‘inceleteceksin sorumluluğu’ yüklüyor. Ancak genellikle bu kurum ve kuruluşlarda çalışan ilgili kişiler ‘avukata zorluk çıkarayım’ mantığıyla hareket ettikleri için sürekli bir problem çıkartıyorlar. Bunun sebebi ise cahillik ve bilgisizlikleridir.
Avukatlık Kanunu Madde 35(Bir kısmı): Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.
Kanunun 35. Maddesi yalnızca avukatlara tanınan bir hakkı açıkça vurgulamaktadır. Yani ‘dava açmak, savunma yapmak, evrak(dilekçe) yazımı avukata ait bir iştir. Arzuhalci, takipçi, hasarcı, hasar danışmanlık şirketi gibi yerlere güvenmeyin ve vekalet vermeyin. Aksi halde bu kişiler size fazlasıyla sorun çıkartır. Hukuki ve cezai iş ve işlemlerinizde avukatınız dışında kimseye güvenmeyin.
Avukatlık Kanunu Madde 36(Bir kısmı): Avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi, gerekse ,Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısıyla öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır. Avukatların birinci fıkrada yazılı hususlar hakkında tanıklık edebilmeleri, iş sahibinin muvafakatini almış olmalarına bağlıdır.
Kanunun 36. Maddesi avukatın ‘sır saklama’ yükümlülüğünden bahsetmektedir. Önemle vurgulamak istediğim kısım , bir avukat görevi dolayısıyla yapmış olduğu iş kapsamında müvekkillerinin sırlarını, müvekkilinden izin almadan açıklayamaz ve kimseye anlatamaz. Aynı şekilde müvekkili ile ilgili bir hususta, müvekkilinden izin almadan tanıklıkta yapamazlar. Anlamanız gereken nokta, avukatınızdan bir şey saklamamanız gerektiğidir. Nitekim avukatınızdan bir şey sakladığınız zaman, sakladığınız şey dönüp dolaşıp sizin ayağınıza dolanır.
Avukatlık Kanunu Madde 43(Bir kısmı): 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre ana gayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın avukatlık büroları faaliyet gösterebilir.
Kanunun 43. Maddesi avukatın bürosuyla ilgili bir hususa değinmektedir. Avukat, mesken olarak bulunan bir yeri büro olarak kullanabilir. Avukatın, meskeni büroya çevirmesi içinde kat maliklerinden izin ve benzeri şartlar gerekmez. Apartman yönetimleri bu husus size duyurulur. Avukatlık bürosu açamazsın diyemezsiniz. Kanunun verdiği hak ile açarız. Yalnızca susmak ile yetinirsiniz.
Avukatlık Kanunu Madde 50(Bir kısmı): Ayrıca her cezaevinde ve kolluk biriminde mesleğin onuruna ve önemine uygun bir görüşme yeri ayrılır.
Kanunun 50. Maddesi, avukat için gereken görüşme yerlerinin oluşturulması gerektiğine dikkat çekmektedir. Yani cezaevinde ve kolluk birimlerinde avukat için görüşme yeri ayarlanmak zorunda. Bakın ‘ayrılabilir’ demiyor, ‘ayrılır’ diyerek emrediyor. Bu sebeple ‘görüşme yeri yok, şurada görüşün’ cümlesinden artık vazgeçin. Ayrıca ayrılacak görüşme yeri de öyle alelade bir yer olamaz. Nitekim kanun ‘mesleğin onuruna ve önemine uygun’ diyor. Görüşme yeri ayarlarken bu hususa da dikkat edin ilgililer
Avukatlık Kanunu Madde 57(Tamamı): Görev Sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır.
Kanunun 57. Maddesi, avukata karşı işlenecek suçlarla ilgili bir duruma değinmektedir. Kanun açıkça ‘avukata karşı suç işlemek’ , ‘hakime karşı suç işlemek’ ile eşdeğerdir ve aynı şekilde cezalandırılır demektedir. Herhangi bir hakime karşı suç işlemekten nasıl korkuyorsanız, avukata karşı suç işlemekten de aynı şekilde korkun. Sonra ben bunu bilmiyordum yalanının arkasına sığınmayın. Avukatlık mesleğinin itibarının ne kadar yüksek olduğunun farkına varın.
Avukatlık Kanunu Madde 58(Bir kısmı): Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.
Kanunun 58. Maddesi, avukatın üzerinin aranmasıyla ilgilidir. Avukat, ‘Ağır cezalık’ bir suçüstü hali dışında aranamaz. İyi okumanızı rica ederim. Yani avukatın üzerini öyle kafana göre aramaya kalkamazsın. Ağır cezalık bir suçüstü olmadığı sürece, basit cezalardaki suçüstü halinde dahi arayamazsın. Anlamak çok zor değil. Kanun açık ve anlaşılır. Bu sebeple ‘X-ray’ den geçin’, ‘bir şu cihazla üzerinize bakalım’, ‘burada biz herkesi ararız’ vb. beylik lafları bırakalım ve kanuna bakalım.
Son Söz
Anlamak isteyene Avukatlık Kanunu çok şey anlatıyor. Anlamak istemeyene de bir avukata ihtiyaç duyması temennisinde bulunuyorum. Böyle kutsal bir mesleği lekelemeye çalışan, itibarsızlaştırmaya çalışan herkesin karşısında dimdik duracağımı da ihtaren bildiriyorum.