Ne zaman ki kendini değersiz görüyorsun işte o zaman kendine haksızlık ediyorsun. Kendine haksızlık ettiğinde işte o zaman da yazık ediyorsun kendine!.

Bir insan kendine nasıl kıyabilir, kendine nasıl yazık edebilir ki?

Sahi kendine haksızlık ettiğinde kendine yazık ettiğini hiç düşündün mü?

İnsan kendi olmayarak yada kendini bulmayarak bu girdaptan nasıl kurtulabilir ki?

İnsan, insan olduğunu bilmeli ve insan olduğunun kıymetini anlamalı ve gereğini yapmalıdır.

Ve insanı insanlıkta tutacak olan iki unsurdan asla vazgeçmemelidir. Nedir onlar?

1- İnsan ve anlam arayışı sürmeli

2- İnsan sorumluluk bilincine ermelidir.

Yüce yaratıcı, insan olarak yaratmışsa insanı o halde o insan nasıl sürü mantığı ile hareket edebilir ki? Nasıl kendini basit sıradan şuh değersiz görebilir ki?

İnsan kendisinin bir tane olduğunu, özel yaratıldığını, özel yetilerle donatıldığını nasıl unutur ki? 

Düşünsene akıl, ruh, kalp, vicdan, irade, bilinç, merhamet ve fıtrat gibi donanımlara sahipsin. Bunları görmezden geleceksin, bunların idrakinde olmayacaksın, bunları işlevsel kılmayacak yada aktive etmeyeceksin. Yüzüne burnuna, kulağına vs estetik ameliyat yaptırarak, botoks vs yaptırarak toplumda yer bulmaya çalışacaksın.

Kişinin elde ettiği ünvan, şan şöhret, etiket, apolet vs kişiyi sadece var kılar ama ona anlamlı bir hayatın kapısını aralamaz.

Sana anlamlı bir hayatın kapılarını aralayacak olan şey sendeki cevheri keşfetmektir küllemek değil.

Ne zamanki;

1- Akleden bir kul olursun,

2- Aklını ruhunu ve tüm benliğini vahiyle formatlarsın, 

3- İyiliklerle yüreklere yürürsün, 

4- Ev ev gönül gönül merhamet şebekeleri kurarsın, 

5- İradeni hiç bir güç/otoriteye teslim etmezsin,

6- Fıtratını sürekli diri tutarsın,

7- İş, oluş ve eylemlerinde erdemli hareketler sergilersin,

8- Tüm kazanımlarını ahlak ile taçlandırırsın,

9- Dışa değil içe, yüzeye değil öze, niceliğe değil niteliğe, curufata değil cevhere, bedene değil ruha yönelirsin,

10- Kitabına uydurarak değil kitaba uyarak yaşarsın,

11- "El alem ne der?" diyerek yaşamak yerine "Allah(cc) ne der?" şuuruna erersin,

İşte o anlam arayışının sonu seni huzura, refaha, selamete, saadete ve sonsuz mutluluğa götürecektir. Tersi ise hüsran, felaket, kayboluş ve yok oluştur.

Selam ve dua ile!