Soğuk algınlığı rahatsızlığı veya sinüzit kulaklarımızın tıkanmasına neden olur, Ne yapacağımızı bilemeyiz. Hele bir de görme engelliysek hem görmemek hem de duyamamak bizlerin güçlük yaşamasına neden olur.
Bizimkisi bir anlık fakat hiç duyamayan arkadaşlarımız var. Toplum içinde onları ne kadar anlayabiliyoruz? Görmezden gelip, kulak ardı mı ediyoruz. Sağırların işaret dili var “bir lisan bir insan” derken o lisandan haberdar mıyız? Yoksa işaret dilini öğrenip sadece şarkı, türkü çevirip, sosyal medya hesaplarımızda paylaşıp tıklanma sayımızı mı artırmaya çalışıyoruz?
Sivas ilimizde Sağırlar Spor Kulübü var. Spor dalında bilhassa futbolda çok başarılı işlere imza atıyorlar. İşitme engelli demiyorum, “sağır” diye hitap ediyorum. Öğrendim ki; sağır doğuştan duyamayanlara, işitme engelli ise duyup konuşabilirken duyma yetisini sonradan kaybedenlere deniyormuş. Sivas Halk Eğitim Merkezi bünyesinde EKPSS kursları vermekteyiz bugüne kadar birçok engelli arkadaşımızın atama haberiyle sevincimiz doruklara ulaştı, ancak sağır arkadaşlar bu sınavlardan iyi bir puan alamıyor. Atanmaları imkânsız hâle geliyor. Onlara göre ÖSYM kolay sorular soruyor, engelleri Aile Bakanlığımızca dikkate alınmaya çalışılıyor fakat mağduriyetleri bir türlü ortadan kalkmıyor. Çünkü işitme engelli ve sağır ibaresi sürekli karıştırılıyor. İşitme engelli arkadaşlarımız sonradan duyusunu kaybettiği için, okullarda işlenen dersleri rahatlıkla anlamış, testler çözmüş bir sürü sınavlardan geçmiş bu güne kadar zorlanmamış. Fakat sağırlar öyle mi? Sınav konuları, testler memurluk sınavlarında dağ gibi önlerinde duruyor.
Son üç haftadır beri ben de Sağırlar Spor Kulübü’ne gidiyorum. Pazar günleri arkadaşlarımızın sözsüz sohbetlerine şahit oluyorum. Ben ne konuştuklarını bilmiyorum. El işaretlerini de görme engelli olduğumdan dolayı göremiyorum. Ama gönlüme bir sakinlik doğuyor. Onların yanında kendimi huzurlu hissediyorum. Onlar gülünce ben de gülüyorum, ama neye güldüğümü bilmiyorum. Her şeyi bildiğini sanan ve ahkâm kesmeye çalışan insanlar arasından sıyrılıp gönül frekanslarımızı harekete geçirip, birbirimize uydurmaya çalışıyoruz. Aralarındaki birliktelikle ruhumuzu coşturuyoruz. Engelli derneklerin ve sivil toplum örgütlerinin can çekiştiği dönemlerde sağır arkadaşların Pazar sohbetleri takdir edilesi ve üniversite kürsülerinde araştırmaya değer bir konu diye iddia ediyorum. Toplum içinde sağırları anlamaya çalışmış bu konuda yıllarını vermiş akademisyenler ve yüreği temiz insanların varlığı dostlarımızın yalnız olmadığı sevincini bizlere yaşatıyor. Bunlardan biri de Prof. Dr. Recep TOPARLI. Recep Hoca, işaret dili için yıllardır mücadele etmiş, mensup olduğu Türk Dil Kurumunda işaret dili, Türkçe sözlük konusunda ciddi çalışmalara imza atmış, hem Ankara’da hem de Sivas’ta onların ellerini hiç bırakmamış. Kendisi engelli mi? Hayır. O, ailesinde engelli sevdikleri olan bir gönüllü. Sağırlar ve onu seven engelliler Recep Hoca’ya “dede” diyor. O da torunlarını bağrına basıyor. Sözde değil özde bir dede gibi. Üniversiteden emekli oldu, fakat hizmet edenin emeklisi olmuyor. Hem bilim adamlığı noktasında hem de engelliler alanında Recep TOPARLI çalışıyor.
Sağırların bir de abisi var. Mustafa EPİK. 11 yaşında top oynarken düşüyor ve kulağı duymaz hâle geliyor. Konuşabiliyor, okullarını eli öpülesi annesinin ve öğretmenlerinin desteğiyle başarıyla bitiriyor. Birincilikleri oluyor. O şimdi üniversite mezunu. Burada yazsak sayfalara sığmayacak başarılara imza atmış bir insan. Sağır dostları ve ben onu çok seviyorum. Sivas Belediyemiz de engellileri yalnız bırakmıyor. Geçtiğimiz hafta bir işitme engelli aileye çocuklarının ağlamasını rahatlıkla hissetsin diye cihaz hediye ettiğini öğrendik. İşitme engelli aileler için bebeklerinin ağlamasını duyamamak ne kadar zor olur hiç düşündünüz mü? Yine Sivas ilimizde Rehbercikler var; kimdir bu rehbercik? Eski ismiyle coda. Recep TOPARLI Hocamızın girişimleriyle TDK sözlüğünde “rehbercik” olarak adlandırılmaya başlandı. Anne ve babası sağır olan çiftlerin duyup konuşabilen çocukları. Bu çocuklarımız ödevlerini yapmakta zorlanıyorlar. Aileleri duyamadığı için ödevlerinde yardımcı olamayabiliyorlar. Sivas Belediyemiz ve Recep TOPARLI Hocamız bu çocuklarımıza gönüllü öğretmenlerle birlikte hafta sonu Belediyenin uygun gördüğü alanda eğitim veriyorlar. Ödevlerini yapan çocuklarımız derslerinde başarılı oluyorlar. Bu Sivas’ta bir ilk, diğer illere örnek olmasını diliyorum.
Dünya hayatı çok kısa, bu hayatta engeller de olacak, güçlükler de. Rabbim engelleri beraber aşacağımız dostlarımızın, gönlü güzel insanlarımızın eksikliğini göstermesin.
“Kalp gönle mekân olmuş. Kalp sahipleri değil ama gönül sahipleri sözsüz ve sessiz de sohbet ederler.” Ömer Tuğrul İNANÇER