Gazeteci Alper Tan’ı mektubuna bu ismi koydum.

“Alper Tan olarak bütün akrabalarıma ve sevdiklerime açık mektubumdur.

Bu konuyu yazıp yazmamayı çok düşündüm. Uzun değerlendirmelerden sonra yazmaya karar verdim. Çünkü yazmamanın da benim üzerimde bir vebalinin olduğuna inanıyorum. Yazıp sizlere ulaştırdıktan sonra bu vebal benim üzerimden kalkmış olacak diye düşünüyorum.

Belki bazılarınız kabullenmekte zorlanacaksınız ama Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan 1944 ortalarına kadar İngiliz mandasıydı. 1944’ten 2006’ya kadar da Amerikan mandası olarak devam etti. Türkiye 2006 yılından bu yana bağımsızlık mücadelesi veriyor. Bu kesin.

Bunu iftiharla söyleyebilirim ki bu mücadeleyi yürütenlerden birisi de benim. Milletimizin bağımsızlığını kazanması için her şeyi göze almış vaziyetteyiz. Bunun için bugüne kadar sizin bilmediğiniz bedeller de ödedim.

2006 yılında neler olduğunu ilerleyen yıllarda herkes öğrenecek ve tarih kitapları geniş bir şekilde bu konuyu yazacak. Elbette her seçim ülkeler için önemlidir. Fakat inanın ki 14 Mayıs seçimleri sıradan normal bir seçim asla değildir. 2006 yılında devletimizi elinden aldığımız Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri gözlerini tamamen karartmış ve 15 Temmuz işgal teşebbüsünden daha korkunç bir planla çalışmaktadırlar. Bu söylediklerim kesinlikle şaka değil. Ya da Tayyip Erdoğan’ın şahsı için bir propaganda değil.

15 Temmuz 2016 da, akşamdan önce size deseydik ki birkaç saat sonra Türkiye savaş uçaklarıyla en ağır silahlarla işgal edilmeye çalışılacak… Zannediyorum buna kimse inanmazdı. Ama olanları hepimiz hatırlıyoruz. Bu defa 15 Temmuz’dan daha şiddetli bir şekilde hazırlık yapıyorlar. Bunun şakası yok.

Amerikan, İngiliz ve Fransız savaş gemileri, denizaltıları, Savaş uçakları, helikopterleri füzeleri ve bunlarla bağlantılı terör örgütleri Yunanistan, Ege, Akdeniz, Suriye üzerinde hazır vaziyette bekliyorlar. İçerdeki işbirlikçileri ile birlikte aynı anda harekete geçecekler fırsat bulurlarsa.

Soğan, patates fiyatları, enflasyon veya başka kişisel sebeplerden dolayı Kemal Kılıçdaroğlu’na vereceğimiz her bir oy bu ülkeye bir kurşun, bir ihanet olarak dönecektir. Daha sonra lütfen “biz bilmiyorduk, haberimiz yoktu” demeyiniz. Seçimi kazanmaları halinde binlerce vatanperver insanı yargısız infaz edecekler (Bu listede ön sıralarda olanlardan birisi de benim). On binlerce vatanperveri cezaevlerine sokacaklar. Resmen ülkenin-devletin anahtarını Amerika Birleşik Devletleri‘ne teslim edecekler. Bunu da 300 milyar $ karşılığında yapacaklar.

Türkiye’ye özgürlük getireceklermiş. Bunların Afganistan’a nasıl bir özgürlük getirdiğini görmek isteyenler için “çok özel” bilgiler sunuyorum aşağıda sizlere:

Afganistan işgalinin faturası:

ABD ve müttefiklerinin Afganistan’daki katliamlarının sonucunda ortaya çıkan acı tablo:

Afganistan’ın 2001-2021 arasındaki işgalde yaşanan insan kayıpları:

Afganistan Vatandaşlık ve Nüfus Veri Başkanlığı’nın 31 Ağustos 2021 tarihi itibariyle tuttuğu kayıt verileri;

11 Eylül 2001 den itibaren Afganistan’da insan kaybı.

* Sivil vatandaş kaybı 2 milyon 230 bin.

* Asker, polis, güvenlik görevlisi kaybı 307 bin.

* Resmî olarak bizim tespit ettiğimiz “terörist” adı altında kaybı 783 bin.

* 06-13 yaş kaybolan, kaçırılan çocuk sayısı 102 000.

* Savaşta sakat kalmış sivil, asker, polis, güvenlik görevlisi sayısı 2 milyon 780 bin.

* Savaş nedeniyle dağılmış, yurtlarından edilmiş, Afganistan’ı terk etmiş aile sayısı 396 bin.

* Bu veriler sırf Afganistan için.

Bu rakamlara daha yüzde 10-20 ilave yapabilirsiniz. Çünkü devlete ulaşmayan, ulaşsa da sisteme girmeyen çok fazladır.

Yani işgal dönemindeki 20 yılda yaklaşık 3 milyon 600 bin Afgan vatandaşı öldürüldü. Şu an 7 milyon civarında da savaşlarda sakat kalmış insan var Afganistan’da.

İşte Afganistan’da böyle yaptılar. Irak’ta ise 1 milyon 200 bin’den fazla insan öldürdüler. Öldürülenlerin tamamı vatanperver Iraklılardı. Ama hepsine “terörist” yaftası bastılar.

Eğer ellerine fırsat geçirirlerse Türkiye’yi Afganistan’dan daha beter hale getirilir. Çünkü Türkiye’yi bütün İslam dünyasının hamisi başı, lideri olarak görüyorlar. Türkiye’yi ele geçirmeleri halinde 57 İslam ülkesine diz çöktüreceklerini hesap ediyorlar.

Elbette bizim devletimizin de bunlara karşı büyük hazırlıkları var. Teslim olmayacağız. Neye mal olursa olsun sonuna kadar savaşacağız. Ancak sandık vasıtasıyla düşmanlarımıza bu fırsatı sunmamak için her bir vatandaş olarak üzerimize düşen mükellefiyetler var. Lütfen bunların bilincinde olalım. Bütün büyüklerinden kardeşlerimden özellikle rica ediyorum bunu. Çevremizdeki insanlara da ciddi bir şekilde anlatıp uyaralım” diyerek helallik istiyor ve benimde uzun zamandır dillendirdiğim bir gerçeği farklı boyutu ile anlatmasını sizlerle paylaşmak istedim…

Devletimiz, ABD, İSRAİL, İngiltere, Fransa, Almanya, Yunanistan ve PKK tarafından işgal edilmek istenmektedir.

Allah korusun! İşgale uğramış bir yurdu kurtarmak kolay değildir.

İşgale uğramak, malını, canını ve her şeyini kaybetmek demektir.

Pişmanlık fayda vermez. Uyanık olalım.