İnsanlar sosyal medya`ya kendilerini öyle bir kaptırmış ki , ellerinden kayıp giden günlerin
farkına varmıyorlar. Tespih tanesi gibi arka arkaya diziliyor günler. Birbirinin tıpatıp
aynı.Sosyal medya bize ne düşünme zamanı bırakır ne de okuma. Telefonla geçen esaret
saatleri bireyleri oyalar gibi görünürken , durmadan mesajlar aktarır. Nasıl düşünmesi
gerektiğini , eğlenmesini , sevmesini ve hangi politika çizgisinden gitmesi hakkında bilgiler
empoze edilir.Düşünmeden ve hissetmeden yaşarız .Toplumun zevkini geliştirme , niteliğini
yükseltme , kibarlık ve nezakat gibi kavramlardan uzaklar. Yaşamlarını daha çok yeme , içme
ve hava atmak üzerine kurulmuştur.Bunun nedeni , insanların kendi iç dünyaları ve değerleri
için değil , gösteriş için sosyal medya`da zaman geçirmeleri.Nerede tatil yaptıkları , ne yemek
yedikleri , hangi mekanda bulundukları, arabayı kullandıkları ve kıyafetleri giydiklerini ,
başkalarına `` Bakın sizde olmayan şeyler bende var `` der gibi paylaşımlar yaparak kendini en
yukarılarda hissedebilmek isterler . Sosyal medya yüzünden beyinleri küçülen bireyler ,
küçülen beyinleriyle de kaba komedilerle, internet küfürleriyle ve argoyla kullanıyorlar.
Beyinlerini sosyal medyayla uyuşturup işlemez hale getiren bir kuşağın dramıdır .Bu dram ,
toplumu tehdit etmektedir.Gülten Akın ne demişti:`` Ah kimselerin vakti yok durup ince
şeyleri anlamaya`` Çünkü herkes hem kendisini hem karşısındakini aşağılayan bir hırgürün
çoşkusuna kapılmış . Geri kalan zamanda da sosyal medya da toplumun yeni kahramanlarını
seyrediyor , daha bir kuşak önce çocukların örnek almaması için uğraşılan , olumsuz örneği
olarak gösterilen ilkel tipleri.